Plasma traducir inglés
1,669 traducción paralela
Plazma akışı dengeli.
Plasma flow stable.
Neden Güverte 10'daki kopan plazma kanallarından başlamadınız?
Why don't you get started on the ruptured plasma conduits on Deck 10?
Miskich ile Kayıp Bildirimi arasındaki görüşmeler plazma el bombalarıyla hokkabazlık yapmaya benziyor.
Hosting negotiations between Miskich and Clarion of Loss is like trying to juggle live plasma grenades.
Sonra beynin plazmada yağının içindeki yumurta gibi kızarır.
Then your brain would fry like an egg on a plasma relay.
İşler kötüleşirse aşırı yükleme yaptır. Plazma bombası olarak kullanabilirsin.
If things get nasty, set it to overload - instant plasma grenade.
- Plazma mayınına basmak için.
- Yeah, to step on a plasma mine.
Bir tür plazma ışın topu olabilir mi?
Some sort of continuous beam plasma cannon?
Gelecekmisin yoksa Benim dövüşçülerimle mi çarpışacaksın?
My fighters or the plasma cannons?
Bu konuda sana katılıyoruz, ayrıca foon bombasına, ve plazma silahlarını doldurmaya ve noktasal savunma lazerlerine ihtiyacımız var.
We can agree on the thrusters and the valve, but we also need photon bombs, and we need to refit our pulse plasma guns and point defense lasers.
Plazma mayınlarını yerleştir.
Deploy the plasma mines.
- Plazma mayınları hala burada.
- The plasma mines are still in place.
Ama sana bedava bir sürahi kan ısmarlayabilirim.
But I can treat you to a carafe of plasma.
Kasa plazma silindiriyle kesilmiş.
Safe was cracked with a plasma lance.
Ölen adam Joseph Felton tutuklanmış ama ortağı Darin Hanson aleyhine verdiği ifadeyle suçları düşmüş. Ortağı da o kasayı açmak için plazma silindiri kullanmış.
Joseph Felton our dead guy, was arrested but granted immunity in exchange for his testimony against his partner, Darin Hanson who used a plasma lance to crack that safe.
Duruşmadaki tutanaklara göre 99'daki soygunda plazma silindiri kullanmışsın. Burada yine çıktı Darin.
The transcript from your trial says that you used a plasma lance in that'99 burglary, and there it is again, Darin.
Büyükannenin plazma televizyonu var.
Grandma's got herself a plasma-screen TV.
Tekrar tam kan sayımı iste. Ameliyathaneye plazma istiyorum
Send off another CBC from Pre-Op, and I want plasma in the O.R.
Ona kan nakli yaptınız mı?
- Did you do a blood transfusion? - We gave her plasma.
Plazmayı getirdim.
- Got the plasma. - Yeah.
Bana bir plazma meşalesi uzat.
Hand me the plasma torch.
Moore isimli bir mısır çiftçisi onu plazma tüfeği ile vurmuş. ( Plazma shotgun = kurşun parçacıklar yerine plazma boşalmasıyla çalışır )
Corn farmer named Moore shot him with a plasma rifle.
( Plazma bobini = geminin enerji sisteminin parçasıdır ve sensörleri ayarlamak için kullanılır ) Ben plazma bobinleri istemiştim ve bana bir kutu valf müyürleyici yollamışlar.
I ask for plasma coils, and they send me a case of valve sealant.
Sadece arkaplan gürültüsü. Sensörleriniz plazma dağılımını ayırt edebilecek güçte değil.
Your sensors aren't capable of isolating plasma decay.
( Impulse ve Warp sistemleri kullanımında uzaya bir miktar plasma bırakılır, bu izlenerek gemilerin rotası bulunabilir ) Mr Reed'in sensörlerde gördüğü anomaliyle ilgli yaptığım analiz Üçlü plazma motor sistemi kullanan gizlenmiş bir geminin olduğunu gösteriyor.
