Polaroid traducir inglés
242 traducción paralela
Sana şu Polaroid makinelerden alacağız.
We'll get you one of those Polaroid cameras.
Polaroid marka.
They're Polaroid.
Fotoğraf makinesi mi?
A Polaroid?
Evet, sık sık eğleniriz fotoğraf çekerken.
Yeah, we often lark about with the Polaroid.
Sanırım Polaroid burada devreye giriyor.
And that's where the Polaroid comes in, I guess.
- Kesinlikle. Polaroid'in en güzel yanı bu. Negatif yok.
That's the beauty of Polaroid... no negatives and just one print.
8.5'ken Polaroid hissesinin ne olacağını bilen ben.
Me, who had the foresight to by Polaroid at 8.5.
Yedi yaşında Polaroid almıştım.
I bought Polaroid at seven.
Kramer onun Polaroid'ini çekti mi?
Kramer got his Polaroid?
O bir Polaroid sistem, efendim.
That's a Polaroid system, sir.
Az önce beni çektiğin gibi Polaroid çekiyorsun.
You take a Polaroid like you just did of me.
Şey, o da bir Polaroid sistem.
Well, that's a Polaroid system, too.
En aktif hisselerden Texaco 1 / 2 düşüşle 853 / 4, Sears 1 / 4 artışla 681 / 4, Polaroid 1091 / 4.
One of the most active stocks, Texaco 853 / 4, down 1 / 2, Sears 681 / 4, up 1 / 4, Polaroid 1091 / 4.
Twain Sam'in kadïn kïlïgïnda resmini çekmis.
Twain had Polaroid pictures of Sam in drag.
Televizyonda Polaroid reklamlarını yapan İngiliz oyuncu.
He's the English actor on television, who does those Polaroid commercials.
Elimi cebime götürüp, ilginizi çekebilecek bir Polaroid fotoğraf çıkaracağım.
I thrust my hand into my pocket to get the Polaroid photo, which may arouse your interest.
Ne istiyorsun, Polaroid resimler mi?
What do you want, Polaroid shots?
Dinle, maçtan sonra, birlikte resim çektirmeye ne dersin, tamam mı?
Listen, after the match, how about we get a Polaroid together, OK?
Hazır sen sakinken, beraber şu resmi çektirebilir miyiz?
While you're still calm, can we get that Polaroid together?
Polaroid, hangi türde, hangi hızda olursa.
Polaroid, any kind, any speed.
Polaroid makineniz var mı?
Do you have a Polaroid camera?
Bu yeni polaroid mi?
Is that the new Polaroid?
Babamın polaroid makinesini alabilirim mesela.
I can get my dad's Polaroid or something.
Polaroid.
Polaroid.
- Bir buçuk filan, resimlerini çektim hatta.
- 11 / 2. I have a great Polaroid of it.
Kişisel olarak IBM, Xerox, Dupont, Polaroid...
And I personally handle IBM, Xerox, DuPont, Polaroid... Excuse me.
Bu bir Polaroid'in negatifi.
This is the negative side of a Polaroid.
Bir Polaroid negatifi efendim.
- Polaroid negatives.
- Fotoğraf laboratuvarı bu Polaroid'den resim çıkarmak mümkün değil diyor.
Photo lab said there's no more image they can get out of this Polaroid.
Bu da sizin Polaroid'iniz kadar kötü durumda.
Now, this is as bad as your Polaroid, right?
Polaroid şimdi ekrana geldi.
The Polaroid just came online.
Polaroid fotoğraf!
The Polaroid!
Benzin istasyonunda çektiğim bir Polaroid fotoğrafta yer alıyorsun!
You're on a Polaroid I took at the gas station!
Polaroid resmi filan çekmedim.
Didn't take any Polaroids or anything.
Bu Polaroid fotoğraf makinesi.
It is a camera called a Polaroid. Thank you.
Keşke polaroidim de bunu yapabilse.
Wish my Polaroid could do that.
Polaroid nasıl?
What about Polaroid?
- Polaroid lazım.
- I need a Polaroid.
Elindeki tek şey bir fotoğraf, kovboy!
All you've got is a Polaroid, cowboy!
Onu Polaroid reklamında görmüş olabilirsiniz, ya da "Devlerin Savaşı" nda Zeus rolünde.
Some of you might have seen him in the Polaroid commercial, or as Zeus in Clash of the Titans.
Bir Polaroid, Jacques.
A Polaroid, Jacques.
Yerlinin birine Polaroid göstermek gibiydi.
It was like showing a Polaroid to a bushman.
Çok şükür Polaraid aldık.
Thank God we brought the Polaroid.
Polaroid 600 filmlerden, 3 kutu istiyorum.
I want me three cartons of that Polaroid 6OO film, please.
O yüzden Polaroid makinesini getirdim.
Well, that's why I brought this Polaroid.
Aynalara güvenmem, bu yüzden hep Polaroid çekerim.
I don't rely on mirrors so I always take Polaroids.
50 tane şifre, artı Ellingson'un içinde bir kamera.
Well, 50 passwords, plus whatever Polaroid-head got inside Ellingson.
Polaroid makinemi çıkartıp düğmesine bastım.
I raised my Polaroid and pressed the button.
Polaroid makinem da burada.
And this is my Polaroid camera.
- Ultrason fotoğrafını * ister misin?
Would you like a Polaroid?
Polaroid.
A Polaroid.