Oğlanlar traducir inglés
2,102 traducción paralela
Bu arada, asıl oğlanlar geç kaldı ya.
I was reminded, that the guests of honor were late
Ernie Hanson'ın çok şeker bir oğlan olduğunu düşünüyorum. Ama oğlanları öpüp durmanı istemiyorum.
I want you to know that I think Ernie Hanson is a very nice little boy, but I don't want you running around just kissing boys.
- Ayrıca oğlanlar öpülmez.
- And you don't kiss boys.
Oğlanlar bir keresinde bir elliğine oturmama izin vermişlerdi.
The guys would even let me sit in once in a while on a hand.
Oğlanlar, arabalar...
Older boys, cars.
- Oğlanlar!
- Boys!
Sadece oğullarım var ve oğlanlar iğrençtir!
I only have boys, and boys are disgusting!
Hata payı olmaz. Niye oğlanları ayrı bir odaya koyup,
Why he didn't put the boys in separate rooms and say,
Seni ve oğlanları yemeğe götürmeme ne dersin?
What do you say I take you and the boys out to dinner?
Yağdırdım, yağdırdım, o oğlanların üstüne yağdırdım!
# I made it rain, made it rain, I made it rain on them boys #
Artık gencecik oğlanlar kafalarına tüyler takıp, "ulelek ulelek" diye sabahtan başlayıp, akşama kadar kızıldericilik oynuyorlar...
Today you get young boys sticking feathers in their heads making whooping noises and playing Indians all day.
Geçen bizim oğlanlar, bu şerifin yanında bir tane var...
The other day, my boys... The sheriff has that stooge.
Bunlar da sizinmiş galiba, bizim oğlanlar getirdi.
I guess these are yours. The boys gave me them.
Benim oğlanlar hasat kaldırıyor.
My boys have been harvesting.
Beyler ve bayanlar, kızlar ve oğlanlar! Ve bilet almadan giren serseriler! Sizlere gurular Astro Çocuğu sunuyorum!
Ladies and gentlemen, boys and girls... and all who walk no ticket... let me propose to you Astro Boy!
Oğlanlar nerede?
Where'd the boys go?
Oğlanları mı getirdin?
You bring the boys over?
Oğlanlar, Barb'ın yanında evdeler.
The boys are at home with Barb.
Ama niçin yalnızca oğlanlar Katedral mektebindeki kütüphaneden faydalanacaklarmış?
But why should I let the boys at the cathedral school better off... to enjoy their offerings of the library.
Oğlanları yatılı okula gönderiyorum Edie'yi de, sen onu tamamen mahvetmeden önce, yanımda, şehre götürüyorum.
I'm putting the boys in boarding school and I'm bringing little Edie back to the city before you ruin her altogether.
DarbaCon'ın yıl sonundaki şişmiş pozisyon yenilemesine bakılırsa saçlarının güzel olduğunu, oğlanların ona baktığını görürsünüz.
I think if you look at DarbaCon's bloated end-of-the-year rollover you'll see it has pretty hair and all the boys are looking at it.
Resimlerindeki oğlanlar...
The boys in your paintings...
Benim şişko oğlanlar nerede?
Where are my fat boys?
Şişko oğlanlar!
Fat boys!
Şişko oğlanlarıma bayılıyorum.
I love my fat boys.
İkiniz, bana bir rüyada tanıştığım komik oğlanları hatırlatıyorsunuz.
You two remind me of some funny boys I met in a dream.
- Oğlanları doyurmaya çalışıyordum.
- I was trying to get the boys fed.
Bütün oğlanlar sana aşıktı.
All the boys were in love with you.
Çünkü tüm şehir oğlanları ibnedir.
'Cause all them city boys are faggots.
Bu oğlanların niyeti hiç iyi değil gibi duruyor.
Sounds like them boys have been up to no good again.
Oğlanlar üç yıldır Kfar Kout'da.
The older boys are in Kfar Kout.
Kızlar, oğlanlar yanlarındayken aptallaşıyorlar.
Girls get all goofy over boys.
Bu sabırsız oğlanlar herşeyi mahvedecek.
These impatient youngsters will destroy everything.
Senin oğlanlar, onlar iyi.
They're good, your boys.
Namazını kaçıran oğlanlar.
The boys who miss their prayers.
İstediklerini de yaparım... oğlanların şeyimi emmesinden onları arkadan becermeye kadar.
I get it all though... everything from guys paying to suck my dick to me fucking them up the ass.
Küçük oğlanları da seviyor musun?
You like to fuck little boys, too?
Beni küçük göğüslerim oğlanları hatırlattığı için mi seviyorsun?
You like me'cause I got my little titties? They remind you of a kid?
İkiz oğlanlarım var. Çiftlikte.
I got twin boys back at homestead I...
Belki de oğlanlar beni sandığımdan iyi tanıyordur.
Maybe them boys know me better than I thought.
Plajda, kaslarını gösteren oğlanlar.
Boys flexing their muscles on the beach.
Evet, Bindoonlu oğlanları tanıyorum, elbette.
Well, yeah, yeah. I know the Bindoon boys, of course.
Tamam, tamam, ama olaya bir de yaşlı oğlanlarından gözünden bak.
OK, OK, but look at it from the old boys'point of view.
Ve onları tanıdığım şekilde gördüm. Genç oğlanlar olarak, şimdiki yetişkin olacakları halleriyle değil. Hayal etmesi çok güzel birşeydi ama bu kadar olduğunu bilyordum.
And I saw them as I'd known them as young boys, not as the adu ] ts they would be now, lt was a lovely thing to imagine, but I knew it was just that, Imagined,
Kittila'daki göt oğlanları.
The jerk-offs from Kittila.
Göt oğlanları.
Fucking jerk-offs.
Ama oğlanlar... Hem de yanınızda bir yetişkin olmadan.
Not without an adult present.
Oğlanlar seni öper.
Boys kiss you.
Bunlar gibi derken, toy oğlanlar mı?
So many of what?
Sadece oğlanlar.
Ah, just the boys.
Oğlanlar ayrılıyor! Onlarla kim evlenecek?
Who will marry them?