Postmortem traducir inglés
651 traducción paralela
Bu Lunn denen adamın otopsi sonrası birkaç fotoğrafını aldım.
I've had some postmortem photographs made of this fellow Lund.
- Belki otopsiden bir ipucu çıkar.
- Might get a clue from the postmortem.
- Higgins'in otopsisi ne olacak?
- What about the Higgins postmortem?
Ve bunu debiölçere veya otopsiye bakarak söyleyemez misiniz?
And you couldn't tell by the flowmeter or the postmortem? No.
Ölümünden sonraki en önemli şey neydi?
What's the good of another postmortem?
Otopsi sonuçlarına göre, kızın kanında alkole ratlanmamış.
The postmortem showed no trace of alcohol in the girl's blood.
Madeleine Elster'in ölümünden önceki ruh halinin ölüm şeklinin ve ölümünün esas nedenini gösteren otopsinin ışığında karara varmakta zorluk çekmemelisiniz.
From the evidence of the state of mind of Madeleine Elster prior to her death from the manner of her death and the postmortem examination of the body showing the actual cause of her death you should have no difficulty in reaching your verdict.
"Nedenin bu hastalık olup olmadığı..." "... ancak veterinerlerin ölü kuşlarda yaptıkları çalışmalarda anlaşılmaktadır. "
"It's actual existence can only be surmised by a postmortem by a veterinary surgeon trained in..."
Tam bir otopsi olmadan bilemeyiz.
We won't know until we get a full postmortem.
Farkedeceğiniz gibi, ölüm sonrası, rengi kurşunileşmeye başlamış.
You'll notice too that postmortem lividity is present.
Senin çağrını aldığımda Dr. Pontini John Kane'in otopsisini yeni tamamlamıştı.
When I got your call, Dr Pontini had just completed a postmortem on John Kane.
Elimizde postmodern sonuçlar var.
We have the postmortem results.
Otopsi akciğer kanseri olduğunu ortaya çıkardı.
Postmortem revealed that he was suffering from lung cancer...
Onun üzerinde bir otopsi istiyoruz zaten.
Yeah. We'll want a postmortem on it anyway.
Aslında, ölüm sonrası incelenmesi istemek aklımdaydı.
Actually, I rather had it on my mind to request a postmortem.
Ölüm sonrası morluğu, Bay Durk.
Postmortem lividity, Mr. Durk.
Bu uzatılmış ölüm sonrası değil.
Not this postmortem.
Otopsiyi yarın yaparız.
We'll conduct the postmortem tomorrow.
Hemen bir diğer şeye geçerler. Otopsi yapılmaz sanki o mallığı yapan kendisi değildir.
They just go on to the next thing, there's no postmortem, no reference to the dumb thing.
Sizin çocuklar Vietnam'da bu asit tetikleyicisine bir analiz yapmadı mı?
Didn't your boys do a postmortem on this acid trigger in Nam?
Bu adli soruşturmanın konusu olan merhum, Ronald Frances Adair'in cesedine otopsi yaptınız mı?
Ronald Frances Adair, who is the subject of this inquest and later conducted a postmortem on the corpse?
Pekala saat 7'de otopsi yapacağız. Burada olmayı istiyor musun?
We'll do a postmortem at 7 a.m. Do you wanna be here?
Strader üstündeki otopsiyi hala bitirmediniz mi?
You guys finish your postmortem on Strader yet?
Dokuların istem dışı bilinçliliği.
Postmortem involuntary spasm...
Bu iş daha uzun sürecek olursa, Yıldızüssü 416'da yapılacak tek şey, otopsi olacaktır.
Any longer, the only thing left for Starbase 416 will be to do a postmortem.
Otopsisini yapmaya dayanamazdım. Bu yüzden Fairvale'den Joe Fielding'i çağırdım.
I couldn't bring myself to do the postmortem, so I called Joe Fielding in from Fairvale.
Bütün işkence ölümden sonra.
All the mutilation you see there is postmortem.
Bu gösteriyorki derisini öldürdükten sonra yüzmüş.
This would indicate that the skinning was postmortem.
Dudak dokusunda ve ağız içinde peteşiyal kanama keskin bir çürüme kokusu ve ölüm sonrası ortaya çıkan dikiş izlerinden yola çıkarak merhumun ölüm nedeni- -
Petechial hemorrhaging in the mucosa of the lips. And the interior of the mouth, the strong odor of bleach, And the presence of a postmortem ligature mark.
Buradaki izler cesedi buraya sürüklediğini gösteriyor. Öldükten sonra.
The disarray suggests that he dragged her body here... postmortem.
Şimdi, öldükten sonra açılan bilek yaraları.
Now, postmortem wrist wounds... blood loss speeds the decay of the organs.
Ölüm sonrası durumuna daha fazla delil istiyorsan, sana birkaçını sağlarım.
If you require more evidence of your postmortem status, I'll provide you some.
Otopsi sırasında oluşan anormal kas hareketi.
Abnormal postmortem muscle reflex.
Önceki otopsilerde fark edilemeyen bazı anormallikler bulundu.
Anomalies were found during postmortem analysis that were undetected in previous autopsies.
Not ; kurbanın ölümü ilan edildikten 11 saat 45 dakika sonra ölüm sonrası muayene başlatıldı.
The postmortem examination is being conducted 11 hours and 45 minutes after subject was pronounced.
Hal Arden'ın otopsisi, elinize geçti mi?
The postmortem on Hal Arden. Did you get it yet?
Olası bir cinayeti araştırıyoruz ve federal kanunlar, bu cesetler üzerinde otopsi yapmamızı öngörüyor.
We're investigating a possible homicide and federal law requires that we do a postmortem on these bodies.
- Öldükten sonra sürüklenmiş.
- She's been dragged up here postmortem. - Maybe.
Bence saldırı dediğin şey, ölüm sonrası vücut tepkilerinden biriydi.
No, I'd say the attack was a simple postmortem reaction.
Tümörü çıkartıp yeni sinir dokusu kopyaladım, ve Yıldız filosu protokollerinde bulunan sınıf-5 yaşam formu hayata döndürme tekniğini uyguladım.
I removed the tumor, replicated new neural tissue, and used the standard Starfleet postmortem resuscitation technique for a Class-5 life-form.
Otopsiyi yapan kişi, bunu bulacak.
That's what we're hoping a postmortem will determine.
Ya otopsi?
What about postmortem?
Ön otopsi?
Primary postmortem?
Bunun ötesinde otopsimde daha fazlasını... -... önerecek hiçbir kanıt bulamadım.
Beyond this, I found nothing in my postmortem examination to recommend further investigation.
- Neden? Bunu söylemesi tuhaf ama otopsim sırasında sanırım senin de görmen gereken bir şeyler bulmuştum.
I feel kind of strange saying this, but I found something during my postmortem exam that I think you should see.
Otopsi sırasında vücuttan birşey aldı - bir yadigar, kalp şeklinde kıyafetinden kestiği bir parça kumaş.
He took something from the body postmortem - a trophy, a piece of fabric cut from her clothes in the shape of a heart.
- Hangisi olduğunu anlayamıyorum çünkü öldükten sonra da epey bir parçalama olmuş.
- But I can't tell that either. There was considerable postmortem predation.
- Kesinlikle ölüm sonrasında yapılmış.
- Definitely postmortem.
Tam bir otopsi yaptım.
I ran a complete postmortem analysis.
David!
WE'LL GO DOWN TO THE POSTMORTEM BAR AND CATCH UP
Ölümü doğal sbeplerdense akla yatkındır.
If it was natural causes, it's plausible there was something missed in the postmortem.