Professör traducir inglés
17,304 traducción paralela
Bu Profesör Hill hakkında duyduklarım artık burama geldi.
I really am getting stuff over the transom about Professor Hill.
Bugün izleyiciler, Yargıç Thomas ve Profesör Hill'i desteklemek için kouşacak tanıkları dinleyecek. ve kimin doğruyu söylediğini bulmak için çabalamaya devam edecekler.
Today spectators will watch corroborating witnesses attempt to support both Judge Thomas and Professor Hill and continue to struggle with who is telling the truth.
Ve Profesör Hill'e inanmak istemiyorlar.
And they don't want to believe Professor Hill.
Umuyorum ki, Profesör Hill'e karşı yapılan bu karakter katledilişine karşı biraz daha hassas olacağız
I hope we're going to be sensitive to the attempts of character assassination on Professor Hill.
Bir kaç dakika içinde, Profesör Anita Hill'in yalan makinesi test sonucunu alacağız.
Within the last few minutes, we just found out that Professor Anita Hill has taken a polygraph test.
Başkan Thomas'ı 10 yıldır tanıyorum, O kesinlikle Profesör Hill'in tarif ettiği tacizleri yapabilecek birisi değildir.
Chairman Thomas that I have known for 10 years is absolutely incapable of the abuses described by Professor Hill.
Profesör Anita Hill ve Yargıç Clarence Thomas yarın, duruşma için tekrar çağırıldı.
Tomorrow, Professor Anita Hill and Judge Clarence Thomas have been invited back to wrap up their testimony.
Profesör Hill ve Yargıç Thomas'ın ikisi de, yarın gelmemeye karar vermişler.
Both Professor Hill and Judge Thomas have decided not to appear tomorrow.
" Sevgili Profesör Hill.
" Dear Professor Hill.
Hukuk profesörümdü benim.
He was my law professor.
Profesör olarak dersimize girdiğinde avukatı çağıran salt maddi karşılıktan ötesidir kazancı hesaba katmadan, yasaların ruhunu yerine getirmektir demiştin.
You know, I remember when you were my professor, you told us a lawyer's calling was beyond mere recompense. It was to serve the spirit of the law regardless of gain.
Columbia'daki öğretim görevlisi adamla mı yattın?
You mean you did it with the Columbia professor guy?
Ben üniversitedeyken erkek arkadaşımı profesörümle aldatmıştım.
When I was in college, I cheated on my boyfriend with my professor.
Jenny'nin kendisi hariç buradaki herkese söylediğim gibi seni yirmi üç başvuru arasından seçtik. Profesör Delarue kararımızı öğrenince şöyle dedi :
As I've already told everyone, except Jenny herself, we chose you from among twenty-three applicants, and Professor Delarue, on learning of our decision, said,
- Günaydın, Profesör Lipstadt.
Morning, Professor Lipstadt.
Günaydın, Profesör.
Good morning, Professor.
Profesör Lipstadt.
Professor Lipstadt.
Size bir şeyi göstermeme izin verin Profesör.
Uh, let me reveal something to you, Professor.
Richard Cambridge'te Modern Tarih profesörü.
Richard is, uh, Professor of Modern History at Cambridge.
Profesör Evans buraya mezun olmuş,... iki yetkili öğrencisiyle geldi.
And, just as important, Professor Evans here, with his, um, his two able graduate students,
Siz Profesör Van Pelt olmalısınız?
You must be Professor Van Pelt?
- Profesör!
Professor!
Profesör Van Pelt.
Professor Van Pelt.
Profesör, tarihçilerin görevinin,... tamamen duygusuz kalmaları olduğuna katılıyor musunuz?
Professor, would you agree it is the duty of historians to remain completely unemotional?
Profesör?
Professor?
Profesör Pelt, zaman harcıyoruz gerçekten, öyle değil mi?
Professor Pelt, we are wasting our time, really, are we not?
Lordum, duruşma boyunca Profesör Evans'tan ve diğerlerinden en az 25 tarih yalanını duyduk.
My Lord, during this trial we have heard from Professor Evans and others of at least 25 major falsifications of history.
Merhaba, profesör. Kabulünüz için teşekkürler.
Hello, Professor, thanks for seeing me.
Abartma Profesör Felaket Tellalı.
Oh, easy, Professor Doom and Gloom.
Profesör Whistler'ın kampüs kütüphanesinden birkaç kitaba bakması gerekti.
Professor Whistler needed to check some books out from the campus library, so while I was out
Ödevini yapmışsın profesör.
I see you've done your homework, Professor.
- Bunu zaman gösterecek profesör.
Time will tell, Professor.
Merak etme profesör, sen hemen ortama uyum sağlarsın.
Don't worry, Professor, you'll fit right in.
Profesör Whistler.
Professor Whistler.
Profesör Whistler, siz ve köpeğiniz dışarıda insanları sakinleştirirseniz daha iyi olur.
Professor Whistler, you and your comfort dog would be better off helping people out there stay calm.
Önceki çalışmalarınızı inceledim Profesör Whistler.
Lima, x-ray, Lima, November, golf, Charlie... I looked up your credentials, Professor Whistler.
Profesör Whistler da tam notumu değiştirmek üzereydi.
Professor Whistler was just about to change my grade.
Ve bu adam senin profesörün değil, geleceğin mimarı.
And that man is not your professor. He's an architect of the future.
Profesör Whistler erken emekli oluyor.
Professor Whistler's taking early retirement.
- Nasıl durduracağız peki profesör?
How do we get it to stop, professor?
Bu konuda eski profesörüm olan Abner Brody kadar iyi kimse yoktur.
And there's no greater expert in the world than my old professor, Abner Brody.
Profesör neden gelmiyor?
Why isn't the professor coming?
Bir saatliğine Profesörü oyala.
Kidnap the professor for an hour.
Profesörün karnı ağrıyormuş bugün.
The professor experienced severe abdominal pain today.
Profesör yokken neden sınav yapıyorsunuz?
And why do a quiz when the professor is away?
Profesörün emri böyle.
It's the professor's orders.
Profesör bugün gelmedi ama onun yerine Asistan Heo geldi.
The professor didn't come today, but TA Heo came instead.
Profesör yokken daha edepli davranmalısınız.
You guys should behave better when the professor is away.
Hepsini geçtim Profesör Han'ın dersini seçmemiz lazım.
Above all else, we have to get into Professor Han's class.
Herhalde, Profesör Kang'ın dersini almak zorunda kalırsa ölürüz.
Of course, we're all dead if we have to take Professor Kang's class.
- Profesör Han'ın dersini aldınız mı?
- Did you get into Professor Han's?