English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ R ] / Rafer

Rafer traducir inglés

49 traducción paralela
Birincisi, Rafer Janders.
First Rafer Janders.
Rafer Janders...
Rafer Janders...
Janders olmazsa, anlaşma da olmaz.
No Rafer Janders, no contract.
- Sana, Rafer... Eski dostum.
To you, Rafer, my old friend.
Hadi, Rafer. Biraz konuşalım.
Come on, Rafer, let's talk.
Bilirsin, parlak kişiliğin ve mükemmel planlamacılığın bir yana senin, en çok idealizmini takdir etmişimdir.
You know, apart from your charming personality and the fact that you're the finest planner I've ever known. What I've always admired about you, Rafer, is your idealism.
Bu yüzden, beni hep etkilemişsindir. Her zaman.
And that's why you've always impressed me, Rafer, always.
- Senin planlamana ihtiyacım var.
I need you, Rafer.
- Rafer Janders'ı buldum. - Güzel.
- I've got Rafer Janders.
Rafer ve beni öldürmek isteyecek.
He would have to have me and Rafer killed.
- Rafer ve ben, onun peşinden gideceğiz.
Rafer and I are going after him.
Ona, Janders ve Faulkner'ın burada olduğunu haber verin.
Check with him and tell him that Rafer Janders Allen Faulkner are here.
- Rafer, burada ne yapıyorsun?
- Rafer, what are you doing here?
Rafer, üstünde ne var?
Rafer, what are you carrying?
- Biz de öyle. Rafer?
Rafer...
Rafer Adamların gerekeni yapsınlar.
Rafer, see that the men make their wills.
- Sen ölmeyeceksin, dostum.
You're not going to die, Rafer.
Rafer, dostum, o gün gelecek.
Rafer, my friend, one day we will.
Pekâlâ Rafer, buradan nasıl kurtulabiliriz?
Alright Rafer, how do we get out of here?
Rafer, 10 dakikamız var.
Rafer, you have 10 minutes.
Beni iyi dinle, Rafer.
Now you listen to me, Rafer.
Seninle tartışmak istemiyorum, Rafer!
I don't want to debate with you Rafer, at least not now.
Tanrı aşkına, bu boktan durumdan kurtulmamız için tek şansımız bu!
We can walk it. - Rafer... - For God's sakes it's our only way of accomplishing something from this whole fucking mess!
Rafer, bazen senin yanında olmanın büyük bir zevk olduğunu düşünüyorum.
You know Rafer, sometimes it's almost a pleasure knowing you.
Rafer, sen arka tarafı koru.
Rafer, you're the rear-guard.
Rafer ve ben, etraflarını dolaşıp yandan saldıracağız.
Rafer I will go deep around take them in the flank.
Rafer, Jock, pistin çevresini koruyun.
Rafer, Jock, set up cover on the edge of the airstrip, move.
Rafer, haydi, gelin!
Rafer! Come on!
Haydi, Rafer!
Come on, Rafer!
Rafer, haydi, çabuk!
Rafer, come on!
- Sıkı tutun, Rafer!
Hang on, Rafer.
Rafer.
Rafer.
- Rafer... oğlum...
- Rafer... my son...
- Nereye kayboldun? - Rafer.
- Where'd you disappear to?
Arkadaşım Joshua'ya merhaba de.
- Rafer. Say hi to my friend Joshua.
Rafer, - senin arabanı ödünç alabilir miyim diye düşünüyordum?
Rafer, I - I was wondering - maybe we could borrow your car?
Rafer, gerçekten çok hoş vakit geçirdim.
Rafer, I had a real nice time.
Rafer'ı eğlendirebilir misin?
Can you keep Rafer entertained?
Ve seninki Rafer kıçı üstünde bekliyor.
And your boy Rafer is waitin'on your ass.
- Rafer?
- Rafer?
- Rafer.
- Rafer.
- Rafer.
Rafer.
- İyi işti, Rafer.
- Well done, Rafer.
- Rafer, bunu bilemezdim.
- I had no idea.
- Efendim?
Rafer?
- Siper alın!
- Rafer!
Rafer'ı öldürdüm.
Shawn... I killed Rafer.
Rafer, onun çocukları.
Rafer, his kids.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]