Preparation traducir inglés
1,051 traducción paralela
Bütün dünyada bouillabaisse hazırlanırken, sarımsak, safran ve rezenenin normal karışım sekli ; iki diş sarımsak bir tutam safrana katılır, hızlıca rezene ile çırpılır.
Well, sir, throughout the world, in the preparation of bouillabaisse, the usual proportion of garlic to buttered saffron and fennel is 2 cloves of garlic to a pinch of buttered saffron to a dash of fennel.
Onu hazırlık odasına götürün.
Take her to preparation.
Onu hazırlık odasına götürün.
Take him to preparation.
Hareket memuru olmak için hazırlık kursuna gittim. Tüm kasaba hareket memuru olmak istediğimi biliyordu. Basit bir nedenden dolayı, soylarımın benden umduğu gibi, diğerlerinin ıkına sıkına yaptığı ağır işten kaçarak peronda elimde bir uyarı levhasıyla hiçbir şey yapmak istemiyordum.
And I went through a preparation course and I'm going to be a train-dispatcher and the entire town knows I want to be a train-dispatcher for the simple reason that I don't want to do anything just like my ancestors except to stand on the platform
Bayanlar ve baylar, fabrika peynirinin üretiminde kullanılan yeni teknikler hakkındaki tartışmalardan bahsetmek için buradayım.
Ladies and gentlemen, I'm here to address the controversy that has been raging around new techniques in the preparation of processed cheese.
40 yıl boyunca, sihirli güçlerin hazırlamak ve bu zindanın kapılarını açmak karanlık sırlarını istiyorum.
Forty years have I dedicated to the preparation of magic powders that'd open the gates of dungeons and reveal the darkest secrets.
Bu durumun, gerekli önlemler alınmadan halka açıklanmasının müthiş bir kültür şokuna ve sosyal çözülmelere yol açabileceğinin hepiniz farkındasınızdır.
I'm sure you're all aware of the grave potential for cultural shock and social disorientation contained in this situation if the facts were prematurely made public without adequate preparation and conditioning.
Hâlâ ortada ne senaryo, ne de film hazırlığı var.
There's still no script, still no preparation for any kind of filming.
Bir, Kraliyet ordusuna saldırıya geçmeye hazırlanmak için Naseby yakınlarında toplandık.
One, we are grouped here at Naseby in preparation for a major assault on the Royalist armies.
gösteriye hazırlanmak için...
to work... on the preparation of a show.
Bay Dvorak... Burası hazırlık odası.
Mr. Dvorak... this is the preparation room.
Burası hazırlama odası.
This is the preparation room.
Uzayda çarpışma antrenmanı.
It's a crash course in space preparation.
Aylarca süren hazırlıklar meyvesini verdi.
All the months of preparation now come to fruition.
Şimdi daha hafif bir konuya, spora geçiyoruz. Eski dünya bisiklet sprint şampiyonu Reg Harris büyük yarışa hazırlanmanın psikolojik sorunlarını anlatıyor.
Now we turn to the lighter subject of sport, and Reg Harris, the former world cycling sprint champion, talks to us about the psychological problems of big race preparation.
... ve koltuklarınız inişe hazır olacak şekilde dikey hale getirilmelidir.
... and your seats are in the upright position in preparation for landing.
Hazırlıklarınızdan anladık yaklaştıklarını.
Your royal preparation makes us hear something.
Hung Sing Tien'in kuvvetlerini dağıtacağım
Hung Sing Tien's preparation efforts will be toppled
Son etapa hazırlanmak için geceyi o kampta geçirdiler.
Well, they've spent a good night in there last night In preparation for the final assault today.
Saç losyonu değil. Taze yumurta ve tereyağı.
A special egg preparation for undernourished roots.
Troçki'ye yapılan saldırının hazırlanmasına gerçekten yardım etmişsem işte o zaman bu suikast girişimine bizzat dahil olduğuma yönelik her türlü akla yatkın varsayımı yapmakta özgürsünüz.
If indeed I did helped in preparation for the Trotksy revenge... then you have every right to make the logical assumption... I might been involved, in the assassination attempt.
- Topçular hazırlanıyor.
It's an artillery preparation.
Bayağı bir hazırlık ve gözlem yapmamız gerekecek
There's gonna be need for a lot of preparation and surveillance.
Denizcilerin hazırlıkları ikna edici değildi.
The preparation that the navy it develops was not convincing.
Bizimkiler de... Benim uçuş filom İngiltere'ye gidecek iki filodan biri olacak şekilde özel olarak hazırlanmıştı. Ancak bizim hazırlıklarımız, saçmaydı...
E our preparation, mainly mine, it was to be one of the two sections transferred to England e our preparations they had been ridicule.
