Pasteur traducir inglés
122 traducción paralela
- Pastör'e de böyle demiºlerdi.
- That's what they said about Pasteur.
Sen ve Pasteur.
You and Pasteur.
Ben de Bayan Pasteur olacağım.
And I'll be Mrs. Pasteur.
Peder de arabasıyla geldi.
Pasteur arrives in his car.
Evli değilsiniz, değil mi Peder?
You are unmarried, Pasteur
Sonra Peder, ne yapmış?
And what did Pasteur do?
Peder, konuklarından geceyi orada geçirmelerini rica eder.
Pasteur requests his hosts remain for the night.
Yani, peder koynunda üç zehirli yılan beslemektedir.
Thus Pasteur nurses three vipers.
Haklısın Peder.
You are so right, Pasteur.
Dertler, Peder.
Troubles, Pasteur.
Kabus gibi şeyler Peder.
Nightmares, Pasteur, for others.
Nasıl istersen, Peder.
As you wish, Pasteur.
Rahibin de dediği gibi, çok enteresan.
Very interesting, as Pasteur would say.
Dr. Lister ve Louis Pasteur ve Madame Curie.
Dr. Lister and Louis Pasteur... and, uh... Madame Curie.
Pasteur'ünkü kadar önemli bir buluş yaptınız.
You've made a discovery as important as Pasteur's.
Dr. Korby, "Arkeolojik tıbbın Pasteur'ü" diye biliniyor.
Dr Korby, called "the Pasteur of archaeological medicine".
Hepsini Pastör Enstititü'süne bırakmış.
He heft it all to the Pasteur Institute.
- # # Disaster didn't stymie Louis Pasteur - # # No, sir
- # # Disaster didn't stymie Louis Pasteur - # # No, sir
İnsanın bir seçim yapmak zorunda olduğu ve bu sayede pek çok insan yaşamını kurtarabileceği trajik ve dramatik bir durumdu.
I went to Pasteur High School, but for me, being Jewish wasn't an issue, as we weren't religious.
Orta sınıf bir ailede büyütüldüm. Pasteur Lisesi'ne gittim. Ama benim için Yahudi olmak bir sorun değildi çünkü dindar değildik.
And when I found out through others that I was Jewish, at first, I felt extremely sad to be rejected by my community and this country I loved, not because I was born here, but because I loved the history.
Pasteur'u ele alalım. Mucizelere inanıyordu ama spontan nesillere değil.
Take Pasteur, who accepted miracles,... but not spontaneous generation.
Ve diyorlar ki, şimdi Paris'te, Fransa'da, hatta şu anda... Louis Pasteur, şarbon hastalığını ebediyen ortadan kaldıracak... yeni bir aşı geliştirmiş.
And they say that now in Paris, France, even as we speak Louis Pasteur has devised a new vaccine that will obliterate anthrax once and for all.
Louis Pasteur ve Madame Curie'nin kullandığından, doğru değil mi?
As used by Louis Pasteur and Madame Curie. right?
Risk almasalardı, Pastör ya da Salk gibileri ortaya çıkar mıydı?
Where would Salk or Pasteur be if they hadn't taken chances?
Eğer ona Meccacci'nin adamlarından önce ulaşmazsam, Alfred, o kimya dehası, tarih olacak.
Because if I don't get to him now, before Meccacci's hoods do Alfred, the chemical genius, is all through, like Pasteur.
Pasteur onları henüz keşfetmişti.
Pasteur had only just invented them.
Louis Pasteur ile karısı arasında ortak nokta var mı sanıyorsun?
You think Louis Pasteur and his wife had anything in common?
Pasteur Enstitüsü'ndeki laboratuvar ve benim laboratuvarım 15 yıldır arkadaştır.
The laboratory at the Pasteur Institute and my laboratory have been friends for about 15 years.
Data, USS Pasteur'ü bul.
Data, find the USS Pasteur.
Bir ışık yılı uzaklığa kadar tam alıcı taraması yaptım.
I've conducted a full sensor sweep out to one light year from the Pasteur.
Zaman bozukluklarını tespit etmenin başka yöntemleri de var ama biz Pasteur'ün imkanlarından dolayı kısıtlamış durumdayız.
There are several methods of detecting temporal disturbances, but we're limited by the equipment on the Pasteur.
Tüm Pasteur mürettebatı gemide.
All the Pasteur's crew is safely on board, admiral.
Pasteur'ün çekirdeği patlayacak!
The Pasteur's core is going to breach.
Yani yani Pasteur takyon atımı yaptı...
I mean, when the Pasteur used the tachyon pulse, then we...
Benim küçük Louis Pasteur'üm o.
He's my little Louis Pasteur.
Pasteur Enstitüsünden Fransız virüs bilimci Dr. Carpentier, bu virüse Tayvan Virüsü...
They're like roaches. They fear light. A French virologist from the Institut Pasteur,
Louis Pasteur Freddie'nin en sevdiği bilim adamı.
It's Louis Pasteur, Freddie's favorite scientist.
Jarvik, Pasteur.
Jarvik, Pasteur.
Bu tarihe geçmem için bir fırsat Galileo, Newton, Pasteurile yanyana durmak için şans...
This is my chance to go down in history, shoulder to shoulder with Galileo, Newton, Pasteur.
- Louis Pasteur'ün göremediğimiz bir şeyler hastalara saldırıyor teorisine kadar.
- Until Louis Pasteur theorised that something we could not see was attacking the patients.
Su depolarını dezenfekte edip suyu arıtıyorum.
Pasteur, I disinfect the barracks and I purify water.
Papaz bana korkunç bir şey söyledi
Pasteur told me an atrocious thing.
Papaza söyleyeceklerimi inkar etmen daha iyi.
Better is worth than you are unaware of what I will say to Pasteur.
Bu papazla ne yapıyorsun?
What you with this Pasteur make and these troublemakers?
Ve halkın sayesinde, Thomas Mann'dan ve bu hümanist papazdan daha az gelişmiş.
And thanks to the people, less sophisticated than Thomas Mann or this humanistic Pasteur.
Pardon, Papaz, işim var.
Forgiveness, Pasteur, I have work.
- Günaydın, Pastör.
- Hello, Pasteur.
Güle güle, Pastör.
Goodbye, Pasteur.
Pastör acelem var.
Pasteur, I am in a hurry.
Pastör bana orada olduğunu söyledi.
Pasteur said to me that you were there.
O Lycée Pasteur'da tarih öğretmeni. Ben de Victor-Duruy'dayım.
He teaches history at lycee pasteur, i'm at victor-duruy.