Poser traducir inglés
161 traducción paralela
Homely, The Burrows Oswald Street'den Bay E. W. Lambert bize zorluk çıkarmışa benziyor.
Mr. E. W. Lambert of Homely, The Burrows. Oswald Street... has presented us with a poser.
Seni sıska götlü numaracı.
Pansy-ass poser.
Efendim, bu ilginç bir soru.
Oh, my, sir, that's a poser now.
- Bu biraz zor olacak efendim.
- There is a bit of a poser, sir.
Harika poz veririm ve harika bir vücudum var. " dedi.
I am a perfect poser... " and I have a fantastic body.
Bende düşündüm, pekala, eğer o en iyi poz veren olduğunu düşünyorsa bende ona küçük bir numara yapmalıyım.
So I thought, okay, if he thinks that he's the best poser... I'm gonna pull a little trick on him.
Kocaayak'ın geçen hafta yakalanışı yüzyılın bilimsel sorununa dönüştü.
Last week's capture of Bigfoot turned into the scientific poser of the century.
Seni artist!
You poser!
Franco'ya İspanya'da güç kazandıracak her adım aynı zamanda burada da faşistlere güç kazandıracaktır.
Every step that takes Franco closer to poser in Spain also takes the fascists closer to power here.
Sana beceriksiz diyen mi?
The one who called you an incompetent poser?
Bana amele gibi davranma, seni koca ezik.
Don't tell me you're going poser on me, you big loser. No, dude.
Bu çocuk lanet olası bir amele değil.
This kid, he's not a fuckin'poser. He's not a poser.
Her zaman amele olduğunu düşünmüştüm.
I always thought you were a poser.
Neden bir ameleyim?
Why am I a poser?
Sadece ameleler kızlara aşık olur, yani sen bir amelesin.
Only posers fall in love with girls, so you're a poser.
- İyi. sanırım ben bir ameleyim
- Fine. I guess I'm a poser.
Gerçekten amele olduğunu düşünmüyorum.
I don't really think you're a poser.
Ben modacı bir ameleden başka bir şey değilim.
I was nothing more than a goddamn trendy-ass poser.
Est-ce que tu voudrais queje poser pour toi?
Est-ce que tu voudrais que je pose pour toi?
Övünmeyi, böbürlenmeyi seviyor.
As a poser, as a braggart, yes.
Abisi, Fransızca sınıfımda. Kasıntının teki.
I take French with his brother, he's such a poser.
Ben numara yapmıyorum dostum. Şuna bak.
Yeah, i ain't no poser, man, check this out.
Ben sana numaracı demedim ki.
I ain't calling'you a poser, man.
Özenti!
Poser!
Kimmiş özenti ha?
Who's a poser? !
Birinin tarzımı çalması.
When a poser bites my stilo.
Haklısın güzel bir noktaya değindin.
You're right, that does make you kind of a poser.
Benim bu konuda master diplomam var.
- I got a Ph.D., a Poser-Hater Degree.
Lehistan Kraliyet'inin Saxonya ve kilise korosu bestecisi, Leipzig Thomas Okulu'nun hocasını sarayına bekliyor.
Royal Polish electoral court compo.. poser of Saxony, and Saint choir... master Thomas in L-Leipzig, at court.
Bana şunu söyle, Olivier. Sanat ve hayat hakkında bu kadar çok şey biliyorsan, neden kendini desteklemesi ve iyi hissettirmesi için yarı yaşındaki kişilere ihtiyaç duyan bir zavallı olup çıktın?
Olivier, if you know so much about art and life, how come you ended up being such a pathetic poser who needs people half his age to prop him up and make him feel good about himself?
Tarzımı çalan özenti.
The poser who's been biting my style.
- Jackie Chan sadece poz çekiyor!
- Jacky Chan is a poser.
Özenti herif, çekip gitti.
The poser just took off.
Adam Clarke, gerçek bir hippi mi yoksa bir numaracı mı?
Adam Clarke - - real hippie or... poser?
Ben onun biraz snop olduğunu düşündüm, bununla beraber çekici biriydi.
I thought he was kinda cute, even if he was a bit of a poser. Maybe that's where I made my mistake...
O kendini beğenmişin teki!
He's a fuckin'poser.
Sol kanattan bir gerilla lideri ya da veliahtıysan öyle olmak istediğin için değildir, başka bir şey olamadığın içindir.
If you're a left wing guerrilla learder or a poser... it's not because you want to be one, it's because you can't be something else.
Ve kaşınan sıçanları ezip, çıktıkları deliğe geri gönder.
And snuff out any punk-ass poser rat who needs to be put back in his hole.
Buraya poz kesenler giremiyor.
This is a poser-free zone.
Haley gerçek yüzünü gördü işe yaramaz artist.
Haley sees what you really are. A pathetic poser.
O göstericinin bizi kurtarabileceğini sanıyorsan, hayal görüyorsun demektir.
If you think that poser is gonna save us, you're dreaming.
Teşekkürler, numaracı.
Thanks a lot, poser.
Şuna bakın, sanki poz verir gibi
Look at her, she's such a poser
Önce ben de yapmacık davranıyor zannetmiştim.
Thought he was a poser myself for a minute.
Hangi çalının arkasında olduğunu bilmiyoruz.
Has presented us with a poser.
- Lanet olası pozcu!
You fucking poser!
Dinle, amele.
Listen, poser.
S * k * lmiş amele.
Fuckin'poser.
Regl misin nesin?
HEY, YOU WANNA HANG AROUND WITH YOUR LITTLE POSER FRIEND HERE
Benden mi?
- Me? I ain't a poser.
Acaba insan aklını kaçırmak üzereyse ve kendini toplamak için biraz zamana ihtiyacı varsa ve bu arada babasını gereksiz yere harç parası ödemek zorunda bırakmak istemiyorsa hangi formu alması gerekiyor?
Hmm. You're Trent. The poser boyfriend.