My analysis of the spatial disturbance Mr Reed saw indicates a stealth vessel with a tricyclic plasma drive.
Eğer onların pazma dağılım miktarını bulabilirsek warp izlerirni sürebiliriz.
If we can figure out the decay rate of their plasma, we'll be able to find their warp trail.
Ne yazıkki senzörleriniz plazma dağılımını ölçebilecek şekilde tasarlanmadı.
Unfortunately, your sensors were not designed to measure plasma decay.
Plazma dağılım miktarlarını belirleyebildik?
You got their plasma decay rate?
Sensörlerinizi bir an önce şu plazma yıldırımına göre ayarlamak isteyebilirsiniz.
You might want to focus your sensors on that plasma lightning up ahead.
Hiç plazma fırtınasına yakalandınız mı? İki kez.
- You ever been in a plasma storm?
Bir plazma fırtınasının çevresinden dolaşıyoruz, Kaptan
We're circumnavigating a plasma storm, captain.
Plazma fırtınasında arızalandı.
Must have been damaged during the plasma storm.
Warptan çıkın ve plazma topunu doldurun...
Drop out of warp. Charge the plasma cannons...
Genellikle düşük güçte bir plazma topu,... Ama çoğu nakliye şirketi ilk yakaladıkları fırsatta onları değiştirir.
Well, typically nothing more than a low-yield plasma cannon, but most freight haulers would've upgraded the first chance they got.
Warp izlerini takip etmeye çalışıyoruz ama plazma topları uzun menzilli tarayıcıları devre dışı bıraktı.
We're trying to track their warp trail, but their plasma cannon knocked out our long-range sensors.
Bir çeşit plazma boşalmasına benziyor.
Looks like some kind of plasma discharge.
Bay Reed? Baş ve arka kısımda plasma topları. Kalkanlarının torpidoları tutabileceğinden şüpheliyim.
Mr Reed.
Baş ve arka kısımda plasma topları.
Fore and aft plasma cannons.
Plazma soğutucusu kaçağı var.
We're leaking plasma coolant.
Bunun plazma atılımıyla ilgili bir şey olduğunu biliyoruz.
We know it's got something to do with the plasma exhaust.
Plazma çıkışı gemiye bu kadar yakın bir yerde sıkışmamalıydı.
The plasma exhaust shouldn't be flaring that close to the ship.
Malcolm, eğer atılan plazmayı patlatırsak, türbinlerimize ne tür bir hasar verebilirler?
Malcolm, if we ignited the plasma exhaust, what kind of damage would it do to the nacelles?
Motorlarımız çalışmıyor ve plazma çıkışınızı, terafazik bobinlerimiz doldurmak için kullanıyoruz
Our engines are malfunctioning, and we've been using your plasma exhaust to replenish our teraphasic coils.
Eğer doğruysam, Klingonların plazma salınımlarında saklanıyorlar.
If I'm correct, they're hiding in the Klingons'plasma wake.
Sizin plazma atılımınızı warp bobinlerini doldurmak için kullanıyorlar.
They're using your plasma exhaust to fuel their warp coils.
Plazma frekansları sadece ilkel yüklemeli silahlara karşı işe yarıyor olmalı
Their plasma frequencies must only work against primitive rechargers
Yani, sizin empülsiyon şarjörleri getireceğinizi sanmıştım ve bir de plazma bombası ve gerçekten büyük bir silah gemisi!
I mean, I thought you'd bring pulse rechargers and a plasma bomb and a really big gunship!
İkinci derece plazma yanığı.
Second degree plasma burns.
Bir plazma kanalı patladı.
A plasma conduit just exploded.
Bir plazma borusu mu patladı?
A plasma conduit exploded?
Burada herkesde plazma yanıkları mı görünüyor?
Does it look like anyone here is covered with plasma burns?
Şu plazma manifoldu için bana yardım edebilirsin.
Well, you can give me a hand with this plasma manifold.