Patsy traducir inglés
915 traducción paralela
Şey, sana haberlerim var, dostum, kimse Artie Jessup'u kurban edemez, anladın mı?
Well, I got news for you, pal, nobody makes Artie Jessup a patsy, you got it?
Herhalde Patsy teyzeye uğradı.
She's probably up at her Aunt Patsy's.
Ya Patsy teyze evde değilse?
Supposing Aunt Patsy wasn't home?
Lucy, Patsy teyzenin dağ evinde.
Lucy's up at her Aunt Patsy's cabin.
Patsy teyze.
Aunt Patsy.
Merhaba Patsy'ciğim.
Hello, Patsy, dear.
Patsy'ciğim, sen nereye gidiyorsun?
Patsy, dear, where are you going?
Patsy, bu gece böyle sıkıldığın için özür dilerim.
Patsy, I'm sorry you're so bored tonight.
- Patsy, bunu yapamazsın!
- Patsy, you wouldn't!
- Ne haber Patsy?
- Patsy, how are things?
- Patsy teyzeyle çıktı.
- Out with Aunt Patsy.
Gerçekten Patsy, bu akşam Jerry'yi görecektin.
Honestly, Patsy, you should have seen Jerry this afternoon.
Patsy, ara sıra da olsa...
Patsy, here and there, now and then...
- Merhaba Patsy.
- Hello, Patsy.
- Merhaba Patsy teyze.
- Hello, Aunt Patsy.
- Patsy'nin dağ evine.
- l'm going to Patsy's cabin.
Patsy çok üzülür.
Patsy will be disappointed.
Patsy teyze yok mu?
Isn't Aunt Patsy here?
Patsy teyzenin geceliklerinden giydim.
My nightie is coming to me through the courtesy of Aunt Patsy.
Belki eskiden enayiydim, ama ikinci kez olmaz.
Maybe a patsy once, but never twice.
Patsy, sanıyorum burada çok mutlu olacaksın.
Patsy, you'll be very happy here at St. Mary's.
Benden bir şey saklıyorsun, Patsy.
You're holding back on me.
Hepsi bu kadar, Patsy.
That's all.
- İyi akşamlar, Patsy.
Good evening, Patsy.
Cesaretin kırılmamalı.
You shouldn't get discouraged, Patsy.
Beş duyu neler?
What are the five senses, Patsy?
Seni bu düşüncelerle yalnız bırakacağım.
Patsy, I'll leave you with those few little thoughts.
Patsy gibi bir kızın cesaretlendirilmeye ihtiyacı var.
Yeah. A girl like Patsy needs a lot of encouragement.
- Patsy hakkında mı?
- Is it about Patsy?
- Konu, Patsy'yle ilgili dediniz.
You said it had something to do with Patsy.
- Bakın, efendim.
Look, Sister. Yes, that's really nice, Patsy.
- Herkesin gözü Patsy'de.
Sister Benedict's giving Patsy all the attention.
- Patsy, öğretmenin gözdesi.
- Patsy's teacher's pet. - Meow!
Patsy, üzgünüm.
I'm sorry, Patsy.
Patsy mi?
Patsy? Oh, no.
Okulun onurunun bir şey ifade ettiğini düşünüyor musunuz?
Don't you think the honor of the school means anything? But what about Patsy?
Patsy için çok üzülüyorum, tersini ifade ettiğinizde, adil olmuyorsunuz.
My heart aches for Patsy... and what you infer, you're being very unjust.
- Gir, Patsy.
Come in, Patsy.
- Patsy.
- Patsy.
Patsy için neler hissettiğinizi biliyorum.
I know how you feel about Patsy.
Utanç verici bir durum. Mezun olamadığın için kendini kötü hissetmemelisin.
It's embarrassing, Patsy, I know... but you mustn't feel so badly about not graduating.
Hayattan kaçmak için rahibe olunmaz, Patsy.
You don't become a nun to run away from life, Patsy.
Oh, Patsy.
Oh, Patsy.
Patsy, şuna bak.
Patsy, look at this.
- Sizi kurban olarak seçmiş.
- Making a patsy of you, eh?
Patsy burada.
Patsy's right in here.
- Çok hoş, Patsy.
It's very...
- Evet, kaldın Patsy.
Yes, you did, Patsy.
Hangisi Patsy?
Which one's Patsy?
- Canını sıkan nedir, Patsy?
What is troubling you, Patsy?
Başka bir şey daha var.
Well, then, Patsy, that's another thing.