Orduyu hazır hale getirmek için uygulanan silahlanma programı hakkındaki oylamalar birbirine çok yakın oylarla kabul ediliyordu. Toplamda 400 oyun bulunduğu ortamda, 1 oy bile farkediyordu.
Until one armament program preparation e, of military preparation, it was approved by the Congress for a lowermost edge of votes, for a vote, in one total of 400 votes.
Peki ya bu neyin hazırlığı, yemini bozuyormuyuz?
Why are you now making every sort of preparation to break that oath?
Gelmeden önce... bu iş için hazırlanırken kendilerini o kadar sıkmışlar ki!
By the time they got there... they were so fucking uptight about going through this massive preparation.
Batı Cephesi'ndeyse Müttefik hava kuvvetleri, son saldırıya karşı hazırlık yapan güçleri Ren Nehri'nin ötesinde vurarak felce uğratıyordu.
The west, the Allied Air Force they sobrevoavam to the will the Reno, paralyzing all the movement in the preparation of the final attack.
Ancak sürpriz bir şekilde uçak gemileri, ilk başta bu ihtiyaca cevap vermedi. Sahil güvenliğin hazırlıklarının cılız kalmasına karşın, görev RAF'a verildi [13].
But, initially, the support not it came of the aircraft carriers of the Navy e yes of the RAF, although the lack of preparation of the Coastal Command.
Yani teçhizat yetersizliği, eğitim eksikliği ve uygun olmayan uçaklar daha savaşın başında önemli bir eksikliğe neden olmuştu.
The equipment lack, of preparation and of adequate aircraft they had been very harmful at the beginning of the war.
Ama hazırlanmak için çok az vaktimiz var.
- We have so little tig for preparation.
Diğer birliklerin de gelmesiyle, Piyade Alayının kuvvetleri... her geçen gün büyüyordu. Almanya'da savaşan ordularına katılma hazırlığındaydılar.
The Regiment's strength was steadily increased by the arrival of other troops in preparation for joining their armies fighting in Germany.
Tanımadığı arkadaşı "O" nun sevgilisinin "O" nun hazırlanması işinden sorumlu olduğunu söyledi.
The unknown friend said that her lover was in charge of her preparation.
Gizli bir preparat herhalde.
Some secret preparation, I suppose?
İnanın bana böyle bir şey için önce hazırlık yapmak lazım.
Something like that takes preparation, believe me.
Katliam için son hazırlık.
THE FINAL PREPARATION FOR THE HOLOCAUST.
Katliam için son hazırlık.
THE FINAL PREPARATION FOR THE HOLOCAUST,
Taksi olsun da, tek California'ya hazırlıksız gitmemeliyiz.
I don't mind the cab, but I mind going to California without the right preparation.
Aslında, Boris, son zamanlar, Annabel oldukça değişti.
Precisely. Didn't anyone else do their preparation for today?
Şu an hazırlanmakta olan bir planımız var. Ama harekete geçmeden önce sizden, muhalefetten de onay almak istiyorum.
We have a plan in preparation, but before to do something, I want you, as leader of Opposition's her, to be agreed.
Yemeğin hazırlanmasına yardım etmekten mutluluk duyarım.
I'd be happy to help with the preparation.
Koltuklarınızı dik duruma getirin, ve emniyet kemerlerinizi kontrol edin. Los Angeles Havaalanı'na inmek üzereyiz.
Make sure your seats are in the upright position and your seatbelts fastened in preparation for our arrival in LA.
Tarihteki en büyük istilaya hazırlanmak için onlarca milyon dolar ve aylarımı harcadılar ve tam da hazır hale gelmişken şu düzeneği yaptık diye haber vermesi için bana bir havacı subayı gönderiyorlar!
We spent months of staff time, tens of millions of dollars in preparation... for the greatest invasion in history, and when we're primed and ready, they send an air force officer... to tell me they've constructed this-this apparatus!
Birkaç hazırlıktan sonra, ormanın kralı ile birlikte gösteri yapılacak.
Following some preparation, you'll be presented a clearing with the king of the forest on it.
İki şanez piliye arabesk, preperasyon dört.
- Arabesque. Preparation fourth. - Double pirouette, right?
Böyle bir hazırlığın nasıl...
Do you know the kind of preparation...
Onu hazırlık odasına götürün.
Take her to preparation!
Potsdam'da bir ön hazırlık sırasında performansın
He had noticed in Potsdam that, through want of preparation, his performance had not resulted as His Majesty's theme demanded.
Yoğun hazırlıklar görülebiliyor.
One can see the immense amount of preparation involved.
Soruşturmanın tam metni şu anda hazırlanmaktadır.
A complete transcript of the investigation is in preparation.