Praying traducir inglés
3,050 traducción paralela
Madem buraya kadar geldik, hepimiz dua edelim.
Hey, while we're here, why don't we all do some praying?
Hepimiz sağ salim dönmesini umuyoruz.
We're all just praying she comes back safe and sound.
Dün akşam seni dua ederken gördüm.
Seeing you praying like that last night,
Ama dualarımı kabul etmedi.
But I kept praying and he won't answer.
Unutur da olay yapmaz diye dua ediyordum.
I was just praying he would let it go and not make a big deal about it.
- İnşallah kabul edilirim.
I'm just praying that I get accepted.
Şahsen güzellikle halletmek için dua ediyorum.
And I, for one, am praying for the easy way.
Yağmur yağmasını deli gibi bekliyorum.
I've been praying for rain and it's not working.
Birinin duyup, beni kurtarmaya gelmesini umut edip bekliyordum.
While praying that someone would hear me and come.
Bana bir şey olsun da sahneye çıkamayayım diye dua edeceksin, değil mi?
You're praying that something bad will happen to me in the future.
Bu kız, haç elinde dua ediyordu gizlice.
This girl was praying in secret with a cross.
Elinde haç ile dua ederken görmüş seni.
She says she saw you praying with a cross.
Burada namaz kılmanın hayalini kurardın hep.
You always dreamed of praying here.
Hastanedeki odasında, pencereye çıkmış, pikniğe gidebilmek için tanrıya dua eden hasta bir çocuk düşün.
Imagine it, a weak and frail boy who wants to go on a picnic, praying by the window in a hospital ward.
Ne diye onlara dua ediyorsunuz?
Who are you praying to?
St Anthonyya dua ediyorum.
I'm praying to St Anthony.
Ben ona ateş etilmemesi için dua ediyordum.
I was just praying that the people didn't get foolish and start shooting again.
Kendimi yoğun bakımda görüyorum ayakucunda, bir şeyler görmeye çalışıyordum.
look how many people are praying ". My memory was going to the intensive care unit, doing "peep," going like this, looking through the window, you know, like, going...
Kardinal'le dua ettikten sonra kilisede kibir ve öfke günahı işlediğimi fark ettim ve umarım özrümü kabul eder ve bu neşeli günün parçası olmamı kabul edersin.
You know, after praying with the monsignor, I realize that I committed the sin of prideful anger in the church, and I hope that you'll accept my apology and allow me the honor of being a part of this joyous day.
- Dua hakkında konuşuyorduk.
- It's about praying.
Senin için dua ediyorum.
I praying'for you.
Bir hafta önce ben... Başka bir ölüyü yazmak zorunda kalmamak için dua ediyordum.
A week ago, I was... praying I'd never have to write another obit.
Eşek gibi çalışıp her hafta dizlerinin üzerine çöker sonraki hayatın daha güzel olması için Tanrı'ya dua ederdi.
Working to the bone, and then down on his knees, every week, praying to God that the next life will be better.
Senin eve sağ salim dönmen için dua etmeye devam edeceğiz.
We'll be praying for you... and your safe journey home.
- Çok dua ediyorum.
- I've just been praying a lot.
Dostum, asagida 16 tane Filipinli yüzlerini Kâbe'ye çevirmis dua ediyorlar. Filipinli mi?
Dude, there's, like, 16 Filipinos down there, all praying to Mecca right now.
- Rus'a benziyor.
I'm picking up the praying.
Doğru olması için dua ediyorum.
I'm praying it fucking is.
Gece gündüz dua etmekten başka elimden ne gelebilir ki?
What else can I do? I've had enough of praying all day long.
- İnsanlar bize dua etmeyi kesti...
- The humans may have stopped praying to us...
... bütün bunlar bittiğinde o küçük kız hâlâ hayatta olsun.
I'd spend it praying : when this is over, that little girl's still alive.
Belki peygamber devesini beğenirsin.
Maybe you'll like praying mantis better.
Peygamber devesi Peygamber devesi
Praying mantis Praying mantis
Tanrı'ya dua etmek gibi onlar da güvenilir ya da güvenilmez.
They're just as reliable or unreliable as praying to God.
Dünyanın Dua Eden En Büyük Elleri Tulsa'da!
The World's Largest Praying Hands are in Tulsa!
Dua etmeye devam et.
Keep on praying.
Umarım dua etmeye devam edersin.
I hope you continue praying.
Duanın o herife yardımı dokunmaz.
Praying will not help that man.
Belki de dua etmek tek yapabileceğimiz şeydir.
Perhaps praying is all we can do.
- Ve yeteri kadar dua etmiyoruz
- Oh, and not enough praying
.. senin affedeceğini de biliyoruz .. çünkü.. .. dua ediyoruz Amin
we know that we will be forgiven for it because... were praying about it
Onu kulübede gördüm ve her şeyin çok iyi gitmesi için dua ediyordu.
I found her in the shed, praying that everything will go well.
Nirsbi manastırından bir keşişmiş. Genç kızların masumiyetlerine dua eden.
It was a monk from the Nearsby monastery, praying on the innocence of young girls.
Yarın milyonlarca insan kiliselere doluşup Tanrılarının onları cehennemin sonsuz ateşinde yakmamaları için dua edecek.
You know, tomorrow millions of people are gonna start filing into churches and praying that their loving God is not gonna burn them in Hell forever.
Senin içiçn dua ediyorum Margaret.
I'm praying for you, Margaret.
Ruhunun kurtulması içinç dua ediyorum.
I'm praying for the salvation of your soul.
O dinsiz Türk için kutsal kilisemize ve Papa'ya dua eden Ortodokslardan daha büyük bir tehdit olamaz.
The biggest threat for that infıdel Turk is the Orthodox people praying for thr Holy See and the Pope.
Boş hayallerden boş hayallere koşup bu beyinsiz ucubelerden birinin uykumuzda bizi yakalamamasına dua ediyoruz işte.
Just keep going from one pipe dream to the next, praying one of these mindless freaks doesn't grab a hold of you when you sleep. If you sleep.
- Dua etmiyorsun diye öldürüyorlar mı?
- Kill you for not praying?
Vecd ile dua ediyorum
♪ Give me joy in my heart, keep me praying
Evet öyle ; ama biz sadece mekanı kullanıyoruz.
But we just use their space It's not like we're praying... ♪ The midnight cries Oh, yeah, it is.