Rağmen traducir inglés
24,071 traducción paralela
Ne rağmen mat düşünüyor.
Despite what Matt thinks.
Korkunç kusurlarıma rağmen. Sağ ol ya.
Oh, you love me anyway, despite my terrible flaws.
Yakın zamanda yalancı, it oğlu it sevgilim tarafından terk edilmeme rağmen tarafsız olmaya karar verdim.
I've agreed to remain impartial, despite the fact that I was recently dumped by my lyin son-of-a-bitch ex.
Buna rağmen, Dr. Masters'ı işteki kocam olarak adlandırabilirsiniz sanırım.
Although, uh, I suppose you could call Dr. Masters my work husband.
Jemma, yalnızca üzüntümü bildirmek istedim, geçmişte yaşadığımız anlaşmazlıklara rağmen.
Um, Jemma, I just... I wanted to express my regrets despite any disagreements we may have had.
Kimse Clara'nın cesedini bulamamıştı, ve hâlâ hayatta olmasını ummuştum bunun doğru olmadığını bilmeme rağmen.
Nobody ever found Clara's body, and so I hoped she was still alive, even though I knew that that wasn't true.
Elizabeth ile karşık geçmişine rağmen onu güvende tutmak istediğine inanıyorum.
Despite your complicated history with Elizabeth, I believe you want to keep her safe.
Buna rağmen, onsuz geceler çok uzun ve yalnız.
Even so, without him, the nights are long and lonely.
Kalbinin kırıldığına rağmen seni uyarmalıyım ki ben acımam
Despite your heartbreak, I must warn you, I show no mercy.
Peki 50 yaşında olmana rağmen nasıl oluyor da bu işi yapıyorsun?
- So how come you're 50 and you're still doing that?
Hillary Clinton tam bir amcık, liberal olmama rağmen söylüyorum.
- Hillary Clinton is a cunt, and I'm a liberal.
Gelmenize gerek yok dememe rağmen.
He still comes even though I tell him not to.
Bu yüzden Lady Somerset sarayıma güvenle geleceğini düşünüyor. Annemin kendi kardeşiyle yattığına dair yalan ifade verenin o olmasına rağmen.
That is why Lady Somerset thinks she's safe coming to my court, even though she is the liar who testified that my mother slept with her own brother.
Böyle bir geçmişinize rağmen müvekkilimin masumiyetine inandığınız için tanık sandalyesindesiniz.
Yet even with your history, you stand here today in defense of my client, believing him innocent of the crime.
Son zamanlardaki yasadışı fon sorununa rağmen diğer adaylarla kıyaslandığında Yenilikçi Demokrat Parti adayı % 7 oranında önde gidiyor.
Despite recent allegations of slush funds Candidate Woo JONG-Gil of the Creative People's Party is leading by 7 % in the latest poll.
Bu kanıta rağmen inkar mı ediyorsunuz?
Do you still deny it even with the evidence?
Alice'in örgün eğitim eksiğine rağmen keskin ve araştırmacı bir zekası vardır.
Alice has a lively, enquiring mind, despite her lack of formal education.
Elinde bu olmasına rağmen bile bile benden saklaman bağışlanamaz bir durum!
You... You had this and you deliberately kept it from me, - an unforgivable lie!
Çocukluktan beri dua etmiyor olmasına rağmen şu andan itibaren her gün doktorlara ve sana dua edecekmiş.
She says she hasn't prayed since she was a child, but now she will, every day, for the doctors and for you.
Saldırılardan dolayı dünya genelinde birçok bilgisayar etkilenmesine rağmen,... hiçkimse olayın kontolden çıktığını yada sunduğu tehlikeleri itiraf etmiyor.
Even after the cyber weapon had penetrated computers all over the world, no one was willing to admit it was loose or talk about the dangers it posed.
Bizim düşüncemize göre eğer tüm imakansızlıklara rağmen,... tek başlarına buna kalkışırlarsa,
Our belief was that if they went on their own knowing the limitations...
Gizli bir operasyon olmasına rağmen mi?
Even though it's a covert operation?
Çünkü teknik olarak mümkün ve hukuki açıdan yasal olmasına rağmen,... kötü sonuçlanabilecek birçok şey vardı.
Because there are many things that would be technically possible and technically legal but a bad idea.
Bu çok büyüleyiciydi çünkü görevdeki ilk yılları,... olmasına rağmen Obama yönetimi siber savunma hakkında,... sürekli konuşmak istiyordu.
It was fascinating because it was the first year of the Obama administration and they would talk to you endlessly about cyber defense.
İran, her türlü kısıtlama ve saldırıya maruz kalmış,... ancak ABD, İsrail ve bunların müttefikleri karşısında,... tüm bu düşmanlıklara rağmen yenilmemiştir.
Iran has gone through "a" to "x" of every chorus of policy that the U.S., Israel, and those who ally with them have placed on Iran, and they have actually made Iran's nuclear program more advanced today than it was ever before.
Gerçekten bilmiyorum, ve bilmememe rağmen hala,... bu konu hakkında konuşamam, tamam mı?
