Plastik traducir inglés
4,406 traducción paralela
Plastik mermi kullanılmıyor.
No rubber bullets here.
Bayıldım bu plastik israfına!
I-I-I love this big waste of plastic!
İster geri zekâlılara plastik bomba yapmayı öğret ister körlere cam üflemeyi öğret.
Teach brain-damaged kids how to make plastic explosives or the blind how to blow glass.
Ölü, plastik ya da hissiz degildim.
And not just dead and plastic and numb.
Plastik cerrahi tahsilimi yeni bitirdim, ve bu işte çok iyiyim, istediğin bir şeyi bedavaya düzeltirim.
And I just finished my residency as a plastic surgeon, and I am damn good and I can fix anything you want for free.
- Plastik torba ister misiniz?
Want a plastic bag?
Daha sonra plastik cerrahiyle yüzünü değiştirdi ve çocuğu tekrar kazanmayı başardı.
She later changed her look by plastic surgery and succeeded in winning him back.
Bir dahaki sefere dosyaları plastik bir torbaya koyar öyle keserim.
I put a plastic bag, next time.
Plastik reyonunda.
Plastics.
Kutular, plastik kutular var.
Boxes, plastic boxes.
Uyuşturucunun yanık plastik kokusunu bastırmak için.
that burnt plastic smell of the meth.
Katilin plastik cerrah olduğunu söylüyorsun yani.
So you're saying our killer's a plastic surgeon.
Yatağın veya izleme ekipmanının parçası olabileceğini düşündük ama kütle spektrometresi selüloit plastik olduğunu belirledi.
Thought it might've been part of the bed or monitoring equipment, but mass spectrometer said it was celluloid plastic.
Bu tür şeylerde plastik kullanmıyorlar.
They don't use plastic in those things.
Plastik bir tarak olabilir mi?
Could it have been a plastic comb?
Plastik bir taraktan gelen statik bir yük oksijen dolu bir ortamda güçlü bir tepkime hızlandırıcı olurdu.
Well, static charge from a plastic comb in a highly oxygenated environment would be a powerful accelerant.
Yatak için bir tane plastik çarşaf istiyorum.
I need a plastic sheet for the bed.
Hatta bir kere plastik bir kaşık kullandığımda onu yutacağım diye çok korkmuştum.
Once I even used a plastic spoon when I was so afraid it would go down.
Biz oda için RDX Semtex kullanacağız. * güçlü bir plastik patlayıcıdır.
We'll blow this room with RDX semtex.
Komodininde, ufak bir plastik çantanın içinde tüm dişlerini ve iki tane de kanlı kerpeten buldular.
In her nightstand, they find every single one of her teeth in a little plastic bag and a pair of bloody pliers.
Çünkü intercoolerım var hem de plastik.
'Cause I've got an intercooler and plastic.
Üzerinde plastik var.
They've plastic on it.
Plastik tübajı ve plastik başlığı aldıktan sonra 50 tane uçan balonun dolduracağı iki helyum tankı gerekecek. Kiralayabilir ya da alabilirsiniz.
Once you have the plastic tubing and the plastic hood, you need 2 helium tanks for 50 party balloons, uh, which you can rent or buy.
Plastik mermi sıktığım için şerefsizler çok şanslılar.
Mother are lucky that I was shooting rubber bullets. I'll tell you that.
Plastik topla küreği,... aldın mı?
Have you got the plastic top and the shovel?
Plastik adam hakkında haklıyım.
I'm right about plastic man.
Plastik ve inanılmazım.
I'm fantastic. Made of plastic.
Ya da plastik asker mi?
Mohammed? - And I'll call you toy soldier right?
Ayrıca kampa gitmeyeceğimiz için sana jelibon pırtlayan plastik harika tavşanlardan alacağım.
And instead of going camping, I will also buy you one of those adorable plastic bunnies that poops jelly beans.
Bu plastik adam 1 Nisan şakası, değil mi?
This is Plastic Man's April Fools joke, isn't it?
Pekâlâ plastik, kandırdın bizi.
Ok, Plas, you got us.
İçine tıraş bıçağı yerleştirilmiş plastik bir diş fırçası.
Plastic toothbrush with a razor-blade melted right into it.
Plastik eldiven.
So, some rubber gloves.
Erimiş plastik bir gözü kalmış.
It's got one melted plastic eye.
Plastik cerrahi uygulaması.
Plastic surgery practice.
bekle bu diğer kadın mastürbasyona 8 yaşındayken başlamış. Yatağındaki plastik bir bebeğe sürtünerek hem de.
Wait, this other woman started masturbating when she was 8 years old, rubbing up against some doll she slept with.
Cuma gecesi plastik kokusu gibisi yok.
Nothing like the smell of sweaty polyester on a Friday night.
Plastik mermi.
Rubber ammo.
Liam'ın üvey babası çok ünlü bir plastik cerrah.
Liam's stepfather is a very prominent plastic surgeon.
Şöyle bir plastik torba... Ben kendime diyorum ki, koca adamın buna sığmasına imkan yok.
A plastic bag... and I'm thinking to myself, no way a grown man could fit in there.
O sürtüğün plastik bir amı falan var.
That bitch got a plastic pussy or some shit.
Kötü durduğunu biliyorum ama plastik koyarsan ısıtmaya çok daha az para ödersin.
I know it looks tacky, but if you put up the plastic, you'll save a lot of money on heating.
Cırt cırtlı kayışlar ve plastik soketler pek seksi sayılmaz ve bu akşamın çok seksi olmasını istiyorum o yüzden galiba bacağı kendim çıkarsam daha iyi olacak.
Um, Velcro straps and plastic sockets aren't exactly sexy, and I wanted this evening to be all about sexy, so I think that I need to take the leg off myself.
Plastik gibi durmuyordu.
Ah, well, it doesn't look like plastic.
Plastik mermi kullanacağız.
Rubber bullets. This is my daughter here.
Kırılıp duran şu aptal plastik şeylere mecbur kaldım.
Stuck with these stupid plastic things that keep breaking.
Bebek besinleri, plastik oyuncaklar ve hayvan yemlerinde bulununca yasaklamışlar.
They banned it after they found it in baby formula, plastic toys, animal feed...
Plastik kurşun.
They're beanbag rounds.
Hem de herhangi dandik bir plastik kurşundan daha fazla.
More than any pussy-ass beanbag gun.
- Plastik kurşunlar iyiydi.
Beanbag rounds were a nice touch.
Prag Plastik Cerrahi Kliniğinden alınan bilgiye göre Palach'ın vücudunda ölümcül derecede yanıklar bulunmaktadır.
According to the burn ward at the plastic surgery clinic in Prague, his injuries are near fatal.