Prospect traducir inglés
1,041 traducción paralela
Berbat bir durum.
It's a terrible prospect.
Benim gibi adamlar içinse bir gün önceden kalmış balık ezmesi sandviçi.
And chaps like me ; prospect appetizing is yesterday's fish paste sandwich.
Batıya kovboy olmak, altın aramak yerlilerle savaşmak için geldim.
Came out West to be a cowboy, prospect for gold, fight Indians, anything.
Durum sizin için çok kötü.
The prospect is black for you.
Burada bizimle olacağı için çok heyecanlı.
She's very excited at the prospect of being with us.
Böyle güzel bir kadınla evlenme ihtimali olan biri için pek içten bir cevap değil bu.
That is a cold answer when confronted by the prospect of so beautiful a young lady.
Darrin, Harry daha dün akşam, bana senin reklam sektörindeki en genç ve en yetenekli isimlerden biri olduğunu söylüyordu.
Darrin, only last night at dinner, Harry was telling me that you were the brightest young prospect in the agency business.
Bitkilerin akınına uğramış ıssız karanlığı Ölüm Denizini çağrıştıran bir yerdi.
Vegetation invaded the desolate prospect, its blackness recalling the Sea of the Dead.
Bu mesele ben hiç arzu etmediğim halde mahkeme salonuna düştü. İnsanlar hapisten kurtulmak için bu evlilik yapıldı diyeceklerdir.
This matter ended up in court against my wishes, and our prospect now is a jailhouse wedding.
Yani sen dağda mı arayacaksın?
So you'll prospect on the mountain?
Yüzbaşι Tyreen... bir kez daha ülkenizin bayrağι altιnda hizmet edebilme fιrsatι... hapiste o zinciri sürüklemekten daha cazip geliyor mu?
Captain Tyreen... does the prospect of serving under your country's flag once again... seem more attractive than dragging its chains in this prison?
Evet düşünülmesi gereken şeyler olduğunu hatırlasınlar.
Well, this prospect is definitely worth pondering.
Bana inan, şu manzaradan ben de hiç memnun değilim.
Take it from me, I'm not exactly overwhelmed with the prospect either.
Ben ayarladım umudu o sıfatı yapıştırılır.
She spurns the prospect I arranged.
Sizin için fazla mı egzotik olmuş?
Or is the prospect too exotic?
Ama onunla karşılaşınca ve onu özgür bırakınca oluşacak manzara gözümün önüne gelince,
But when I found him and was faced with the prospect of setting him free,
Altın aramayı, kapan kurmayı, marangozluğu, ekmek pişirmeyi... kendi kendinin efendisi olmayı.
How to prospect, how to trap fur, how to carpenter, how to bake bread, how to be his own boss.
Diğerlerinin ise başka ihtimalleri vardır, beyin ve yetenekle doğarlar.
Others have quite another prospect, born with brains and talent.
Çok mutluyum, Erik keşke tutkun sadece para için olmasaydı.
I'm so glad, Erik, if only because the prospect of all that money makes you so passionate.
Olayları olduğundan hafif göstermek gibi bir yeteneğin var.
It's not a very pleasant prospect at all.
Çok hoş bir görünüm olmaz, Kaptan.
Not a pleasant prospect, captain.
Belki de, öğrenci hareketini karakterize eden şeyin üniversitelerin doğasından geldiğini söyleyebiliriz. Diğer bir deyişle, büyük idealler için mücadeleden gelir.
Perhaps we could say that what characterizes the process of the student movement comes from the nature of the universities in other words, the fight for great ideals, which conform to a narrow, specific prospect for the students
Tabii görünürde bir koca da yok.
And no prospect of a husband in sight.
Bu durumdan memnunsun yani?
Are you happy at the prospect?
Durum çok mu korkunç görünüyor?
is it so dreadful a prospect?
Lakin bugün şaşkın ve ürkek halimden sıyrılıp uçurtmayla Köln'e koşuşunun şaşırtıcı görüntüsünü takdir edeceğim.
But today I won't continue being confused and tremulous and admire the dumbfounding prospect of you running to Cologne with a kite.
Bu hedef biraz önce sana çekici göründü.
The prospect appeared quite attractive to you a moment ago.
Bu da hırslı bir koyun için iç karartıcı bir manzara.
And that's a depressing prospect for an ambitious sheep.
Bu olasılık seni memnun eder herhalde?
I suppose that prospect pleases you?
Bu sıkıcı yolculuğu tek başıma yapmak beni çok kaygılandırıyordu.
I'd so dreaded the prospect of making this tedious journey alone.
Kral olmaya gelince inanılacak şey değil bu.
And to be king stands not within the prospect of belief.
" Nevsky Prospokt caddesinde yürürken, Vladimir'i gördüm.
" Saw Vladimir walking in the Nevsky Prospect.
Ulaşamadığım mutluluğun görüntüsü sürekli önümde geziniyor bu da beni sıkıyor.
The prospect of quiet happiness stretching indefinitely before me depresses me.
Mattei'nin 1,1 milyon dolar borcu olduğu ve bu borcun 2 milyon dolara ulaşacağı ihtimali doğru mu?
Is it true that Mattei has a debt of $ 1.1.million with the prospect of soon reaching almost $ 2 million?
Ümit vaat ediyor.
He's a good prospect.
Tonopah'ta gümüş aramak gibi bir fikri var.
He got this notion to prospect for silver up in Tonopah.
Maden arayacağım.
150,000 square miles to prospect.
En iyi ihtimalle bu yıl içinde.
Smartest prospect in years.
Ben ikisini baş başa bırakıyorum ve ayrılırken onların bir kez daha yalnız kalabildikleri için mutlu olduklarını farketmemek elimden gelmiyor.
" "So I leave, noticing that they seem pleased at the prospect" that they can once more be alone together.
" bireyselliğin geleceğinde yatan kurnazca aptallaştιrmayι fark edemezsin.
" you don't realize the subtlefications of this individuality's prospect.
Yeni bir madenim var. Zayıf.
A new prospect. 110 pounds.
O günlerde Atlantik'in durumu o kadar kötüydü ki bu harekâtın sorunsuz bir şekilde yapılabileceğine ilişkin öngörüler çok karanlıktı.
And at that time, our charts were so black in the Atlantic that there didn't seem to be any prospect of getting this operation going at all.
İtalya'nın çöküşü ümidiyle, İngilizler ana karaya saldırma niyetindeydi.
At the prospect of Italian collapse, the British were for attacking the mainland.
Önceki randevuda terk edilmiş.
He got dumped on his seon * again. ( * marriage prospect meeting )
Seninle yer değiştirme olasılığım olsa.
What a prospect. I would change your place.
- Prospect 1107.
- Prospect-1107.
"Depoyu fulle, 285 Prospect Park West'e git" dediler.
They said, "Gas up a stretch, go to 285 Prospect Park West."
Enterprise ve Hornet hesaplı bir rizikoya gireceklerdir. Kendinden daha üstün düşmana karşı çarpışmak için, bu mücadele sonunda, düşmana mümkün olduğu kadar fazla hasar verme şansı bulunmalıdır.
Enterprise and Hornet will act on the principle of calculated risk, which means avoiding exposure to attack by superior enemy forces without good prospect of inflicting greater damage to the enemy.
- Joe Zack iyi bir aday.
Joe Zack's a good prospect.
Kendi geleceğiniz?
The prospect of your own?
Öyle görünüyor.
So it would seem. Not a very pleasant prospect.