Program traducir inglés
30,602 traducción paralela
Bay Sutter'ın kullandığı programın kopyası.
A copy of Mr. Sutter's trading program.
5 yıldan fazla süredir Bay Sutter'ın yaptığı alım satımların % 95'inde bu programı kullandığını gösterecek.
It's going to show you that it's responsible for 95 % of Mr. Sutter's trades over five years.
Davayı benim yerime kazanmaya mı çalışıyorsun çünkü benim tek savunmam müvekkilimin ticaret yaparken bu programı kullandığı.
Are you trying to win this case for me because my entire defense is that my client makes his trades using that program.
Ama Bay Cahill eğer bu programı illegal yollardan ele geçirdiğiniz ortaya çıkarsa bu dava kapanmakla kalmayacak, siz de kötü niyetle takipten yargılanacaksınız.
But Mr. Cahill, if it comes to light that you obtained this program illegally, not only am I going to this case, you're gonna be faced with a charge of malicious prosecution.
Programı nasıl ele geçirdi öğrenmek istiyorum.
I want to know where the hell he got that thing.
Çünkü SPK, William Sutter'ın programının kopyasını ele geçirdi ben de hangi pisliğin sızdırdığını bulmaya çalışıyorum.
That's because the SEC got an anonymous copy of William Sutter's trading program, and I want to find the son of a bitch who leaked it.
Ben de onlara dedim ki, program kendi kendine oraya gitmedi.
And I'll tell you what I told them, it didn't magically appear on their doorstep.
Programını kaçıracaksın, tatlım.
You're gonna miss your show, hon.
Programın tadını çıkar.
Just enjoy your show.
Bence program korkutucuydu.
I just think that the show was scary.
O program yayınlandığından beri bir sürü sahte ihbarı takip etmek zorunda kaldık çünkü sizin gibiler sosyal medyada popüler olmaya çalışıyor ve ceremesini biz çekiyoruz.
Ever since that show was on TV, we've had to follow up on a ton of bullshit reports,'cause people like you are trying to get hits on social media at our expense.
Dur... Bunlar hep programın parçası mı?
- Wait... is this all part of the show?
Programı durdur.
Stop program.
Tırcılar hakkında bir televizyon programı.
It's a reality show about truckers.
Bu bir program değil.
That's not a show.
Anderson'da işe başladığından beri programına erişimim var.
I've had access to your schedule since the day you started at Anderson.
Televizyondaki en ateşli programı seçtin.
You picked up the hottest show on TV.
Bu 12 milyon dolarlık bir program.
That's $ 12 million a show.
Programın şöhreti henüz zirveye ulaşmadı bile!
The appetite for this show hasn't even reached its peak!
Gerçek zamanlı bir program olacak.
The drama is reality.
Sen olmadan... -... bu programı yapamazdım.
I don't think we'd have a show without you.
Bu programın iyileştirici bir etkisi olabileceğini yaşadıklarımızı atlatmamıza yardım edebileceğini sanmıştık.
We thought that doing the show would be a healing experience, maybe help us... process everything.
- Bak... Programın bu kadar... Programın bu kadar popüler olmasının tek sebebi gerçek gibi hissettirmesi.
Look, uh... one reason why the show... why the show was so popular is because it felt real.
Korku programı yapmakla ilgilenmiyorum zaten.
I'm not interested in doing another horror show.
İzleyicilere, program popüler hâle geldikten sonra hayatının nasıl olduğunu anlat lütfen.
Hi. Please, give the viewers a taste of what life's been like for you since the show became a smash hit.
Yani, bütün hayatını Kuzey Carolina'ya programı çektiğimiz yerin birkaç km ötesine taşıdın.
I mean, you even moved your entire life out here to North Carolina, a few miles away from where we shot the show.
Bu programı yaparken ölmek yerine deli bir sürtük gibi görünmeye bile razıyım.
And you know, I would rather look like a crazy bitch than get killed trying to make this show.
Program sürdüğü müddetçe burasıyla sözleşmen var.
You're contracted to be here for the duration of the show.
YAPIMCILARIN PLANLADIĞI PROGRAM HİÇ YAYINLANMADI. BU BULUNAN MONTAJLI KAYITTIR.
_
Lanet bir TV programı için ölmeyeceğim.
I am not getting killed over no damn TV show.
TV programını nerden biliyorsun?
How do you know about the show?
Design-Gro programını başlat.
Open Design-Gro.
Design-Gro programını aç.
Open Design-Gro.
Onun aklı zarar görmez çünkü sadece bir program.
Her mind can't be corrupted because it's just programming.
LMD programı hayat kurtarmak için tasarlandı.
Well, the LMD program was designed to save lives... the lives of... of...
Programını hayatta tutmaya devam edecek kadar.
Enough to keep your program alive.
Şu andan itibaren doktor LMD programındaki bütün çalışmalarınızı burada S.H.I.E.L.D. gözetiminde yapacaksınız.
From now on, Doctor, all your work on the LMD program will take place here, - under S.H.I.E.L.D. supervision.
Bu sabah 5.00'te kalktım ve okul sonrası programı, araba ayarlaması, bir çift oyun tarihi ayarlaması yaptım.
I, uh, got up at 5 : 00 this morning, and I-I figured out an after-school schedule, a couple carpools, couple play dates.
Suçlu yakalama programı yapıp zanlıyı bulabilirim.
We will find the killer through the crime investigation programme.
3. sınıf sitcom programının, arka sahnesinde neler olduğu hiç umrumda değil.
I really don't care what happens behind the scenes on my third-rated sitcom.
Tabii eger bu adam... kendisi için varyete programı falan yapmak istemiyorsa.
Unless, of course, this guy wanted a reality show for himself.
Kaliforniya'dan ayrılıp tanık koruma programında kayboldum.
I left california and I disappeared. Into witness protection.
Bu program Charles Falco'nun muhbirlik yaparken yaşadığı gerçek olaylardan derlenmiştir.
_ _
Başlattığın "Evsizlere Yuva" etkinliği gerçekten takdire şayan.
This Homeless to Houses program you started is marvelous.
Ama Peder Tomas beni bu etkinliğe dahil etti.
But Father Tomas got me set up in this program.
Öyleyse beyin yıkama programıyla ilgili söylentiler doğru.
So the rumors of the indoctrination programs are true.
Ama birisinin saniyeler içerisinde Kusari'yi yeniden programlaması ve kızın cesedini Diana Walters olarak kabul etmesi için programı şaşırtması gerekir.
But someone needs to reprogram the Kusari in a matter of seconds and fool it into accepting the girl's body as Diana Walters.
Yeşil noktalar onun ders programı ve kırmızı noktalar da erkek arkadaşı Zane'nin.
The green dots are her schedule, and the red dots are her boyfriend Zane's.
Favori TV programı "The Bachelor" mı?
His favorite show is "The Bachelor"?
Ve sonunda herkese bir program verdi.
And at the end, he gave everyone a program.
Yanlış anlamayın lakin önceden de belirttiğimiz üzere programımızı değiştirirsek Papa Hazretlerinin güvenliği tehlikeye girebilir.
Respectfully, our objections to altering the itinerary, as previously stated, is that those neighborhoods pose additional risk to His Holiness's safety.