Piper traducir inglés
3,827 traducción paralela
Belediye başkanı kavalcıyı bulmam için tepeme biniyor evet artık bir lakabı var pezevenginiz sayesinde.
I've got the Mayor on my ass about finding some pied piper... who now has a nickname, thanks to your pimp.
Ve burada Piper annesinin izin vermediği Nogger'ı yiyor.
And here's Piper eating an ice cream sandwich that her mother wouldn't let her have.
Şu an bir şeye içerleyebilecek bir konumda olduğunu düşünmüyorum Piper.
I'm not sure you're in the position to feel indignant right now, Piper.
Tamam, görüşürüz Pipe. Seni seviyorum. Stew'den uzak dur.
Okay, bye, Piper, love you, stay out of the stew.
Piper'la konuşmalısın.
You need to talk to Piper.
- Bu eski Piper sinirini görmeyi sevdim ama.
I like seeing this old Piper temper, though.
Piper, sakin ol.
Piper, chill.
Ben Piper.
I'm Piper.
Fareli Köyün Kavalcısı gibi sen de baloncukları peşinden sürüklüyorsun.
You're the Pied Piper of bubble baths.
Fareli köyün kavalcısı mı?
The Pied Piper?
Joseph Mills'in fareli köyün kavalcısı olduğunu teyit edebilir misiniz?
Can you confirm Joseph Mills as the Pied Piper?
Şimdi asıl önemli olan bu fareli köyün kavalcısı denen adam en sonunda sokaklardan alındı ve artık Seattle şehri sakinleri bu gece rahatça uyuyabilir.
Now, the important thing is... the so-called "Pied Piper" is finally off the streets, and the city of Seattle can rest easy tonight.
Piper giyinmemişti bile.
Piper wasn't even dressed.
Piper'ın orada birlikte olduğu birçok kadından daha şanslı olduğunu farz ediyorum.
I have to assume that Piper is much more fortunate than a lot of the women in there with her.
Piper'ın onun karısı olacağına karar vermiş.
She decides that Piper is going to be her wife.
Bu tür şeyler Piper'ın güvenliği konusunda seni endişeye düşürüyor mu?
Do things like that concern you in terms of Piper's safety?
Gitmeden önce Piper ile bir anlaşma yaptınız mı?
Did you and Piper make any agreements before she left?
O kişinin benim Piper'a veremeyeceğim bir şeyi verme düşüncesi beni harap ederdi.
It would be devastating to think that that person could give her something that I can't.
- Neyi biliyorum Piper?
Know what, Piper?
Piper sevdi mi?
Did Piper enjoy it?
Dediğim şey şu. Piper bir hapishanede bir yıl kalacak.
The point is that Piper is spending a year in an institution.
Piper...
Piper...
Daha kaç kez gelip Piper'ın hayatına sıçabileceğini düşünüyorsun?
How many times do you think you can come around and fuck up Piper's life, huh?
Ama aslında Piper tüm bu acı verme işini yapan senmişsin.
But actually, Piper, you were the one that was doing all the hurting.
Artık seninle bir yola çıkamam Piper.
I can't be on your ride anymore, Piper.
Elveda Piper.
Bye, Piper.
Piper ile sen squash oynarken onun bos zamaninda softbol takimina katilmasi ve sonra...
And if in her downtime she joins a softball team, then...
Tanrim, Piper!
Oh, my God, Piper!
Litchfield'da kalan Piper Chapman adli mahkûmla nisanli kendisi.
He's engaged to a Litchfield inmate named Piper Chapman?
Ama Piper, bu seni degistiriyor. Beni degistiriyor.
But, Piper, this, this is changing you, it's changing me.
Memnu işlerin sonu hep böyledir. Ne ekersen onu biçersin.
See, that's the problem with adultery- - the piper must be paid.
Ekip biçilecek kişi kim tanımıyorum ama onun da haberi olmaması gerek.
I don't know who this piper is, but you can't tell him neither.
İşin ceremesini çekmenin vakti geldi.
It's time to pay the piper.
Büyücü, Kavalcı, Yurttaş Soğuk, Gölge, Kum Adam ve Shazam Çocukları.
Enchantress, Pied Piper, Citizen Cold, Shade, Sandman, The Shazam Kids.
Düşündüğü tek şey cebini doldurmak olan modern bir enerji sahibine izin veremeyiz.
We cannot afford to be led astray by a latter-day pied piper whose interests begin and end with lining his own pockets.
Hesap verme vakti geldi orospu.
It's time to pay the fucking piper, biatch.
Kaval sesi...
From the Piper.
O zaman bu kavalcı her kimse son notalarını çalmak üzere.
Then whoever this Pied Piper is, he's about to play his late note.
Oğlum nerede Kavalcı?
Where is my son, Piper?
Kavalcı benim arkadaşımdı.
The Piper was my friend!
Sen bedelini ödedin.
Hey, you paid the Piper.
- Piper.
- Piper.
- Etkileyici, Piper.
- Charmed, Piper.
Değil mi, Piper?
Isn't that right, Piper?
Sakin ol Piper.
Easy, Piper.
- Piper'ı kendim bulmak zorunda kalacağım.
- Guess I'll have to find Piper myself.
Dinle bizi. Bize güvenmedğin sürece tehlikedesin.
Listen to me, Piper, you're in danger unless you trust us.
Piper, bizimle beraber...
Piper, you need to do exactly as we...
Piper yer altında değil. Caddelere bakmalıyız.
Piper's not underground, we gotta hit the streets.
Piper bu, buralarda bir yerlerde, hadi.
It's Piper, she's around the corner, come on.
Bu sey gibi...
Like, you and Piper play squash together.