Quo traducir inglés
634 traducción paralela
Ama günümüzde dünya barışını Birleşmiş Milletler Muhafızları koruyor. Bu durumun sizi mutsuz ettiğine inanıyorum.
But today, world peace is enforced by our unit, the Guardians, for the United Nations, but I believe you may be unhappy with the status quo.
Bu bana ödemen gereken bir karşılık.
This is the quid pro quo.
Hayır ama bir keresinde üniversitedeyken "Quo Vadis" i oynamıştım.
No, but once in college I performed "Quo Vadis".
- Ben koymak bir gümüş dolar.
- Quo? - Me bet one silver dollar.
O dişler senin gümüş dolarından çok daha değerlidir.
Now, look, Quo. Them teeth's worth more than your silver dollar.
- Benim adım artık İki-Çene Kwo.
- My name now Two-Jaw Quo.
İki-Çene Kwo.
" "Two-Jaw Quo."
Missouri'ye gidelim!
All right, Quo, let's go to Missouri!
Hey Kwo, işin bittiğinde biraz...
Quo, when you finish there, get some -
Bak Kwo. Bu iş çığırından çıkmaya başladı.
Now, look, Quo, this is getting to be plumb crazy.
Groot. Dan niçin Kwo'nun arabasını sürüyor?
Groot, what's Dan riding in Quo's wagon for?
- Seninle bunu konuşmak istiyordum. - Ne?
I was wanting to discuss something with Quo.
Kwo odun toplamaya gitti.
- Quo's out gathering wood.
Neyseki bir difteri salgını mevcut durumu neredeyse hemen düzeltti. Ve hatta düşesin ölümüyle, ikramiye bile verdi.
Fortunately, an epidemic of diphtheria restored the status quo almost immediately and even brought me a bonus in the shape of the Duchess.
Evet ama bizim görevimiz de toplumu korumak. Toplumun koyduğu kanunları ve mal varlığını korumak.
Sure, but our duty is to defend society as it is... with its laws and its current status quo.
İlişkimize bu haliyle devam edemez miyiz?
Couldn't we just keep things status quo?
Ne yapsaydı hacı kızımız?
What can she do, the Quo Vadis?
Quo non ascendet.
Quo non ascendet.
Bones, bu gezegenin normal gelişimi insanlar arasında statükoymuş.
Bones. Bones, the normal development of this planet was a status quo between the hill people and the villagers.
Nereye gidiyorsun?
Quo vadis?
Mevcut durumu sürdürecek ayni hisseleri var.
They have a real stake in maintaining the status quo
- Durum değişti.
There's a change in the status quo.
Her neyse, biliyorum ki birçok insan bilhassa Komünist Parti içinde kendi statükolarına geri döndüler.
Anyway, most people I know went back to their status quo, in particular in the Communist Party.
Quo vadis, bebek?
Quo vadis, baby?
Eskiden burada Quo Vadis'i izlemiştim. Şimdi bu pis filmi gösteriyorlar.
I remember years ago I saw Quo Vadis here and now they're playing this crap.
Bugünün reklamlarında :
Commercials for the status quo.
Quo vadis?
Quo vadis?
Durum bu. oynarız, yeneriz.
Status quo. We play, we win.
Mukaddeslik statükoya ilgisi olan herkes için gibi, değil mi Reg?
Blessed is just about everyone with an interest in the status quo, right, Reg?
Bu işler gençler için, yolsuzluğa taviz için değil.
It's jobs forthe boys, quid pro quo corruption.
Dışişleri Bakanlığı, verdiği bu taviz sayesinde tereyağı dağlarında şarap gölünde, süt okyanusunda balıkyağı kokuları altında antlaşmalar yapmak istiyor.
The Foreign Office is ready to go along with it as a quid pro quo fora deal overthe buttermountain, the wine lake, and the milk ocean, the lamb war, and the cod stink.
Aksi halde olağan durum haline gelir.
Otherwise, it becomes a status quo.
In pectorum, quid pro quo.
In pectorum, quid pro quo.
Zorluklarla edindiği bilgi birikimini...
His hard-earned knowledge, without any quid pro quo...
Mevcut durumu koruyun!
Keeps the "quo" in the "status".
"... eksik olmadığı yerde
"... status quo
Bence şu andaki durumu fazla kurcalamayalım.
Let's not tamper with the status quo.
- "Tev." Bu bir sözcük mü?
- "Quo." Is that a word?
"Tev"?
"Quo"?
- Her şey olması gerektiği gibi efendim.
- Everything status quo, sir.
Mürettebatım açısından, bazen statükoyu sarsmak sağlıklı olabilir.
As for my crew, it may be healthy to shake up the status quo at times.
"Keep the status quo"
Keep the status quo
Para paraya karşı.
Quid pro quo.
Para paraya karşı, Doktor.
Quid pro quo, Doctor.
Durum raporu.
Status quo.
Şimdilik yapacağımız şey şu : Status quo.
For now, the move's no move, status quo.
Liz'in de müsait olması sayesinde, mevkiinize yeniden kavuşabilirsiniz.
With Liz available, you've a chance to get your status quo vadis back. So to speak.
Ama bu demokrasi çeşidi, insanları Roosevelt gibi aktif vatandaş değil, pasif tüketiciler olarak görüyordu.
and the central exhibit was a vast working model of America's future constructed by the General Motors corporation. To my father, the World's Fair, was an opportunity to keep the status quo. Ann Bernays
Kwo haklı.
Quo's right.
Kwo?
Quo?
Nereye gidelim Tanrım?
Quo Vadis, Domine?