Pixy traducir inglés
45 traducción paralela
" Bir gün, sihirli peri Ricky, Papatya Bumble'ı kulübesinde ziyarete gitmiş.
" One day, Ricky the magic pixy went to visit Daisy Bumble in her tumbledown cottage.
Ah, Pixy Koyu'na inen merdiven bu olmalı.
Ah, this must be that ladder down to Pixy Cove.
- Pixy Koyu. Bu plaja böyle diyorlar.
- Pixy Cove, it's what they call this beach.
Ben de adadaki turumdan söz ediyordum, Merdivenden Pixy Koyu'na da indim.
I was just talking about my tripp around the island. I came down to Pixy Cove.
Pixy Koyu'nda bir mağara varmış.
I've heard it say there's a cave at Pixy Cove.
Evet... Pixy Koyu'nun etrafını bir dolaşayım dedim.
Yes, I thought I'd take a cruise down to Pixy Cove.
Bakın, Pixy Koyu'nda biri var.
Look, there's someone on Pixy Cove.
Bay Redfern, dün Bayan Marshall'ı Pixy Koyu'nda bulmayı bekliyor muydunuz?
Mr. Redfern, did you anticipate to find Mme. Marshall yesterday at the beach?
- Mr. Blatt, söyler misiniz, Arlena Stuart ölmeden önceki gün, tekneniz neden Pixy Koyu'ndaki plaja o kadar yakın demirlemişti?
- Mr. Blatt, I would be interested to know why your boat was anchored close to the beach at Pixy Cove the day befiore Arlena Stuart died.
Pixy Koyu'nu rahatça görebiliyorsunuz.
You get a good view from Pixy Cove.
Mlle. Darnley, biraz önce "Pixy Koyu'ndaki plajı gördüm" dediniz.
Mlle. Darnley, a moment ago, you mentioned the beach at Pixy Cove.
Ama Pixy Koyu'ndaki merdivenin dibinde bulunan gözlük sizindi.
It was also your spectacles that were discovered beside the ladder, at Pixy Cove.
O gün Pixy Koyu'ndaki plajda buluşmaya gittiği kişi.
It was the person who she went to meet that day on the beach, at Pixy Cove.
Pixy Koyu'nda biraz dolaşayım dedim.
I thought I'd take a cruise round to Pixy Cove.
Sonra, koşarak Pixy Koyu'na gider. Tabii bu büyük hız ve kondisyon gerektirir.
Then, she runs accross the island to Pixy Cove, which, of course, requires great speed and stamen.
Pixy Koyu'nun tepesindeki merdivene varır.
She arrives at the ladder above Pixy Cove.
Bakın, Pixy Cove'da biri var.
Look, there's someone there on Pixy Cove.
Sipariş ettiğim Pixy Stix kartonu geldi mi?
Is my carton of Pixy Stix in?
Ne? Cennet Balonlu Çiklet Ormanı hikâyesindeki periler gibi olabilir.
Heaven could be like the pixy fairies of Bubble Yum Forest.
İşte, bira ve jelibon aldım.
Hey, I got beer and Pixy Stix.
Ben Pixie Stix diye duymuştum.
I heard it was Pixy Stix.
Bayan Şeker kamışıyla bir konuşma yapmam gerekebilir.
I may have to have a chat with miss pixy stick.
Şekeri fazla kaçırmış birkaç bacaksız var sadece.
It's just a couple Tater Tots hopped up on too many Pixy Stix.
Bu da şakalarından biri değil mi!
Oh, another one of your pixy pranks.
Çubuk şeker.
Pixy Stix.
Az önce üç tane peri ajansı vurdum.
I just shotgunned three pixy stix.
Pekâlâ. Adamı, şeker komasına girene kadar, peri çubuklarıyla beslemek istiyorum. Ve bunu bir Hıristiyan olarak söylüyorum.
I'd like to feed that man pixy stix until he's in a diabetic coma, and I say that as a Christian.
Pixy Stix şekerlerini öğrencilere rüşvet olarak veriyor.
She's bribing the students with Pixy Stix.
Pixy Stix istiyorlar.
They want Pixy Stix.
Onu fren tozu ya da eski gerçek bir peri değneği olarak tespit ettim.
I have identified it as, uh, brake dust or a really stale pixy stick.
Burası şekerleme ve umut kokuyor adeta.
It smells like Pixy Stix and hope in here.
Tahribatın a peri sopa oldu.
It was a Pixy Stick.
Bana böyle ıs? I'm pixy sopa?
I'm Pixy Stick?
Pixy sopa.
Pixy Stick.
Bu benim dostum olduğunu. Pixy stix burada.
This is my dawg Pixy Stix right here.
pixy hadi.
Come on, Pixy!
Pixy.
Pixy!
10 şişe ketçap 3 paket çubuk şeker bir kavanoz fıstık ezmesi.
10 bottles of ketchup, 3 packs of pixy stix, a jar of peanut butter, preferably creamy.
Ring Ding ya da Pixy Stix yemeliyim. Ayağım gaz pedalında mı?
I gotta get a Ring Ding or a Pixy Stix. [exhales ] [ gasping, exhales]
O yüzden bana bir karton Pixy Stix lazım.
So I'll need... a carton of red Pixy Stix.
Pixy Stix hiç kalmamış.
We're all out of Pixy Stix.
Benim adamım pixie sopa.
My man Pixy Stick. Is that me?