Palm traducir inglés
3,283 traducción paralela
Hedef, eve kendini kaptırmış gibi 1516 Stinson Caddesi, Batı Palm City.
Subject seems fascinated with the property 1516 Stinson Avenue, West Palm City.
Palm City'deki geliştirilebilir kordon bölgesinin yarısından bahsediyoruz.
We're talking about half the developable waterfront in Palm City.
Palm City'yi bir narko-terörist durağına çevirmek.
Turn Palm City into a narco-terrorist way station.
Palm City'deki her bölgede "Ceset" isimli bir dosya vardır.
Every precinct in Palm City has a file called "The Lich."
Adım Netta Stilton Palm Ridge'deki Orchard Sanatoryumu'nda hemşireyim.
I'm Netta Stilton, nurse at the Orchard Sanitarium in Palm Ridge.
Palm City'yi tehdit eden yerli bir teröristle ilgili kanıtım var.
I got evidence of a homegrown terrorist threat to Palm City.
Tüm Palm City'de insanlara onları ölü gibi gösteren bir psikoaktif nörotoksin verilecek.
All over Palm City, people are getting dosed with a psychoactive neurotoxin that gives the appearance of death.
Yalnızca eski Palm City polis raporları.
Just the old Palm City police files.
Yeni Palm City'nin kurucularıyız.
We are the founders of the new Palm City.
Onca yıldan sonra Palm City'nin nasıl değiştiğini gerçekten anlamışsın.
You really understand how Palm City's changed over the years.
Hapishaneler Dairesi sekreteri Patrick Portman Peter Fleming ve Ark Şirketi'nin Palm City'nin ceza sisteminin özelleştirilmesi önerisini reddetmeyi sürdürüyor.
- Secretary of prisons, patrick portman, Remains the lone holdout against peter fleming And ark corporation's bid
Palm City'de 200 yıldan beri bir Faraday var.
- There's been a faraday in palm city For 200 years.
Büyükbaban da Palm City şerifiydi.
- Oh. And your grandfather, He was a palm city sheriff.
Palm City, Peter Fleming'in laboratuarı gibi deney yeri gibi.
Palm city, it's like peter fleming's laboratory, His experiment.
Palm City'nin sana ihtiyacı var.
Palm city needs you.
Evet, Keaton kaybolduğunda o Palm Springs'teydi.
Yeah, he was in Palm Springs when Keaton went missing.
Keat kaybolduğunda ben Palm Springs'teydim ama biliyorsunuz ki, Keat ve ben dostuz.
I was in Palm Springs when Keat went missing, but, you know, me and Keat, we're buds.
Merkez Palm City benim kulelerden Sycamore Bulvarı'na kadar.
Central palm city is mine, from the towers to sycamore boulevard.
Ortada Palm City de kalmayacak.
There won't be any palm city left.
Şimdiyse karım Palm Beach'de yaşıyor ve çocuklarımı yılda 2 kez görebiliyorum.
Now my wife lives in Palm Beach, and I only see my kids twice a year.
Bütün kalabalık avucumda, tüm sevenlerim ayakta.
The crowd's in the palm of my hand All my fans stand
Normal büyüklükteki bir ada üzerinde iki dev köpek ve iki palmiye.
Okay, it's two giant dogs with two giant palm trees on a regular-sized island.
"Bu bir palmiye ağacı mı, " yoksa Gabe daha da mı zayıfladı?
" Is that a palm tree, or did Gabe get skinnier?
Her giriş için, sadece onun sesi, el izi ve göz taraması gerekiyor.
Every entry needs voice print, palm print, iris recognition by him and him alone.
Çünkü bir sonraki gereken şey elin.
Because the next thing I need is the palm of your hand.
Çatı Sago palmiyesinin yapraklarıyla kaplanıyor ağaç kabukları duvarları ve tabanı oluşturuyor.
The roof is tiled with sago-palm leaves and rolls of tree bark make the floor and walls.
2 hafta içerisinde, 42 çalişan, sayısız ağaç... 30 balya palmiye yaprağı, 16 top ağaç kabuğu ve 5 kilometrelik kalın ip sonucunda ev tamamlanıyor.
In two weeks, with 42 workers, countless felled trees, 30 bundles of palm leaves, 1 6 rolls of bark and 5 kilometres of twine, the new home is complete.
Hector, ülke avcunun içinde.
Hector..... you have the country in your palm.
O bir kazaydı, kapının birinde palmiye resmi vardı. Diğerinde ise iki tane hindistan cevizi vardı ve ikimiz de biliyoruz ki iki hindistan cevizi her ikisine de uyar.
That was an accident... one door had a picture of a palm tree, and the other one had two coconuts, and we both know two coconuts can go either way.
Şüphelinin, trenin camından aldığımız avuç içi izi veri tabanında kimseyle eşleşmedi.
Our suspect's palm print off the glass of our train... got me absolutely nothing in AFIS.
Danny, O avuç içi izi vardı ya?
Danny, that palm print?
Adam'ın, kurbanın giysisinde bulduğu izle benim bulduğum avuç içi izi eşleşti.
The trace that Adam found on the vic's clothing is a match to trace that I found on the partial palm print.
Pencerede bulduğumuz, kurbanın el izinde de vardı.
Which we found on the vic's palm print left on the window.
Arkada palmiyeler falan var da.
I see palm trees.
Arkadaşlarımın el falını okumuyorum.
I won't read the palm of a friend.
El falıma baksana.
I need you to read my palm.
Madhuri el falını okudu ve sonuçlarına katlanamadı.
Madhuri read his palm, and he's not taking it so well.
El falını okutmalısın.
Well, you should get your palm read.
Madhuri, belki el falını yanlış okumuşsundur.
Madhuri, maybe you read her palm wrong?
9 yargıcın hepsini avucunun içine alırdı.
Get all nine Justices right in the palm of his hand.
Az önce avucundan kart çıkartıp... Bunu Aziz Peter'a anlatırsın ölü adam!
I just saw you palm a card out of your...
Sen falına baktırırken yüzbaşı aradı.
Lieutenant called while you were in there getting your palm read.
Avuç içlerine yapıştır!
Oh, glue it to your palm.
Palm City'nin bir Godfather'a ihtiyacı var.
Palm City needs a godfather.
Benim de daha yeni öğrendiğim üzere bu, yüksek mevkideki Ark çalışanlarıyla Palm City'deki suçlular arasında gizli bir anlaşmanın olduğunu doğruluyor.
But it only confirms what I myself have just recently been made aware of, that high level Ark officials have been working in collusion with organized crime in Palm City for months.
Palm City vatandaşlarından tek isteğim, şirket içinde kendi araştırmamı tamamlamak ve sorumluları adalete teslim etmek için bir şans vermeleri.
I only ask the citizens of Palm City to give me a chance to complete my own internal investigations and to bring those responsible to justice.
Bir son dakika gelişmesi var, bu gece Palm City'de...
We have breaking news, in Palm City tonight and it's news that is...
Ben olmadan, Palm City'nin suç patronu olamazsın.
Without me, you're no longer the godfather of crime in Palm City.
Şefin Palm City'de adil bir anlaşma almasının imkânı yok.
There is no way the chief is gonna get a fair deal in Palm City.
Benim mi?
Palm City needs a godfather.
Palm City'nin bir Godfather'a ihtiyacı var.
A little fear is a wonderful thing.