Rattlesnake traducir inglés
290 traducción paralela
Al bakalım, seni çıngıraklı yılan.
Here, you rattlesnake.
Seni çıngıraklı yılan...
Why, you poisonous little rattlesnake, you....
Kızınca bir çıngıraklı yılan gibi dövüşüp ısırıyor.
I tell you, when she gets riled up, she'd fight a rattlesnake and give it the first two bites.
Vahşi kedi ve çıngıraklı yılanla ne demek istediğimi şimdi anlıyorsun, değil mi?
Now, you see what I meant about the wildcat and rattlesnake, don't you?
Lattimer's bir çıngıraklı yılandan daha da zehirli.
Lattimer's "crookeder" than a rattlesnake.
Çocukken evcil bir çıngıraklı yılanım vardı.
When I was a kid, I had a pet rattlesnake.
Yılan olarak doğması da bir yılanın elinde değildir.
Neither can a snake help being a rattlesnake if he's born a rattlesnake! That don't make him a nightingale!
Tabii aslında bilinçsiz olan bendim... o da aynen uyuyan bir çıngıraklı yılan kadar çaresizdi.
Well, it was me that was unconscious and he was exactly as helpless as a sleeping rattlesnake.
Onların arasından çıngıraklı yılan bile geçemez.
Even a rattlesnake couldn't get across'em.
Beni öldürmeye çalışan çıngıraklı yılan sayesinde bu eski silahı buldum.
But a rattlesnake that had tried to kill me had led me to this old weapon.
İşte, tüfeği bulduğum, yılanı öldürdüğüm yer burasıydı.
Here was the spot I'd found the gun, killed the rattlesnake.
Önce yılan gibi kıvrılarak güzelce uyumak istiyorum.
I'd bed down with a rattlesnake fiirst.
Bir çıngıraklı yılan avı varmış, bunu haber yapmanı istiyorum.
They're having a rattlesnake hunt, and I want you to cover it.
- Çıngıraklı yılan avı mı?
- A rattlesnake hunt? - That's right.
Şu çıngıraklı yılan avında olduğuna bahse girerim.
I'll bet he's at that rattlesnake hunt.
Vaktini bir çıngıraklı yılan avında harcıyorsun.
Wasting your time on a rattlesnake hunt.
Çıngıraklı yılan!
Rattlesnake!
Neden, seni çıngıraklı yılan!
Why, you rattlesnake, you.
Kaç Kızılderili vurdum dersin Çıngıraklı Yılan?
How many of them Injuns you reckon I shot, Rattlesnake?
Söz verince kör bir çıngıraklı yılanın kuyruğuna yeni çıngırak bile takarsın.
About as much as I do a blind rattlesnake with a brand new button on his tail.
Çıngıraklı Yılan!
Rattlesnake!
Çantaları at Çıngıraklı Yılan.
Throw them bags down, Rattlesnake.
Çıngıraklı Yılan, dur!
Rattlesnake, stop!
Çıngıraklı Yılan, durdur şu arabayı!
Rattlesnake, stop this coach!
Mizacı, çıngıraklı yılan gibidir.
Got a temper like a rattlesnake.
Size çıngıraklı yılan nasıl öldürülür göstereyim.
I'll show you how to kill a rattlesnake.
Ben dürüst bir küçük çıngıraklı yılanım.
I'm an honest little rattlesnake.
- Bu yakınlarda bir çıngıraklı yılanla el sıkıştım.
I'd sooner hold hands with a rattlesnake.
Gördüğünüz gibi, zorunda kalırsa çıngıraklı yılanı bile caydırabilir.
As you can see, he'll back down a rattlesnake if he has to.
Çıngıraklı yılanın amcası olacağım.
I'll be a rattlesnake's uncle.
Çıngıraklı yılan!
A rattlesnake!
Bu, çıngıraklı yılan ısırığı kadar tehlikeli olabilir.
This one of yours could be as dangerous as a rattlesnake bite.
Çıngıraklı yılan.
A rattlesnake.
Viper ve Rattlesnake ayrılın. Chinnampo bölgesini tarayın.
Viper and Rattlesnake, break off, orbit Chinnampo area.
Yaklaşık on ay önce, Rattlesnake Canyon'unda bazı Meksikalılar katledildi. Bunu Apache'lerden bildiler. en azından herkes, apache'lerin yaptığını söyledi.
About 10 months ago, some Mexicans were supposed to have been massacred by Apaches in Rattlesnake Canyon, at least, everybody said it was Apaches.
Böylece bizden bir grup aradan sıyrılıp, onları, Rattlesnake Canyon'da pusuya düşürdük
So one night, a bunch of us stripped, smeared ourselves with mud and boxed them up in Rattlesnake Canyon.
Sana silahlarını ver diyorum.
I'm the black rattlesnake of the whole territory.
Bir çıngıraklı yılanın dost olduğu kadar dosttur o.
He's about as friendly as a rattlesnake.
Ve sen çıngıraklı yılanı ilk gördüğünde, farkı anlayacaksın.
And when you see your first rattlesnake, you'll know the difference.
O çok tehlikelidir ; Çıngıraklı bir yıIan gibi.
He / it is more dangerous as a rattlesnake.
Tabii. Bunda biber ya da çıngıraklı yılan kafası yok.
- No pepper or rattlesnake heads in this.
Bu kadın kötü şans getiriyor!
She's a jinx. Worse than a rattlesnake.
Al sana, hain çıngıraklıyılan!
That's for you, you perfidious old rattlesnake!
Ama çıngıraklar çıngırak çorbasıydı.
But it was rattlesnake soup.
Çıngıraklı yılan... biraz çorba var mı?
Rattlesnake... Hey pal, have some soup?
Çıngıraklar çorbası.
Rattlesnake soup.
- Çıngıraklar çıngıraklı yılan.
- The rattlesnake.
HC?
Rattlesnake soup, HC?
Çıngıraklar çorbası...
Rattlesnake soup...
Bu aşağılık pisliklerden biri odama girmiş ve çıngıraklı yılanımı çalmış.
One of those stupid jerks out there broke into my room and stole my rattlesnake.
Bir çıngıraklı yılan avı.
A rattlesnake hunt.