Paris traducir inglés
17,609 traducción paralela
Ve biz Paris'e gidiyoruz.
And we're on our way to Paris.
Eğer kira ödemek yok, ama sen göze alamaz. Erkek arkadaşınla Paris'e romantik bir gezi?
You don't pay rent, but you can afford to take a romantic trip to Paris with your boyfriend?
- Kate'i bulmak için Paris'e gittiğini söylüyorlar.
They say he went to Paris to find her.
"Paris, Günümüz"
_
Kate Paris'e gitmeden önce, Londra'da genç bir kadınla arkadaş olmuş.
Before Kate went to Paris, she was befriended by this young woman in London.
" Paris, Günümüz1
_
Bu hafta Paris'te yaşanan trajik olaylar göz önüne alındığında Homeland bazılarının rahatsız olabileceği bir içeriği kapsamaktadır.
_
Paris saldırısından zarar gören herkese en içten taziyelerimizi sunarız.
_
Olsam bile, kimse başka Paris olayı görmek istemiyor.
But even if I were, nobody wants to see another Paris.
Hep Paris'e gitmek istemişimdir.
I've always wanted to go to Pairs.
Yarın hepimiz Paris'e gidiyoruz.
Tomorrow, we'll all go to Paris.
Kendini şehit edecek bir çocukla birlikte Paris'e gidiyor.
She's on her way to Paris with some kid who's gonna martyr himself.
O trene yakalanmadan binmen imkansız biliyorsun değil mi?
You know, there's no way you're getting on that train to Paris without getting busted.
- Paris'ten alınmasını istediğim önemli bir paket var.
There's an important package I need picked up from Paris.
Paris'te herkes seni arıyor.
All of Paris is looking for you.
Paris'te hastaneye mi gittin?
Did you go to hospital in Paris?
Petrovich'in, Paris'teyken FBI ajanı Curtis Ballard gözetiminde tutuklu olduğunu biliyorum.
I know for a fact that he was in the custody of FBI Special Agent Curtis Ballard in Paris.
Beni Paris'e götüren sendin.
You're the one who took me to Paris.
- Kate'in başı belada. Kendini şehit edecek bir çocukla beraber Paris'e gidiyor.
She's on her way to Paris with some kid who's gonna martyr himself.
"Calais Yakınları, Paris"
_
Pekala, bak şimdi. Paris yaklaşık 300 km ötede.
All right, look, Paris is about 300 clicks.
Paris'e kendim gidebilirim.
I can get to Paris on my own.
Fransız polisini ara ve Calais ve Paris arasında hiç çalıntı araç vakası var mıymış öğren.
Call the French police, tell them to flag any stolen vehicles between Calais and Paris.
"Paris, Fransa Günümüz"
_
Paris'e hiç gelmemiştim.
I've never been to Paris.
İkimizin birden Paris'e varabilme olasılığı sadece birimizinkinden daha düşük.
There's a better chance of one of us making it to Paris - than both of us.
Eğer ben teslim olursam, sen Paris'e giden bir trene atlayana kadar dikkatleri üzerime çekebilirim.
If I turn myself in, it'll put their focus on me long enough for you to hop a train to Paris.
- Paris'e git ve günü kurtar.
You get to Paris and save the day.
Paris'te bir adres almış.
All he's got is some address in Paris.
Kate'i Paris'ten arabayla alan da Beslan'dı.
Beslan was the one who drove Kate from Paris.
Ballard seni Paris'te bulmadan önce seni burada, Prag'da aramış.
Before Ballard found you in Paris, he looked for you here, in Prague.
Paris'te olduğumu duydun.
You heard I was in Paris.
- Evet, Paris'te.
Yes, in Paris.
Kate'i Paris'ten alıp götüren de o.
He moved Kate out of Paris.
Kate Crawford'ı Paris'ten kimin aldığını biliyoruz.
We know you drove Kate Crawford from Paris.
Paris saldırısındaki terörist kız değil misin sen?
Aren't you the terrorist girl from the Paris attack?
Paris'te öğrenim gördüm ve hep şöyle düşündüm " Buradayım, seninle konuşabiliyorum, çünkü burası Fransa.
I studied in Paris and I was like, " I'm here, I can talk to you because it's in France.
Paris, Monaco, Dubai, Hong Kong.
Paris, Monaco, Dubai, Hong Kong.
Doğunun Paris'i.
Paris of the Orient.
Fakat Paris'e hiç benzemiyor değil mi?
But it's nothing like Paris, is it?
Paris bile artık Paris gibi değil.
Hell, not even Paris is like Paris anymore.
Doğunun Paris'inde kullanılan dildir.
It's what they speak in that Paris of the Orient.
Cezanne Paris Salon tarafından 18 yıl reddedildi.
Little-known fact : Cezanne was rejected by the Paris Salon for 18 years.
Onun yerine, Paris Adalarının çamurunda sınav çekiyor olacak.
Instead, he'll be doing push-ups in the mud on Paris Island.
Paris Le Voltaire'de güneş batarken biftek tartar yemek.
Steak tartare at Le Voltaire in Paris at sunset.
Paris, 1789.
Paris, 1789.
.. 10 gün önce Paris'te kayboldu.
Went missing in paris 10 days ago.
Annika bugün Paris'e gideceği hakkında bişi paylaştılar.
Annika has been posting about she's gonna be flying to Paris tonight.
Navid, Orta Doğu barış zirvesinde Bandari'li yetkililer için tercüme yapmış... Londra, Paris, Moskova gibi yerlere gitmiş.
Navid translated for bandari dignitaries at the middle east peace summit, state visits to London, Paris, Moscow.
Bir dükkân açardık ama Paris'te.
We could open a practice, but in Paris...
- Paris mi?
Her?