English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ P ] / Pilgrim

Pilgrim traducir inglés

661 traducción paralela
Bu kutsal zatın türbesi iki avlunun en iç kısmındadır. Hacılar bir kafesin ardından dua veya manevi isteklerde bulunurlar.
The holy man's tomb is in the innermost of the two patios behind a grill through which the pilgrim can offer his prayers or request a spiritual favor.
Adı Arabın Başı. Pilgrim Meydanı'nda.
The Saracen's Head in Pilgrim Court.
Değişmedi fazla şey Chaucer göçüp gittiğinden beri... Başka çeşit hacılar tepiyor şimdi o tepeleri
But though so little's changed since Chaucer's day... another kind of pilgrim walks the way.
- Şöyle bir etrafa bakayım mı dediniz Çavuş Johnson?
- Taking a pilgrim's view, SergeantJohnson?
Hacı olacağının sözünü alırsın.
Make him promise he'll become a pilgrim too.
Sen de bir hacı oldun, ama farkında değilsin.
Come on in. You're a pilgrim yourself, but you don't know it.
Geç bakalım Canterbury hacısı.
There you are, you Canterbury pilgrim.
Evet ve yer "Pilgrim's Farm"
- Yes, and the place is Pilgrim's Farm.
Pilgrim's Farm.
Pilgrim's Farm...
Söylesene Seyyah, sakın senin iş bızz, bızz olmasın?
Say, pilgrim, would your trade be...
Sen Hacı platformundasın.
You're on the pilgrim float.
Faust'un çağdaş versiyonu olmayacak swing dansı dönemindeki Book of Job falan da.
It won't be a modern version of Faust... Pilgrim's Progress, or the Book of Job in swing time.
Senin de hac yoluna gittiğini sanıyordum.
I thought you were a pilgrim.
"Bir hacı gibi dolaşıyorum ailemin merhameti için Tanrı'ya şükrediyorum..."
I wander like a pilgrim giving thanks for my parents'grace.
Hacı kıyafetleri içindesin ama bence sen sinsi tilkinin tekisin. Ne dersin?
You're dressed in pilgrim's garb, but I'd say you're one sly old fox.
Hey, Pilgrim!
Hey, Pilgrim!
Hacı olmakla övünüyorsun.
You brag about being a pilgrim apostle.
Kesinlikle şeklen size Amerikalı gibi görünebilirim, ama boşverin gitsin, aslen, köklerim göçmen atalara kadar gider.
Uh, certainly on the surface I may appear American to you but dash it all, underneath, my roots go back to the Pilgrim fathers.
Başarabilecek misin hacı?
Think you can make it, pilgrim?
Yolcu, sana birkaç dikiş atmak gerekecek.
Pilgrim, you'll need a couple of stitches.
Ağır ol biraz yolcu.
Take her easy there, pilgrim.
Bunun için endişelenme yolcu.
Don't fret about that, pilgrim.
Pekala yolcu, bakıyorum da hala bayanları koruyorsun.
Well, pilgrim, I see you're still protecting the ladies.
Sen ısrarcı bir belasın yolcu.
You're a persistent cuss, pilgrim.
- Tavsiyemi dinle yolcu.
- Take some advice, pilgrim.
- Yolcu, dur.
- Pilgrim, hold it.
- Hayatımı kurtardığın için sağ ol.
- Thanks for saving my life, pilgrim.
Tamam, sakinleş yolcu.
Well, cool off, pilgrim.
Senin için yolcu.
After you, pilgrim.
- Aynen öyle yolcu.
- That's it, pilgrim.
Bol şans yolcu.
Good luck, pilgrim.
Yarın veya ertesi gün burada olurlar, ne kadar içtiklerine bağlı tabii ama seçim günü burada olacaklarından emin olabilirsin.
They'll be here, tomorrow or the next day according to how much who-hit-John they consume, but election day, pilgrim, you can depend on it. They'll be here.
İn aşağı yolcu.
Step down, pilgrim.
- Yolcu, horozu hazır et.
- Pilgrim, you got to cock it.
Yolcu.
Pilgrim.
Numara yapmaktan nefret ederim ama Valance ile karşılaşınca bunları yaşayacaksın.
I hate tricks, pilgrim, but that's what you're up against with Valance.
Yolcu, mantar tabancanı unuttun.
Pilgrim, you forgot your popgun.
- Olanları düşün yolcu.
- Think back, pilgrim.
Bu sabah yeterince karmaşaya sebep oldun.
But, pilgrim, you caused a lot of trouble this morning.
Dur bakalım, peder.
Now just a minute, pilgrim.
Benim gibi bir ağırlık, sadece ölebilir o da mutlu olurdu. Ve bir göçmen olmak zorunda kalmazdı.
If this old burden that I am could only depart for the other world, she'd be happy and no longer a pilgrim.
Sen bir göçmen misin?
Are you a pilgrim?
Büyükbabamla. Göçmen olarak, iki yıl önce Mayıs'ta.
It was as a pilgrim two years ago in May, with my grandfather.
John Bunyan'ın'Pilgrim's Progress'.
There's Pilgrim's Progress by John Bunyan.
" Gezgin bir gölgeye denk geldi
" He met a pilgrim shadow
İyi kalpli hacı. haksızlık ediyorsun eline. saygılı bir bağlılık var tutuşunda.
Good pilgrim, you do wrong your hand too much, which mannerly devotion shows in this.
Vardır ama dua etmek icin kullanmalıdırlar.
Ay, pilgrim, lips that they must use in prayer.
Bir hacı olmak.
To be a pilgrim
Bir hacı olmak için dua edelim.
To be a pilgrim Let us pray.
Bir hacı olmak için...
To be a pilgrim
HACI
* * * * * *... : The Pilgrim :... * * * * * *

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]