Phone traducir inglés
85,834 traducción paralela
Telefonu almak için uzandım ama çarşafa dolandım.
I went for the phone. I got tangled up in the sheets.
Kaprili, telefonum.
Capri Pants, my phone.
Biri telefonunu gizliyorsa ya pornodur ya da iş teklifidir.
When someone's that secretive about their phone, it's got to be either porn or a job offer. Well, it's porn.
Hâlâ telefonunu açmıyor.
Still not answering the phone.
Çaldığınız telefonumuzla.
On our phone, which you stole.
- John da telefonunu açmıyor.
- John hasn't been answering his phone...
"Selam Kevin, açsana şu telefonu." Niye lan?
Hey, Kevin, pick up your damn phone. Why, dude?
- Telefonunu da açmıyor.
- He's not answering his phone.
Bütün gece John'a ulaşmaya çalıştım, ama telefonlarıma çıkmıyor.
I've been trying to call John all night, and he's not answering my phone calls.
Sabahtan beri onun telefonlarına bakıyorum.
I've been answering her phone all morning.
Jeremy Cohen'ı şu lanet olası telefona bağla, Donna yoksa bunu asla unutmam.
So get Jeremy Cohen on the goddamn phone, Donna, or I'm not gonna forget you didn't.
O zaman, Cahill'i arayalım şimdi ve senin yalanlarınla onunkiler örtüşüyor mu bakalım.
- No? Well, let's get Cahill on the phone right now and see if his lies match your lies.
Numaram yok değil mi?
You didn't have my phone number.
Telefon kayıtlarını kullanırsak kanıtlarız.
We can if we use the phone records.
Telefon kayıtları, bildirimi kanıtlamaz.
Phone records aren't proof of a complaint.
Mahkemeyi, telefon kayıtlarını kabul etmesi için ikna etmeliyiz.
We just need to convince the court to accept these phone records.
- Doğru değil. Müvekkilim, ev sahibini 2 ay boyunca yirmiden fazla kez aradı. Telefon kayıtlarından görebilirsiniz.
My client called her landlord 20 times over the course of two months, as you can see from her phone records.
Bu yalan!
That... that is a lie. Because I have a phone record of a two-minute call that I made to you ten minutes ago. Really?
Belle telefonunun GPS'ini kapatmayı unutmuş.
Belle forgot to turn off her GPS on her cell phone.
Annemin sırt ameliyatına yetişemedim. Çünkü ev sahibimin yeğenine yeni telefonunu çözmeye yardım etmeye söz vermiştim.
I missed my mom's back surgery because I had already promised my landlord's nephew that I would help him figure out his new phone.
Laura'yı hatta bağlar mısın tekrar lütfen?
Get Laura back on the phone, please? Got it.
Telefonda nefes vermek için mi aradın beni?
Did you call me just to breathe down the phone?
Çocuğun telefonda sakladığı buymuş.
Here's what the kid was hiding on his phone.
Telefonun üzerinde algılayıcı var.
The phone has a sensor in it.
- Telefon çekmeyen bir yere.
Where there's no cell phone signal.
Bu ezik, telefonunu da açmıyor.
This loser is not picking up his phone also
Annesini arasıra telefonla arıyor.
She calls her mom on the phone at times
Telefon numarasını ya da adresini bilmiyorum.
I don't know his phone number or address
Zor telefon gorusmelerini yapar.
Makes the tough phone calls.
... sana tavsiye veren, rehberlik eden biri. Zor telefon gorusmelerini yapan. Senin icin mucadele eden.
... someone who advises you, someone who guides you, who makes the tough phone calls, fights the big fights.
Bana Hickirik derdi cunku bir keresinde telefonda beni hickirik tutmustu.
He... he called me Hiccups because I had the hiccups this one time I was on the phone with him.
Nihayet telefona ciktiklarinda da vazgectiklerini soylediler.
But when they... they got on the phone, they told me they passed on you.
Rehberde olmayan bir numara.
- Hmm. An unlisted phone number.
Onu telefon hattina bagliyorsun ve ulkenin obur ucundaki baska bir bilgisayara belgeler gonderebiliyorsun. Dakikalar icinde.
And you plug that into your phone line and you could send a document to another computer clear across the country in a matter of minutes.
Zor telefon gorusmelerini yapacak, senin icin mucadele edecek biri.
A guy who will make all the tough phone calls, fight all the big fights.
Telefonu kapatiyorum.
I'm hanging up the phone.
Çünkü izin verselerdi, o zaman senin adına çok sert bir telefon konuşması yapıyor olurdum.
Because if they had let you keep it, then I would have made a very stern phone call on your behalf.
Vintage telefonu tut, aklıma bir fikir geldi.
Hold the vintage rotary phone, that gives me an idea.
Onu telefon kablosuyla boğmuş oluruz.
We strangle her with a phone cord.
Telefondayım.
I'm on the phone.
Telefonuma baktığımda bile saldırdın.
You attacked me when I even glanced at my phone.
Harvey az önce Velocity avukatlarından bir telefon geldi.
Harvey, I just got a phone call from the lawyers at Velocity,
- Carly Donahue ile konuştum az önce.
I just got off the phone with Carly Donahue.
Telefondaki bir ses işte.
Voices on a phone, right?
Veya belki de o mekanda telefonları çekmiyordur.
Well, perhaps they simply don't have cell phone service in a drainage pipe.
Soyadı, telefon numarası yok. Sadece artık kullanılmayan bir e-posta adresi.
No last name, no phone number, just an expired e-mail address.
Telefonunu yanlışlıkla bilgisayarımla eşleştirmiş. Mesajlarını görebiliyorum.
She accidentally linked her cell phone to my computer so I can see all of her texts.
Spora gittim, telefonumu kaybettim. Ve sonra Dan benden bir katili öldürmemi istedi.
I went to the gym, I misplaced my cell phone, oh, and then Dan asked me to murder a murderer.
Telefonum nerede?
Where is my phone?
Benden bu kadar.
I've been calling John, I've been looking for Kevin everywhere, nobody's answering their phone, I'm not gonna do it anymore.
- Dikkati üzerine çekmek istemediklerinden.
'Cause they wanted to keep a low profile, but go ahead, pick up the phone.