Records traducir inglés
14,118 traducción paralela
Gran Barrio Plakçılık, ben CEO, Francisco Cruz.
Gran Barrio Records, Francisco Cruz, CEO speaking.
Marrakesh Star Plakçılık, değil mi?
Marrakesh Star Records, right?
Plaklarım bir numara oluyor, sanatçılarım Grammy alıyor.
My records go number one, my artists win Grammys.
- Sözü uzatmadan, karşınızda Güney Bronx'lu Mylene Cruz ve Soul Madonnalar, ve Marrakesh Star Plakçılık'tan yepyeni hit şarkıları.
- Without further ado, South Bronx's very own Mylene Cruz and the Soul Madonnas... who have a brand-new hit on Marrakesh Star Records.
- O güzelim disko plaklarını mahvediyorlar.
- They fucking up them fine disco records.
İş ortaklarım onun dosyalardan temizlenmesine çok mutlu oldular. Sanırım ben de onları hayal kırıklığına uğratmadım.
My business partners were more than happy to scrub him from the records, and I suppose I didn't discourage them.
- Peki o zamandan beri onunla herhângi bir irtibat kaydın yok mu?
And you have no records of any contact with him since? No.
Sadece tıbbi kayıtlar için istenir.
It's for medical records.
Yeni doktorunuzu seçtiğinizde haber verin, dosyanızı göndereyim.
Once you choose your new doctor, tell me and I'll forward your records.
Ya da plaklarından herhangi birini.
Or any of his records.
2008 Pekin Olimpiyatları Ne kadar hızlı koşarsanız koşun birisinin rekor kıracağı zaman gelecek.
No matter how fast you run, there is gonna be a time that someone's gonna break those records.
Asafa dünya rekorlarını kırarak başlamıştı.
Asafa really started it, breaking world records, and I said,
Balonlar, çerezler, plak şeklindeki pastalar...
Balloons? Snacks? Cakes in the shape of records?
Pastalar zaten plak şeklindeler.
Cakes are already in the shape of records.
Gary, Scott Levitt, kendisi American Century Plak'ın avukatı.
Gary, Scott Levitt. He's the counsel for American Century Records.
Bildiğim kadarıyla Rico ve Dwayne albüm çalmıyorlardı.
Far as I know, Rico and Dwayne didn't steal records.
Yürüttüğüm albümler var ya onları bir arkadaşıma veriyorum kulüpte çalıyor.
Yo, them records I clip, I give them to a DJ, he's a friend of mine. He plays them at a club.
Eski Radley'nin bodrum katında arşiv odası var.
There's a records room in the old Radley basement.
Yeni rekorlar kıracağım var ya!
This nigga's back here setting'records!
Springsteen çocukları salıncaktayken kaydediyor, Akışta alabalıklar var, hepsi de iyi mal.
Springsteen making records, kids on swings, trouts in the stream, all that good stuff.
Siz onu yakalayın biz kayıtları alırız.
You guys take him, we take his records.
Telefonunun kayıtlarına bakarsak Hrafn'ın aramasını görür müyüz?
If we check your phone records, will we see that Hrafn sailed?
Kayıtlarına baktığımda...
So when I looked up his records...
Becca'nın banka kayıtlarına eriştim.
I accessed Becca's banking records.
Seninle ilgili 40 yıl öncesine kadar uzanan kayıtlar mevcut.
We've got records of records of you going back nearly 40 years.
Ama gerçek bir kayıt yok.
But no actual records.
Koronet Records'a geçmeyi ciddi ciddi düşünüyor.
He's giving serious thought to Koronet Records.
Belki bu sana albüm satan heriflerle ilgilendiğin kadar... benimle de ilgilenmen gerektiğini hatırlatmıştır.
So that maybe for five minutes you'd remember that you're into me almost as much as you're into men who can sell fucking records.
American Century Records'dan Richie Finestra'nın son bombası.
The latest hit from Richie Finestra of American Century Records.
- Newville kayıt şirketi mi?
- Newville Records?
RCA bu yıl iki tane Yılbaşı albümü yapmamı istiyor.
RCA, they want me to do two Christmas records this year.
Alibi Records, bebeğim.
Alibi Records, baby.
Kayıtlar, karantina bölgelerinin eskiye kıyasla uzun süre dayandığını gösteriyor.
Our records show that some of the quarantine zones didn't fall as quickly as before.
Bu müze kayıtlarının fotokopilerini çekip isim sırasına göre dosyala.
Photocopy these museum records and file them alphabetically by artist.
Sunucu odasına ulaşmak için iki şeye ihtiyacımız var... Giriş kartına ve yüklemek zorunda olduğumuz dahili kayıtları silmek için yönetici parmakizine.
Okay, to access the server room, we need two things... an access key card and a master thumbprint to delete the internal records of whatever it is that we have to download.
Büronun kanıt olarak kaydettiği Elias'ın cep telefonu kayıtlarıyla telefon şirketinin dahili kayıtlarını herhangi bir atlama var mı diye karşılaştırıyorum.
Comparing Elias's cellphone records that the Bureau submitted as evidence against those of the cellphone company's internal records to see if there have been any omissions or keystroke errors.
hayır mı? Sadece daha iyi birşeyler bulabilmek için mi adamın telefon kayıtlarını inceliyorsun?
You're just searching through his cellphone records trying to find a better data plan?
Bunların bazıları diş kayıtları, değil mi?
Some of those are dental records, aren't they?
Bence diş kayıtlarını alalım çünkü Arnavutlar cesetleri hep yakarlar.
I say we get his dental records'cause Albanians always burn the body.
- Sağlık kayıtları var mı?
- You got any medical records?
- Alkolizm geçmişi yok ama kredi kartı kayıtları ve güvenlik kameralarına göre gündüzleri içiyor.
- No history of alcoholism, but credit card records and surveillance cams suggest that he's been drinking during the day.
Beni işe almadan önce almıştım, sonra kayıtlarından sildim bu dosyayı.
I got it right before he fired me, and then I deleted the file from his records.
Bütün kayıtlar gizli.
All the records are sealed.
Şu banka hesaplarını gözden geçirelim.
Let's go through these bank records.
Ailenin tek gelir kaynağı, yıllık yaklaşık 70.000 dolar, seyahat kaydı yok Iowa'da Stearn'a ait bir iz yok. ... böyle bir olayın telefon üzerinden döndüğünü düşünmüyorum.
One-income household, about 70K, no travel records, no trace of Stearn in Iowa, but I don't buy a relationship like this blooming via phone.
- New Jersey'in her yerinde OGS kayıtları var. Connecticut'ta hiç yok.
EZ Pass records track it all over New Jersey, never Connecticut.
Son olarak da New Jersey firmasındaki müteahhit kayıtları üç farklı cihazda tutuyor.
The last piece is, the contractor from the New Jersey firm kept records on three different devices.
Neyse, biraz aptalca ama ona hatıra defteri gibi bir şeyler hazırlıyoruz bayadır aileden uzaktaydı ya biz de diş kayıtlarının da defterde olması iyi olur diye düşündük.
Anyway, um, it's a little stupid, but we're putting together, like, a scrapbook for him, you know,'cause he's been gone so long, and we thought it might be nice to have his... dental records to see.
Kardeşim burada tedavi görmüştü ve biz de diş kayıtlarının da defterde olması iyi olur dedik.
My brother used to be a patient here, and we thought it might be nice to have his dental records.
Neyse, sağ ol dinledin.
Getting on my damn nerve. Anyway, thanks for the records.
evrak... çok fazla evrak.
Before that, our records are paper... so much paper.