Racoon traducir inglés
25 traducción paralela
Rakun köpeği!
Racoon dog!
Rakunlu erişte severim.
I do like tanuki-udon. ( "racoon" noodles )
Ne, rakun gösterine mi döneceksin?
What, gone back to your racoon act?
Sadece bir rakunmuş bebeğim.
It was just a racoon, baby.
Kimsin sen?
Who are you? It's me, Racoon
Benim, Racoon. Hangi ailedensin?
What family are you with?
Kısa süre sonra, yükselen sular rakun düzlüğünü kaplayacak.
All too soon the returning tide will cover the racoon's table
Racoon City, şehir merkezine çok yakın bir yer.
Raccoon City, nearest urban center.
Onu Racoon City'ye götürün.
Take her to the Raccoon City facility.
Bunun en iyi örneği de Kuzey Amerika rakunudur. Pandalar ne kadar seçicilerse rakunlar da o kadar az seçicidir.
There's no better example than the North American racoon, which is as varied in its diet as the panda is specialised.
Rakun başarısının büyük bir bölümünü meraklı doğasına borçludur.
The racoon owes much of its success to its inquisitive nature.
Dokunma duyusu rakunların en güçlü duyusudur.
Touch is the racoon's most powerful sense.
Bilim adamları rakunların dokunma duyularını kullanarak, bizlerin gözlerimizle oluşturduğumuz kadar karmaşık bir çevre algısı oluşturabildiğine inanıyor.
Scientists now believe that a racoon, through touch, can construct a picture of its surroundings that is as complex as that which we perceive with our eyes.
Bu durumda rakunların elleriyle gördüğünü söyleyebiliriz.
You might say that the racoon sees with its hands.
İnsanların aksine, rakunun elleri en soğuk havada bile hassasiyetini korur ve mevsim ne olursa olsun suların içinde yiyecek arayabilir.
Unlike human beings', racoon hands retain their sensitivity even in the coldest water, allowing them to forage in rivers and streams whatever the season.
Bu, Asya rakun köpeği.
This is the Asiatic racoon dog.
Rakun köpekleri yiyeceği yağ olarak depolar ancak bir başka hepçil farklı bir taktik uygular.
Racoon dogs store food as fat, but another omnivore has a different tactic.
Bir kokarca veya rakun, milyonlarca yarasanın sağır edici gürültüsü içinde tek bir yavru yarasanın yardım çığlıklarını nasıI duyabilir?
How could a skunk or a racoon possibly hear the distress calls of a single baby bat above the deafening squeaks of several million others?
Onu Racoon City tesislerine götürün. ... ve ekibi toplayın.
Take her to the Raccoon City facility and assemble the team.
Pekala, Racoon City polis teşkilatının bunların ne olduğu konusunda herhangi bir fikri var mı?
So does the Raccoon City Police Department have any comment on what those things are?
Tereyağlı rakun götünü bir çubukla satıyor olsaydın...!
If you were selling sautéd racoon assholes on a stick...!
Burada bir rakun var.
There's a racoon up here.
Rakun'un oğlunu nasıl tanıyacağız?
How are we going to know what the racoon's kid even looks like?
Umarım Rakun'un hediyesi buna değer.
That racoon's reward better be worth it.
O rakunun kuduz olduğunu nasıl bilebilirdim?
How was I supposed to know that racoon had rabiës?