I truly don't know, and even though I don't know, I still can't talk about it, all right?
Bazı ortak yanları olmasına rağmen durum böyle.
Having said that, there are some similarities.
Birçok hükümet yetkilisinin operasyonun varlığını inkar etmesine rağmen,... en azından içerden birileri hikaye hakkında parça parça da olsa bilgi sızdırmıştı.
While most government officials refused to acknowledge the operation, at least one key insider did leak parts of the story to the press.
Gerek Çinlilerle, gerekse Ruslarla bu konu hakkında görüşmeler,... yapmış olmamıza rağmen sonuç almak oldukça zor.
Although, we've tried to have discussions with the Chinese and Russians and so forth about that, but it's very difficult.
Bu görüşmeyi nezaketten yaptık çünkü Renford çevremizde önemli biri ve Tanrı'dan bile zengin, üç eski karısına nafaka ödemesine rağmen.
This was a courtesy meeting, because Renford is a very big deal in our circle and he's got more money than God, despite the fact that he's paying off three other wives.
Daha iyi hüküm vermeme rağmen seçtim.
And against my better judgment, I did.
Koltuğumu almana rağmen canını kurtaracağım. Üstelik giysilerimin kirlenmemesi gerekiyor.
I'm gonna save your ass even though you took my seat, without getting my outfit dirty.
Bugün 150 milyon yatırım parası almanın nedeni seni CIO olarak terfi ettirmem. Üstelik buradaki diğer bölüm başkanlarının ve komitenin şiddetli itirazına rağmen. Bu pozisyon için sana güvendiğime göre aklımı kaçırdığımı söylediler.
The reason you raised $ 150 million today is because I promoted you to CIO against the passionate pleas of the committee and just about every other department head here, who said I was out of my mind to entrust you with this position
Buna rağmen tavsiye istersen sana birkaç ayar çekebilirim.
Although, if you want some advice, I mean, I could give you a few tweaks.
Mesela bir ödevde "yeterli bütçe olmaması" veya "genel kanıya göre" gibi ifadeler aslında olmamasına rağmen intihal olarak işaretlenmiş.
For example, in one paper they flagged, "there's not enough money to go around," or "according to conventional wisdom" as plagiarized, when in fact they're just sort of clichés.
Vay canına, artmış bunca silahlı çatışmaya rağmen hem de?
Wow, even with the increased gun violence?
Buna rağmen Chicago sadece aktarma için bile gelmiş olsalar havaalanlarındaki tüm yolcu trafiğini dahil ederek turizm istatistiklerini şişiriyor.
Chicago inflates its numbers by including people just passing through the airport, even if they're just catching
Emin zaman değilim rağmen Bu özel alanda herhangi bir anlamı vardır.
Though I'm not sure time has any meaning in this particular realm.
O katlanılmaz seks gürültüsüne rağmen dün akşam nasıl böyle mışıl mışıl uyudun hayretler içindeyim.
I was just marveling at how you were able to sleep so soundly last night, given the incessant sex noise.
Aksini söylememe rağmen, Brian ondan bazı ilaçlar almaya çalışıyordu.
Brian was trying to get some pills from him, despite my instructions to the contrary.
Armstrong ciddi şekilde yaralanmasına rağmen kurtulmuş.
Armstrong survived despite extensive injuries.
Gerçek cinayet silahı olmamasına rağmen NYPD'de ki bağlantılarım sağ olsun malzeme yöneticisinin son iki sahne bıçağını hatıra olarak saklayan San Pedro'daki kuzeninin adresine ulaştım.
And although it wasn't the actual murder weapon, thank you to my contacts at the NYPD, I have the address to the prop master's cousin in San Pedro who kept two of the last prop knives for himself as souvenirs.
- Evet, ona rağmen.
Yes, even the payoff.
Beni hayatımda tek tanıyan insan her şeyimi ; kusurlarımı, hırslarımı, yaralarımı bilen ve bunlara rağmen, belki o berbat yeteneklerime rağmen bile tek seven kişi sendin.
That the one person in my life who has seen me, all of me... the imperfections, ambitions, scars... And still loves me, in spite of them, maybe even because of my terrible talents was you.
Şehre yaptığımız ziyarete rağmen Wyatt'ın hortlakları Araf'a yoğunlaşmış gibi görünüyor bu yüzden savaş meydanımız burası olacak.
Despite our trip to the big city, Wyatt's revenants seem to be concentrated here in Purgatory, so this will be our battleground.
Hayatımda yediğim onca boka rağmen,
With all the shit I've done in my life...
Ve diğer herkesle konuşmamıza rağmen, siz açık ara en iyisisiniz.
And you are by far the best, although we are talking to all the others.
Bütün bu nahoşluğa rağmen.
Despite all the unpleasantness now.
Daha yeni tanışmamıza rağmen hakkımda bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun?
How come you know so much about me and I haven't even met you yet?
Hemen köşe başında olmasına rağmen burayı fark etmemişim.
And I didn't realize this place was right around the corner.
- Ödeme yapılmasına rağmen mi?
Even the payoff?