Peyton traducir inglés
2,233 traducción paralela
Ben de seni seviyorum, Peyton.
I love you, too, Peyton.
- "Peyton"'u tekrar öneriyorum.
I'm putting "peyton" back on the table.
Son bildiğim kadarıyla sen de Peyton Sawyer'dın. Şirket Başkan Yardımcısı'nın yardımcısı.
Last I knew, you were Peyton Sawyer, assistant to the assistant of the label president.
Peyton, saçlarım dökülüyor, çökmüş durumdayım,
Peyton, I'm losing my hair, I'm hung over,
Ne zamandır Los Angeles'dasın Peyton?
How long you been in Los Angeles, Peyton? - From...
Peyton Sawyer'ın kaderinde mükemmellik var.
Peyton Sawyer is destined for greatness.
Çünkü Peyton Sawyer hiçbir şeyin veya..
Because Peyton Sawyer has a thing called integrity.
Selam. Ben Peyton.
Hi, it's Peyton.
Evet Peyton, hem de çok şey ifade ediyor.
Yeah, it makes all the sense in the world, Peyton.
Seni ne mutlu edecek, Peyton?
What is gonna make you happy, Peyton?
Bu sevgiyi nerede bulabilirsin, Peyton?
So where are you gonna find that love, Peyton?
Ben de seni özledim Peyton Sawyer.
- I missed you, P. Sawyer.
Lindsey ve Peyton'la kütüphanede kitli kaldık.
Oh, I got locked in the library with Lindsey and Peyton.
Hayır, bir dakika. Bu benim, Peyton Sawyer, Şirket Başkanı.
No, wait, that's me, Peyton Sawyer, label president.
- Sana bir şey sorayım Peyton.
Let me ask you something, Peyton.
- Hey Peyton, şuna bir bak.
Hey, Peyton, check it out.
Peyton ofisinde mi?
Peyton in her office?
İyi nutuk çektin, Peyton.
That's a nice speech, Peyton.
Hayır Peyton, böyle düşünme.
No, Peyton, don't feel that way.
Nihayet asistan yardımcısı işi öğrenebildi. Tebrikler Peyton.
So the assistant to the assistant finally learns the business.
Tam zamanında.
Congratulations, Peyton.
Onun güvenilmez şeytani bir yılan olduğunu söylüyordun. Şimdi nedir bu, Peyton?
You said that he was an evil snake that couldn't be trusted.
Daha önce söyledikleri bir kenara, şu an söylediklerine kulak versen iyi olur.
So, which is it, Peyton? In spite of what she said earlier, I think you should listen to her now, Mia.
Biliyor musun Peyton, aramızda özel bir bağ olduğunu düşünüyordum.
You know, Peyton, I really thought we had something special.
Peyton, burada sana verdiğim paradan fazlası var.
Peyton, this is way more money than I lent you.
Teşekkür ederim Peyton.
Thank you, Peyton.
Ben hep Peyton'la evleneceğini düşünürdüm.
I always thought ghyou'd marry Peyton.
Lütfen evet de! Çünkü tanıdığım ve sevdiğim Peyton böyle yapardı.
Say yes because it's the Peyton I know and love
Bak, bugün Peyton'la, ona işinde yardımcı olmandan bahsediyorduk.
Look, uh, I was talking to Peyton today About how you helped her out with her business.
Sen ve Peyton uzaklaşmak bilmeyen, kan emici böceklere benziyorsunuz.
You and Peyton are like bloodsucking vermin That just won't go away.
Bak Hales, sana verdiğim o taslağın Peyton hakkında olduğunu söyleyemezsin.
Look, hales, you can't say that the manuscript I gave you is about peyton.
Peyton'a atfederek yazdığını düşünüyorum, çünkü onu hala seviyorsun.
I think you wrote it about peyton because you still love her.
Bir ihtimal Peyton'a da rastlarım diyordum.
and see youand maybe catch peyton.
Cesur ve asil takılmaya çalışıyor ama hepimiz, bugün evlenen kişinin Peyton olacağını düşünmüyor muyduk?
She's trying to put ona brave face and be noble, - but we all thought this wasgonna be her day. - Yeah.
Ve Peyton da gayet iyi olacak.
And peytonis gonna be okay.
Peyton çok hoş bir elbise giyse, Lucas'ın evlenmesini izlese, kendini heba etse sarhoş olsa ve törendeki herhangi birisiyle anlamsızca seks yapsa nasıl olur?
How about peyton puts ona nice dress, watches lucas get married, gets wasted, and has drunk, meaningless sex with some guyat the reception?
Sensin, Peyton.
It's you, peyton.
En azından söylemem gerekenler bunlardı.
Peyton : At least, that's what I should have said.
Peyton ile ilk kez hangi gün konuşmuştun?
What was the first dayyou alkeer td to peyton?
Peyton, buraya neden döndüğümü bilmek istiyor musun?
Peyton, do you want to know whyi came home?
Onunla konuşmalısın, Peyton.
You need to talkto him, peyton.
Yani, sadece Peyton'ın arabasının markası da Comet, anlıyor musun?
Peyton's car is just a comet, you know?
Bu bahsettiğin kişi de Peyton Sawyer oluyor, değil mi?
And that would be Peyton Sawyer, correct?
Peyton'un kısa bir süre önce bir başkasıyla evlenmenin kapısından dönen sevdiği erkek yüzünden perişan bir halde olduğunu söyledin. O erkekle senin de ilişkin olmuştu.
You said Peyton was a mess because the boy she loves recently almost married someone else.
Lucas Scott başka birine aşık oluyor Peyton kendini içkiye vuruyor sen de sevgiyi başka bir yerde bulmaya karar veriyorsun.
So what? So Lucas Scott falls in love with someone else, Peyton hits the bar and you decide to find love elsewhere.
Yani, Peyton Comet marka bir araba sürüyorsa ne olmuş?
So Peyton drives a fricking Comet, what the hell?
Onun hayatını değiştirdin Peyton.
You changed her life, Peyton.
Peyton sen de bu şirketteki herkes gibi..
Peyton, you're as smart and as talented as anyone at the label.
Merhaba Peyton.
Hello, Peyton.
- Peyton, ben...
Peyton, I...
Peyton'la konuştun mu?
Have you spoken with Peyton?