English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ P ] / Polonyalılar

Polonyalılar traducir inglés

280 traducción paralela
- Sizin Polonyalılar nerede, ihtiyar?
- Where are your Poles, old man?
Tüm Polonyalılar bir hayalet mi gördü?
Are those Poles seeing a ghost?
Polonyalıların tüm umutlarının karşısında bir Nazi tankı vardı insanlar ise şaşkın ve yardıma muhtaçtı.
There was a Nazi tank against every Polish hope... and the people were stunned and helpless.
Evet. Toplama işini biz, kampı da Polonyalılar yapıyor.
We do the concentrating, and the Poles do the camping.
Almanlar, Norveçliler, Polonyalılar Yahudiler ve İngilizleri öğrendim.
I learned about the Germans and Norwegians and Poles and Jews and Englishmen.
Sonra Polonyalılar geliyor. Onlar çok, çok kötü ve kimse onlarla konuşmuyor.
And then come the Poles, they are very, very bad and nobody talks to them.
Moskova'yı Polonyalılar ve Litvanyalıların saldırılarından Tatarların tekrar sınırlarımıza tecavüz etmelerinden,... kanlı çatışmalar yaşamaktan ve düşmanlarından,... yalnızca parçalanmamış, yasal bir taht koruyabilir :
Only an undivided, legitimate throne, will save Moscow from her enemies and internecine conflict, without which the Tartars will again violate our frontiers, the Poles and the Livonians encroach.
Polonyalılar.
That's Polish.
Yaklaşık 40,000 savaş mahkumu vardı orada, tabii eğer Rusları, Polonyalıları ve Çekleri dahil edecek olursan bizim bölümde yaklaşık 630 kişiydik.
There were about 40,000 P.O.W. S there - if you count the Russians, the Poles and the Czechs. In our compound, there were about 630 of us.
Biz Polonyalılar'ı bilirsin.
You know what we Poles are.
O Polonyalıların kaçabilmesi mümkün değil.
These Poles can't possibly get away.
Polonyalılar mı?
Poles?
Yahudiler, Polonyalılar, Ruslar, Fransızlar.
Political prisoners.
İtalyanlar, Çekler, Fransız ve Polonyalılar da.
The Italians, Czechs, French and Poles, too
Hiçbir zaman Polonyalıların lüx evlerine girme.
Never set foot under a Polish roof.
Polonyalılar Kiev Akademisine bütün Kazakları da kabul ediyor, ve Taras Bulba'nın oğulları oraya giden ilk Kazaklar olacak.
The Poles have opened the Kiev Academy to all Cossacks, and the sons of Taras Bulba will be the first ones there.
Eve geldiğin zaman, Polonyalıların bildiklerini öğrendiğinde ve Polonyalılar hakkında her şeyi ögrendiğinde, işte o zaman onlarla savaşmaya hazır olacaksın, ama daha önce değil.
When you come home, when you've learned everything the Poles know and all there is to know about the Poles, then you'll be ready to fight them, and not before.
Babamız bizden Polonyalılar hakkında ögrenebileceğimiz her şeyi ögrenmemizi istedi.
Papa said we should learn everything there is to know about the Poles.
Polonyalılar.
The Poles.
Bu mu Polonyalıların sana öğrettiği?
Is that what the Poles taught you?
Polonyalıların öğrettiklerini sana söyleyeyim.
I'll tell you what the Poles taught me.
Kazakların Polonyalıların ayağını öpen cahil barbar olduklarını, ya da Polonyalılarla savaşta savaşacak kadar iyi fakat Polonya sokaklarında dolaşamıyacak, ya da Polonyalı bir kadına bakamayacak, yada toprağını yönetemiyecek kadar kötü olduklarını ögrendim.
That a Cossack is an ignorant barbarian good enough to kiss a Pole's foot or fight a Pole's war, but not good enough to walk Polish streets. Or raise his eyes to a Polish woman. Or rule his own land.
Polonyalılar için değil.
Not for the Poles.
Polonyalılar ellerimize kılıçları verdiler.
The Poles have put a sword in our hands.
Beni duyuyor musunuz, Polonyalılar?
Do you hear me, Poles?
Biz giderken Polonyalıların bizi duymaması için, atların nallarını örtüyoruz, arabaların tekerleklerini koyun postuyla dolduruyoruz ve yük vagonlarının dingillerini bağlıyoruz.
We're wrapping the horses'hooves, padding the wheels with sheepskin, and we're tying the axles of the wagons so the Poles won't hear us when we leave.
Neden Polonyalıların yaşamına bir Kazağın yaşamından daha çok güveneyim?
Why should I trust the lives of Poles to a Cossack?
Polonyalıları sadece Polonyalı oldukları için öldürürler.
Now he kills Poles just because they're Poles.
Pennsylvania'dan Hollandalılar, Chicago'dan Polonyalılar Dakota'dan İsveçliler. İri adamlar!
Big men.
Bana, asla Polonyalıların eline esir düşmemem gerektiğini öğrettiniz.
You've taught me one thing - never let the Polish catch you.
Biz Polonyalılar ondan nefret ederdik.
We Poles detested him.
Polonyalıların burada ne işi var?
( Man ) What would Poles be doing here?
Polonyalılar.
Poles.
Polonyalılar hakkında yanılmışım.
I was wrong about the Poles.
Yunan ve Polonyalıları da yasaklamaları gerekir.
Quite many Italians. The Greek and Polish too.
İtalyanlar, Yunanlılar, Polonyalılar, Porto Rikolular, Şilililer.
Italians, Greeks, Poles, Puerto Ricans, Chileans.
Polonyalılar, Güney Afrikalılar, Hintliler, İngilizler.
Poles, South Africans, Indians, British.
Özgür Polonyalılar, bir çok İskoç kalbi fethettiler.
The Free Poles conquered many Scottish hearts.
Enkaza varan ilk askerler Polonyalılardı kendi bayraklarını orada dalgalandırdılar.
Polish troops were the first to reach the ruins, where they raised their national flag.
Güney'de Polonyalıların düğünlerini takip ederken ve bir hiçken seni çekip çıkardım.
I picked you up when you were a nothing, covering Polack weddings on the South side.
Polonyalılar!
Poles!
Riga'da üç yıl hiç uyuyamadım, çünkü Polonyalılar her gece tartışıyorlardı.
For three years in Riga... I hardly slept because Poles had discussions every night.
Polonyalıların dedikleri gibi ıvır zıvır üretirler, bizi dolandırırlar ve işçileri sömürürler.
So that Poles can say... they produce trash, swindle us and exploit workers.
Biliyor musun, Bayan Anka buraya gelmeye başladığımdan beri, Polonyalıları daha iyi anlıyorum.
You know, Miss Anna... since I began coming here, I've come to understand Poles better.
Biliyorum siz Polonyalılar için bu kutsaldır.
I know... that for you Poles it is sacred.
Yabancılar. Polonyalılar.
Foreigners...
Şu rastladığın Polonyalılar Almanmış.
Those Poles you ran into are Krauts, come to kill Churchill.
İşlenen mezalime tanık olmaları için Polonyalıların kampa girmesine müsade edilmiş.
The Polish people were allowed to enter the camp to witness the atrocities that had taken place.
Sadece Polonyalılar'a değil tüm dünyaya bir dersti.
A lesson not only to the Poles, but to the world.
Çekler, Polonyalılar?
Czechs, Poles?
Bunu lanet Polonyalılar yapmıştır.
It's these damned Poles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]