English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ P ] / Protein

Protein traducir inglés

1,785 traducción paralela
Zappy-oca ile güçlendirilmiş Power Pack Protein Pudding adı verilen yeni ürün için pazar araştırması yapıyoruz.
We're doing market research today on a new product called Power Pack Protein Pudding with Fortified Zappy-oca.
Kilo almak için bire bir protein karışımım var.
You own the place. Come on.
Eğer diyetteyseniz ; tavuk, balık ya da et, yüksek proteinli işte bu makine, bunu yapıyor ; tavuk, balık ya da et.
Now, if you're on a diet- - chicken, fish or meat- - high protein- - well, that's what this machine does- - chicken, fish or meat.
Proteinli.
Protein shake.
Git, bana protein al.
Come on, bring me the protein shake.
Aman Tanrım! Bundan sonra senden protein almayacağım.
I swear I'll never drink your protein shake.
Yağ oranı : 62 %, Protein : 4 %...
Fats : 62 %, proteins : 4 %...
Çek fazla protein var, ama seviyorum.
There's a lot of protein, but I love it.
Ve burada da proteinimiz var.
Over here we have... protein.
Aslında proteinin bir türü.
Actually its a constituent of protein.
Proteini nereden alıyorsun, Ramone?
Where are you getting your protein from, Ramone?
Ama lezzetli soya proteini şekerkamışı suyu ve domates lapası ile tatlandırılmış.
But with delicious soy protein sweetened with cane juice and tomato pulp.
Proteince zengindir.
Good for protein.
Protein eksikliğim var da.
I have a protein deficiency.
Şimdiden itibaren karbonhidratlara protein almaya ve glisemikli yiyeceklere bir dur diyoruz.
From now on, we pay attention to... carbohydrates, protein, glycemic index. What?
Soya peynirinde yeterince protein var mı?
Is there very much protein in tofu?
Bu tempeh * ve protein dolu.
It's tempeh.
Bunda biraz protein var, bundan ye.
This has got a little protein, have that.
İçinde protein olan bir şeylere ne dersin?
How about something with some protein maybe?
Bu, 80 mg. proteinli bir simit. Ayrıca, şerif de değilim.
It's a 16-grain protein bagel, and I am not Sheriff.
Çikolata ve kutu meyve suyu var.
I've got a protein bar, juice box...
Protein tozu.
Protein powder.
Ve bu süreçte, doğal yapıştırıcı görevini üstlenen gübreye birtakım enzim ve protein ekliyorlar.
And in that process, they're adding enzymes and other proteins to the manure, which act as a natural glue.
Esasen böcekler ve bitkiler de fizyolojik olarak bizim gibidir, hücreden hücreye, genden gene, proteinden proteine. Bitkileri, böcekleri öldürecek olan bizi de öldürür.
Essentially, insects and plants are so like us, physiologically, you know, cell to cell, gene to gene, protein to protein that if it's going to kill plants and if it's going to kill insects, it's going to kill us, too.
Önce C proteini vermek istiyor musun?
Do you want to give protein C first?
Peki. C proteini, sonrasında heparin
OK, protein C, and then heparin.
Belki protein içecekleri, hardal ve ağrı kesici oluyor ama geç saatlere kadar çalışınca tezgahın üzerine para bırakıyor.
Maybe protein shakes, mustard and advil, but when he works late he leaves money on the counter.
- Buna inanmayacaksın! - Neye? - Rolü bana verdiler!
Maybe I can later invite you to a protein shake and we can again talk quietly about everything?
Dinleyin, yine konuşuyorsunuz ve yemek yiyorsunuz. Biraz protein almalısın.
So, listen, now that you're talking and eating again, which, you know, you've got to get that protein in there,
Sevgili oğlum için karaciğer dostu, düşük proteinli yüksek lifli bir yemek hazırlıyorum.
I am making a liver-friendly, high-carb, low-protein snack for my darling son.
Ve sonra Robert'a şu--şu düşük sodyumlu, sossuz ve gerekli miktarda proteini olan yiyeceklerden yapmak zorundayım.
And then I have to make Robert these... these low-sodium meals with the saucen the side and the exact amount of protein.
O zamana kadar sen de ölürsün, proteini de seni yiyerek alırım.
By then you'll be dead and I can use your remains as a source of protein.
Bak, bütün hafta gayet iyi beslendim, protein karışımlarını içtim, havuç dilimlerini atıştırdım.
Look, I've been good all week, drinking your protein shakes, snacking on your carrot sticks.
Ama gelişimi sekteye uğrarsa en sonunda elimizde, işe yaramaz protein jölesinden başka bir şey kalmaz.
But if his growth is interrupted, he could end up just a pile of worthless protein jelly!
Anormal proteinler soğuk havada harekete geçer.
Abnormal protein gets activated by cold temperatures.
Protein seviyeleri normal.
Protein levels are normal.
AAT protein düzeyine bakın.
Run her aat proteins.
AAT proteinlerinin sonuçlarını bekliyorsun.
You're waiting on aat protein results.
C reaktif protein.
- C-reactive protein.
C reaktif protein seviyesini hatırlamıyorum bile.
I don't even remember the C-reactive protein level.
Jenna'ya mor-beyaz Dolce'yi giydir ve kahvaltıda şeker verme, protein ver, tamam mı?
Um, ahem, make sure you put Jenna in the purple and white dolce and feed her protein, not sugar, for her breakfast, OK?
- Protein barı.
- A protein bar.
- Protein barı mı?
- A protein bar?
Hayır, bir dostum yakaladı, ama senin proteine ihtiyacın var diye düşündüm.
No, buddy of mine did, but I figured you could use the protein.
Bay Kellogg'un da kanıtladığı gibi, beslenme düzenindeki aşırı protein suça eğilimli kişilerdeki yanlış içgüdüleri uyarıcı etki yapıyormuş.
As Mr. Kellogg approval, an excess of protein in the diet excites all the wrong instincts amongst with criminal intents
Ama biz yulafın, protein yerini tutabileceğini bulduk.
We found in barley an excelent substitute.
40 / 20 / 20 Protein-Karbon diyeti uyguluyordum.
a 40-20-20 protein-to-carb diet. Look.
Her on insandan yedisi temel besin öğesi olarak deniz ürünlerini gösteriyor.
70 % of human beings, seven out of ten people, rely as their principal protein on seafood.
Fındık var.Bunlar protein.
Nuts are protein.
Yara dokusundan sorumlu proteinde aşırı aktiviteye yol açıyor.
It triggers a hyperactivity in the protein responsible for scar tissue.
- İyi
Take in all that protein

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]