Psycho traducir inglés
3,785 traducción paralela
Ne sapık herif.
What a psycho.
Biliyorum, ama saklamak zorundasın çünkü, bir sebepten erkekler bunu manyakça buluyor ve paniklersen, bu sadece Abed'in senden uzaklaşmasına sebep olur.
I know, but you have to hide it, because, for some reason, men find these feelings to be psycho, and, if you freak out, it's only gonna push Abed away.
Ben manyak değilim!
I'm not psycho!
Abed'e delirmiş kız tripleri attın, değil mi?
You went all psycho girlfriend on Abed, didn't you?
Halka, Sapık, Cinnet.
"The Ring," "Psycho," "The Shining"...
Bu adam psikopat kelimesine yepyeni bir anlam kazandırıyor.
That guy gives a whole new meaning to the word "psycho."
Ölüm, yeniden doğum vesairelerinden bahseden bir psikopat.
Psycho yammering about death and rebirth and all that hoo-ha.
Her zaman sıkıcı oldu, ama tam bir psikopatmış.
He's always pretended to be boring, but he's really a straight-up psycho.
Büyük baban psikopat değil.
Your grandfather is not psycho.
Kaçık bir adamla, psikopatın farkı nedir?
What is the difference between a demented guy and a psycho?
Psikopat bundan daha büyüktür!
Psycho is bigger than that!
Bu toplum beni psikopat ilan etti.
This society has declared me a psycho.
Psikopat mı?
Psycho?
Toplum psikopat diye çağırdığında, sen deli diye mi çağırıyorsun?
When the society is calling me a psycho, you are calling me demented?
Sen bir psikopatsın!
You are a psycho!
Psikopata yardımı olmaz bunun.
It won't help to cure a psycho.
Herkes beni psikopat diye çağırıyor!
All of them call me psycho!
Sen sadece sapık değil.
You are not a mere psycho.
Psikopatsın da!
You are psycho square!
Hâlâ sana "psikopat kız" diyorlar.
They still call you "psycho bitch."
Sorun onun sapık üvey babası tamam mı?
It's her psycho stepdad, okay?
Bu işin derininde psikolojik jargona uygun bir şey mi var?
Oh, you sensing some deep psycho-babble in that?
Hayır, sizin neden piskopat olduğunuzu anladığını söyledi.
No, he said he understood why you go psycho.
Beni babama, büyükanneme, bütün o kontrol edilmeye, o bunaltıcı psiko-dramaya geri bıraktın,
You threw me back to my father, to my grandmother, to all of their controlling, suffocating psycho-drama.
O ve onun deli bilim arkadaşları?
Him and his psycho science friends?
Psikopatın tekidir o.
He's just a psycho.
Bu demektir ki yakalaman gereken psikopat bir katil var.
That means you've got a psycho killer to catch.
Sağ ol ama sosyopatı dürtmek iyi olmaz.
Thanks, but probably better not to poke the psycho.
Psikopatlar falan değilim.
I'm not some psycho.
Hiçbirimiz daha önceden gerçek bir psikopat görmemiştik...
None of us have seen a real psycho before, so...
"Psikopat"...
"Psycho"...
İkimiz de toplumdan dışlandık, psikopat sapıkla birlikte ortak olarak kabul edildik.
We were both ostracized, associated with the psycho freak.
Psiko'ya yaklaşmaması için yalvardım.
Begged her not to throw herself at that psycho.
O sapık tarafından kaçırıldığım gece ben ölmek üzere olduğumu sanıyordum.
The night I got kidnapped by that psycho, I just... I thought I was going to die.
Sakın beni sevdiğini söyleme seni sapık ucube.
Don't you dare say you love me, you psycho freak.
Beni o psikopatlardan kurtardığınız için çok teşek...
Thank you so much for saving me from those psycho...
Bu sokaktan defol, deli kadın!
Get off the street, psycho bitch!
Dur tahmin edeyim, psikopat hayran Monica Downs'a ait?
Let me guess. It belongs to the psycho groupie, Monica Downs.
Bay Stappord'ın ilk eşi. Kendisi manyağın tekidir.
the first Mrs. Stappord, and a world-class psycho.
Bütün bunlar psikopatla tanıştığı anda değişmiş.
That all changed when he hooked up with Captain Psycho.
Kardeşimi öldüren sapığa yardım etmesinin.
Helping that psycho who killed my brother.
Son sınıfların şenliği bu gece.
Open your ears, American Psycho.
Yanlış numara Aramayı kes, psikopat!
You've got the wrong number. Stop calling, psycho!
O psikopatın Elena'yla içeride kalmasına izin verecek değiliz.
There's no way we're letting that psycho in there with Elena.
Ziegevolklar kurbağa yer ve bu da insanlar üzerinde psiko-halüsinojenik bir izlenim bırakmalarını sağlar.
A ziegevolk eats toads, which gives them a kind of psycho-hallucinogenic influence over people.
Owen artık Sam, ve Sam tam bir psikopat.
Owen is Sam now, and Sam is a total freakin'psycho.
Yani Finn'in neden psikopat gibi davrandığı hakkında hiçbir fikrimiz yok?
So, we're actually no closer to knowing why Finn was behaving like a total psycho?
Psikopat beyimize teşekkür etmemiz lazım, 15 dakikayı almıştır.
Well, thanks to psycho boy, she's definitely getting her 15 minutes.
Her yerde babanın o deli kameralarında yoktur değil mi?
Your dad doesn't have like psycho cams everywhere, does he?
Bizi rahat bırakmak için daha ne bilmek istiyorsun psikopat?
What else do you need to know for you to leave us alone? You psycho!
Herif sapığın teki.
The guy's a psycho.