Portrait traducir inglés
1,777 traducción paralela
Neden hiç görmediğin birinin portresini çekmek istiyorsun, Diane?
Why would you want to take a portrait of someone you've never seen, Diane?
Sadece portreni çekmek istiyorum.
I only wanna take your portrait,
Daha portremi çekmedin.
You still need to take my portrait,
Neden normal çalışmalar yapmıyorsun?
Why don't you be a little portrait photographer?
Hiç portreni çekmedim.
I never took your portrait,
Gazetedeki resimden sonra herkes benle dalga geçiyordu zaten.
Everyone makes fun little that portrait.
Bu ilk sevgilimin portresi.
That's a portrait of my first lover.
Kendi çizdiği portresi.
It's a self-portrait.
Ya çizdiğin şu Eva portresine ne demeli?
And this portrait of Eva?
- Peki ya şu kimin portesi?
And of whom is that portrait?
Portreni çizmen için görevlendirdiğin adam değil miydi o?
Isn't he the man you commissioned to paint your portrait?
Ve şu an onun portresini çiziyorum.
And I'm working on her portrait right now.
Portrenize ellerinizi de katmamı ister misiniz?
Would you like me to include your hands in the portrait?
Benim portremi çizmeyi neden kabul ettin?
Why did you agree to paint my portrait?
Bize Lorenzo Casamares'in bir portresini yaptığınız söylendi.
We have been told that you are painting a portrait of Lorenzo Casamares.
Buraya portreye el koymak için geldik.
We're here to confiscate the portrait.
Böylece, benim ve tüm ailemin portresini çizeceksin.
So you will have to paint my portrait with the whole family.
Hillary Hala'nın kütüphanedeki portresini anımsatıyor, değil mi?
Reminds me of the portrait of Aunt Hillary in the library, no?
Annesinin portresini yatağımızın üstüne koymak istedi kadın da cadı gibi görünüyor!
He wanted his mother's portrait above the bed... she looks like a witch!
Çok üzgünüm portrenin üstüne kahve döktüm.
I am so sorry. I spilled coffee on your portrait.
Portre için bana bakmalısın.
You should look at me for the portrait.
Güzel bir portre yap lütfen.
Make a good portrait please.
Portre odasındaki tüneller.
Tunnel in the portrait room.
Majesteleri bu tabloyu, 20 seneden fazladır muhafaza ediyor.
For over twenty years this portrait has kept Your Majesty company.
Bu kadın, tablodaki kadındır.
She is the woman in the portrait.
Çiftlik evimde Rembrandt tarafından yapılmış bir portresi var.
I have her portrait, painted by Rembrandt, at my country house.
Resmini yaptırana kadar o fotoğrafı kullandım.
I used that picture until I got her portrait made.
Portreye baksana.
Look at the portrait.
En iyi fotoğrafın değil.
Not the most flattering portrait.
- Senin portreni yapmalıyım.
- I'll have to do your portrait.
Tüm hakları bana ait olmasına rağmen, portresinin üzerinde hak iddia etmedim.
I never made any claims on the self-portrait although I had every right to do that.
Yani, iyi haber artık "Sanatçının bir genç adam portresi" ndeki mitolojik ögelerin kullanımını bulup yazmayacaksınız.
So, good news... you are no longer writing about the use of mythic archetype in "portrait of the artist as a young man".
Evet, ilişkiniz hakkında ayrıntılı bir tablo istiyorum.
Yes, I want a detailed portrait of what your relationship was like.
"Bir Fahişenin Portresi" miydi ya da öyle birşey.
Portrait of a Prostitute, or something.
Isaac Merchants'ın ailesinin Portresi, 1910'da yapıImış.
"Portrait of Isaiah Merchant's family, Painted 1910."
Evet Benjamin Franklin'in portresi daha büyük. Dahası da var.
Yeah the portrait of Benjamin Franklin's bigger.
Annemle resim çekilmek.
EARL : Take a portrait with Mom.
Şimdi, kendini hazırla, çünkü portreni çizeceğim, ve bununla gerçek fotoğraf arasındaki farkı anlayamayacaksın bile.
Now, prepare yourself... because this is gonna be a self-portrait. You might not be able to tell the difference between this... and an actual photograph.
ABD'deki ayrımcılığın ve tek tek bütün vatandaşların haklarını korumakla yükümlü devletin çeşitli bölümlerinin, buna karşı ürettiği hukuki çözümlerin gelişiminin tarihi, uygulamadaki çağdaş demokrasinin etkileyici bir portresini sunar.
The history of discrimination in the United States and the progression of legislative remedies created by the various branches of government assigned the task of safeguarding the rights of each and every citizen provides a moving portrait of contemporary democracy in action.
Çok gösterişli ve içinde portre için bol miktarda yer var.
- Built perfectly to scale. - Very sleek. And there's plenty of wall space inside for a portrait.
- Kim hiç yardımcı olmuyor?
- I love the portrait idea.
Seni besledik, sevdik... ve seni aile fotoğrafımızın içine aldık.
No! We fed you and loved you and we let you in to our Cirrus family portrait.
Karımın hatıra fotoğrafını ele alalım.
Take my wife's memorial portrait
Bugün aile fotoğrafı çektireceğiz.
We're taking a family portrait today.
Pekâlâ, ilk birkaç düzine fotoğrafta kızının kendi kendini çektiğini fark edeceksin çünkü ihmalkâr babası 3 gün geç kalmıştı.
You'll notice the first couple dozen photos... feature your daughter doing the one-handed self-portrait... as her negligent father showed up three days late.
Stalin dönemine ait bir Portre olduğu söylenen son filmi,... Korkunç Ivan Bölüm II bu sebepten dolayı yasaklanmıştır.
In his last film, which is a coded portrait of the Stalin era, Ivan the Terrible : Part 2, which because of all this was immediately prohibited.
Bir sfenks portresi bu, Chuck.
It's the portrait of a sphinx.
Portreyi araştırdım.
- I ran the portrait against it.
Ne yazık ki bu portre bana bir şey hissettiriyor ama hatıraları canlandırmıyor.
Unfortunately, seeing this portrait brings me emotions, but not memories...
Bu portre...
This portrait...
Senin portre.
Your portrait.