Prescription traducir inglés
2,340 traducción paralela
O deliller arasında bir gözlük var mıydı acaba?
Were there a pair of prescription glasses - amongst that evidence?
Belki ben de onlara Allison'ın küçük reçete arkadaşlarını anlatırım.
And maybe I'll tell them about Allison's little prescription friends.
Babana ereksiyon için ilaç yazmaya bile gerek görmediler.
Your father won't even get a prescription for erectile dysfunction.
Ne var ki, eve getirdiği daha fazla sorundu.
Unfortunately, what he came home with was a prescription... for trouble.
Ayrıca ikisinin de bünyesinde reçetesiz Viagra varmış.
And both had Viagra in their systems and neither had a prescription.
Git bir gerçek doktora görün, sana birkaç ilaç yazsın.
Go to some real doctor and get some prescription..
Bay Christopher, size bu reçeteyi veriyorum çünkü büyük hayranınızım.
Mr. Christopher, I'm making my prescription because I'm a fan.
Düzenli bir siklosporin kullanıcısı,... sadece son olarak nerede ve ne zaman aldığını merak ediyorum.
She's on a regular prescription of Cyclosporine, I just need to know when and where she last collected it.
Sonra ilaçlarını almak için içeri koştu.
And then she rushed in there to get a prescription.
Sakin ol.
Settle down. We caught you with a cache of illegal prescription drugs.
Kötüye kullanılan hiç bir reçeteyi görmezden gelemem Ve bunu bir çocuğa veren?
I don't condone anyone misusing any prescription.
sana o reçeteyi yazdığımda... bunu sorumlu biri gibi kullanacağını farzettim Ne zamandan beri bir annenin çocuğuna yardım etmesi sorumsuzluk oldu?
When I wrote you that prescription, I assumed you would use it responsibly. Since when is a mother helping her child irresponsible?
Hayır, seninle reçete için... bir görüşme ayarlamak istiyorum.
No, but I might want to make an appointment with you for a prescription.
Köpeğimin reçetesi var.
My dog has a prescription.
Viagra almak için reçetem yok.
I don't have a prescription for Viagra.
Gözlük reçetelerim!
My prescription goggles!
- Hayır. - Bağımlı olduğun ilaçları alabilmek için annenin reçete defterini çaldın mı?
Did you steal your mother's prescription pad so you could feed your addiction?
Senin reçete defterini mi çaldı?
She stole your prescription pad?
Şey, benim anlamadığımsa reçetemin ne olduğunu nereden bildin?
Well, the thing I can't figure out is, how did you know my prescription?
Peki ya ilaç? Reçeteli ya da reçetesiz?
What about drugs, prescription or otherwise?
Reçetenizin dışına çıktınız galiba.
You must be out of your prescription.
Eğer reçetemi yenilersen yaşın beni hiç rahatsız etmez.
If you're able to fill out a prescription, then your age doesn't bother me at all.
Reçeteniz var mı?
Do you have a prescription?
Reçeteli ilaç çalmak için mi?
- Prescription medication to steal?
Hesabı halletmek için kasiyere ve reçeteyi almak için eczaneye gidin.
Go to the cashier to settle the account, and go to the pharmacy to pick up the prescription.
Zoloft, yalnızca depresyona karşı verilen bir ilaç. Bunun dışında kullanılabileceği yerler : Alkol ve sigara bağımlılığı, aşırı iştah adet öncesi sendromu, asosyallik.
Zolax, a prescription medicine just to treat depression, outside prescriptions May and treat alcoholism, bulimia, premenstrual syndrome, smoking, social anxiety...
Doktoru arayıp, kullanma talimatlarını aldım.
The doctor already called in a prescription.
Bana Incantus ve terk edilmeye iyi gelen bir reçeteden başka bir şey bırakmadı.
Left me with nothing but an Incantus... and some prescription guide for vandalment issues.
Evet ama muayeneden sonra tetkiklere göre kullanmalıydın.
Yes, but you need a prescription after you've had a thorough examination.
Reçeteyle yazılan ilaçlardan bir sürü içmiş.
Yeah. She took a few too many prescription pills and then she pushed me in the pit.
Tam size göre bir perskripsiyon yazacam.
I am gonna write you a prescription.
Sana Perskript vereceğim erkek için doğum kontrol hapları.
I'm gonna give you a prescription for the male birth control pill.
Yani kazaen fazla miktarda ilaç yutmuş.
An accidental prescription overdose.
Reçetesi falan var.
I have a prescription and everything.
Tıbbi olduğunu iddia ediyorsa reçetesini görmek istiyorum.
And if she claims it's "medicinal", I would demand to see a prescription.
Medikal marihuana için reçeten mi var?
You got a prescription for medicinal marijuana?
Hayır, benim medikal marihuana için reçetem var.
No, I got a prescription for medicinal marijuana.
Size bu kartı veren kişi kukla tedavisi görmektedir. "
"Hello. The person who handed you this card " is under the care of a prescription puppet. "
" Merhaba. Size bu kartı veren kişi kukla tedavisi görmektedir.
" The person who handed you this card is under the care of a prescription puppet
Şişmesini engellemesi için bir reçete yazdım sana.
And here is a prescription for an anti-inflammatory.
Phil? Reçete koçanını geri koy.
Put the prescription pad back.
Şimdi, onun için yeni bir reçetem var.
Now, I have a new prescription for him.
Oh, reçeteli.
Oh, prescription.
Reçetenizdekileri aldım, Bayan Bennett.
I got your prescription, Mrs. Bennett.
Bugün Amerikalıların en az % 40'ı obez. Ve nüfusumuzun yarısı çeşitli biçimlerde reçeteli ilaç kullanıyor.
No less than 40 % of Americans today are obese, and about half of us are taking some form of prescription drug.
Joey Aucoin gibi, San'Dera'ya da pahalı reçeteli ilaçlar yazılmış.
San'dera was treated with expensive prescription drugs.
Benim reçetem bu.
That's my prescription.
Teorik olarak bir doktor reçetede ya da hasta dosyasında hile yapabilir ama bu etik olmaz, bu yüzden de yapmazlar.
Theoretically, a doctor can... make a prescription false for a patient... but it would be unethical, so do not.
Diamox için sana yeni bir reçete yazarız. Mutlaka içmen gerekiyor.
We're gonna write you a new prescription for diamox and you're gonna have to take it.
Reçetesi ve gözlüğü hazır.
Prescription, glasses.
Reçeteni yazdım.
Right, one filled out prescription.