Postacı traducir inglés
1,783 traducción paralela
Postacı Ben geliyor.
That's Ben, the mail boy.
Bir emlakçı, bir evhanımı, bir lise öğrencisi ve bir postacı.
We have a real-estate broker, a housewife, a high school student and a mailman.
Postacının vurulduğu yerin çevresindeki on sokaktan trafik kamera kayıtlarını aldım.
I accessed traffic cameras for a ten-block radius where the mailman got hit.
Ön balistik incelemelerde, postacıyı vuran kurşunla, onun tüfeği uyuşuyor.
Preliminary ballistics matches his rifle to the mailman's slaying.
Postacı cinayeti, pek etkileyici değildi.
Well, the mailman murder, I wasn't impressed. This is one I am.
Ve postacı onun McHugh'ı aradığını söyledi.
And the postmaster remembers him asking where to find McHugh.
Postacı onun McHugh hakkında sorular sorduğunu söyledi.
And the postmaster says he was asking about McHugh.
Postacı Mutie rolünü oynamıştım.
I played the part of Mutie the Mailman.
Polis sınavını bile geçemeyen, bir postacıdan bile az para kazanan, beyaz pisliğe ne denir?
What do you call a piece of white trash who couldn't pass the cops exam and now makes less than a mailman?
Yanlış zile basan bir postacı falandır.
Must just be, like, a take-out delivery guy... ringing the wrong apartment. Mmm.
Gelecek postacı için raporlarım burada.
Here's my report for when the postman comes.
- Hoş biri, postacın.
He's nice, your postman.
Merak etme. Taco dalışındaki postacı Flipper değildi.
It wasn't Flipper that went all postal in the taco dive.
En önemli postacı görgü kuralını unutmuşum iş arkadaşına sessizce yaklaşma.
I forgot the first rule of postal etiquette : Never sneak up on a coworker.
Neden postacıyı kaçırsınlar ki?
Why take the mail carrier?
Postacıların soyulması.
I mean, postal carriers get mugged.
Postacınız bugün geldi mi?
Did you see your mail carrier today?
O postacıyı rahatsız etmeniz gerekir.
You should be harassing that mail carrier.
Bu yüzden mi beş gün önce postaneye gidip postacıya postanızı bekletmesini söylediniz?
That's why you asked the post office to hold your mail?
Postacılar ya da kapıdan satıcılar televizyon...
Mailers, some door hangers,
Evet - postacıyı vuracaktı.
Yeah... hits the mailman.
Öfkeli bir postacı gibi ofisin çevresinde dolaşıyorsun.
Hanging around the office like some pissed off postal worker?
Acaba, postacı buraya uğradığında bana haber verebilir misiniz?
I was wondering if you could tell me when the post comes through.
Ne yazık ki koleradan beri, korkak postacılar nehrin bu tarafına geçmiyorlar. ... ama bana bırakabilirsiniz.
Unfortunately, since the cholera, the cowards won't venture past the river port but leave it with me.
Ayrıca şehirlerarası postacılıkta da uçakların kullanılabileceğini duydum.
And I hear they might use planes to deliver mail from city to city.
Postacı gönderdi.
postman sent it.
Umarım postacı bazı iyi ilaçları taşır.
I hope the mailman's carrying some good drugs.
Affedersiniz, Bay postacı?
Excuse me, Mr. Mailman?
Postacı geldi ama Bay Warne'dan yine bir haber yok.
The post has arrived and, once again, no letter from your Mr. Warne.
Belki postacıdır.
Maybe he's a mailman.
Dosyalara göre postacımız bekârmış. Çocuğu yokmuş.
According to the file, our mailman's a bachelor, no kids.
Resden postacıyı öldürüyor cesedi ortadan kaldırmak için plajda birini buluyor, sonra iki kurbanı o adamın evine getiriyor.
Resden kills the mail carrier, gets someone to dump his body at the beach, then he brings two vics to the guy's house?
Postacının evindeki cesetler dondurulmuştu.
Bodies at the mail carrier's were frozen.
Postacı boğulmuş. Fazla kanı akmamıştır.
The mail carrier was strangled, so there wouldn't be much blood to begin with.
Postacının evinde buldukları çift mi bu?
Is that the couple they found at postal worker's house?
Postacının evinde de kullanmışsın?
And at the letter carrier's house, too, right?
Ruhsal problemleri olan bir postacısın.
You're a mailman with a mental condition.
Ben postacının tekiyim, Tanrı aşkına.
I'm a mailman, for christ's sake.
Silah zoruyla evimden kaçırdın, iki araba çalmaya, bir evi soymaya zorladın, iki postacı tarafından, eşek sudan gelinceye kadar dövülecektim.
You took me out of my house at gunpoint, you forced me to steal two cars, I robbed a house, and was almost beaten to death by two postal service employees.
Postacı uzaktan kumandayı evin verandasının önüne koydu
- The mailman delivered the remote control, put it on the front porch. - [Beeps]
Birkaç on yıl önce bir şekilde buzların içine gömülmüş bir postacı.
A frozen mailman somehow buried in ice several decades ago.
Buz örnekleri temeline ve postacının pantolonunun paçasının ölçülerine bakarak- - sadece ölçmek için- - kesinlikle 1960'larda donmuş olduğunu söyleyebilirim.
Based on the ice core samples and the size of the mailman's bell-bottoms- - just measure that there- - we have determined he was frozen sometime in the 1960s.
Postane, 40 yıldır postacıda olan bütün mektupların yerine ulaştırılacağına söz verdi.
The post office has promised to deliver every letter in this 40-year-old mailbag.
1400 Lanvale, caddenin ortasında, postacı tarafından bulunmuş, şüpheli yok, şahit yok.
1400 Lanvale, in the street, found by the post officer, no suspects, no witnesses.
Postacıyı da...
And the mailman.
Postacıyı kaçırdım... ve ona Şamdan Dergisi yedirtmiştim.
I kidnapped a mailman and forced him to eat the Pennysaver.
Postacı önemli bi yerden önemli bir mektubum olup, arabama haciz konulduğunu gösteren belgeyi Joy'a verdi.
Willie the mailman sd Joyai there was an important letter from the impound yard.
- Ne yani, postacı çocuk mu olacağız?
- What are you? The mail boy now?
Postacıdan çalmıştım.
I stole that back from the mailman.
- Wayne Osborne'un öldürdüğü postacı mı?
- The mailman killed by Wayne Osborne. - Right.
Postacınız sizi bundan daha iyi tanıyor.
Your postman knows more about you than this.