Pineapple traducir inglés
783 traducción paralela
Camdan bir ananas.
It's a glass pineapple.
Salon, Andrea Caddesi, 67 numara, parola "mavi tilki" Taverna, Schifferdamm, 11 numara, parola "çapa" Kafe, Wiener Caddesi, 212 numara, parola "mermer"
Salon, Andreastr., 67 password "bluefox" Tavern, Schifferdamm, 110 "anchor" Café, Wienerstr., 212 "marble" Andalusia Palace, Jochen Ave., 11 "pineapple" Pariser Platz, 10 "Venus"
"Parola?" "Ananas..."
"Password?" "Pineapple..."
Salon, Andrea Caddesi, 67 numara, parola "mavi tilki" Taverna, Schifferdamm, 11 numara, parola "çapa" Kafe, Wiener Caddesi, 212 numara, parola "mermer"
Salon, Andreastr., 67 password bluefox Tavern, Schifferdamm, 110 "anchor Café, Wienerstr., 212" marble Andalusia Palace, Jochen Ave., 11 "pineapple Pariser Platz, 10" Venus
Ananas suyunu içmeyecek misin?
Aren't you gonna drink your pineapple juice?
Domates suyu, portakal suyu, üzüm suyu, ananas suyu...
Tomato juice, orange juice, grape juice, pineapple juice...
- Muzlu, ananaslı, çikolatalı ve elmalı.
- Banana, pineapple, chocolate and apple.
Ananas ( Pineapple ), çikolata kadar güzel değil.
Pineapple's not as good as chocolate.
Karides... ananas.
Shrimps... pineapple.
Koyu krema, ananas, kızarmış hindi.
Custard, pineapple, roast turkey.
Ananas, kesinlikle... Portakal.
Pineapple, certainly... orange.
Buz ve ananas suyu daha yoğun.
Mainly ice and pineapple juice.
- Ananas suyu ister misin?
- You want pineapple juice?
Sadece ananas suyu.
Only pineapple juice.
yurt dışındayken, ailemden her hafta gelen mektuplarda babamın ananas işinde harika istikbalimi hatırlatıyorlardı.
All the time I was overseas, I got a letter from my folks every week reminding me of my beautiful future in my dad's pineapple business.
ona bizim ananas suyundan ver.
Give him some of your pineapple juice.
Ben sade ananas suyu alayım.
I'll stick to the straight pineapple juice.
Babanın ananas fabrikasında olmamalı?
And not in your father's pineapple plant?
Ananas tarlalarından başlayalım mı?
Shall we start with the pineapple fields?
Bu küçük bir ananas tarlası!
This is a small pineapple field!
Bize bir ananas getirebilir misin Chad?
Can you get us a pineapple, Chad?
Soğuk ananas dilimleri.
Cold slices of pineapple.
- Ananas mı?
- Pineapple?
- Dostlarım ananas istiyor.
- My friends would like pineapple.
- Ananasa benziyor.
This looks like a pineapple.
- Ne ananas ama.
Some pineapple.
Ananas sever misin?
You like pineapple?
Konserve ananasın var mı?
Do you have any canned pineapple?
Bu ananas değil.
It's not pineapple.
Ananas konservesi.
- Canned pineapple.
Ananas konservesi mi?
Canned pineapple?
Duydun mu? ... esans, meşakkat.
Pineapple, Domodossola exemption and success!
Aklı beş karış havada bir para torbasının.
Some pineapple moneybags.
Sadece ananas suyu.
It's just pineapple juice.
- Ananas suyu.
- It's pineapple juice.
- Kesinlikle gitmeliyim eğer lüks bir yaşam bekliyorsan, ve ananas suyu içmek istiyorsan.
- I certainly do if you expect to live a life of luxury, swilling down pineapple juice.
- Hey, ananaslı var mı?
- Hey, do they have pineapple?
Ananas.
Pineapple.
Ananas şurubu.
Pineapple sherbet.
Bir ananas şerbeti ve bir de vanilya.
One pineapple sherbet and one vanilla.
Lüks bir hayat ve ananas suyu içmek istiyorsan, gitmeliyim.
I do, if you expect to live a life of luxury, swilling down pineapple juice.
Kraliçe Wahine'nin papayası ananas, kabak ya da poi'den daha değerli
Queenie Wahine's papaya rates higher Than pineapple, pumpkin or poi
Bayan Barrington, biftek lokantası ve ananas toplayıcılarından da şikayet aldık.
We've also had complaints from Mrs Barrington, the steak house, and the pineapple pickers.
Körpe ve sulu, olgun, bütün bir ananas?
Or... a succulent, sun-ripe, whole... pineapple?
Onun ağzına sıçmam gerekirdi.
I oughta stick a pineapple in his hat.
Hiç badem, üzüm, domates, marul ve ananastan yapılmış bir salata yediniz mi?
Have you ever had a salad with almonds and grapes and tomatoes and lettuce and pineapple?
Ananası oradan alabilir misiniz, madam?
Would you help yourself to a pineapple, madam?
... ve ananaslı.
... and pineapple.
Bir çiftlik gördük - ananas çiftliği.
We found a farm — a pineapple farm.
Evet, bunu bir de gırtlağında ananasla dene.
Yeah, yeah, you try that with a pineapple down your windpipe.
- Ananas?
Pineapple?