Reflection traducir inglés
1,678 traducción paralela
Dolunayı çabuklaştırmak için Yansıma Havuzunu kullanacağım.
I'll use the Pool of Reflection to advance the full moon.
Buradan bir kayık bulursan, Yansıma Havuzuna ulaşabiliriz.
If you take a boat from here, we can reach the Pool of Reflection.
Dolunaya kadar Yansıma Havuzuna ulaşmamız gerek, ama bu Gizli Tapınakta kaybolduk.
We have to reach the Pool of Reflection by the full moon, but we got lost on this Hidden Sanctuary.
Dolunaya iki gün kaldığına göre, yarın öğleden sonra Yansıma Havuzuna ulaşabilirsin.
Since the full moon is in two days, you can arrive at the Pool of Reflection by tomorrow afternoon.
Eğer ışık özellikleri taşıyorsa, yansıma sonucu da olabilir.
If it has the property of light, then reflection is also possible.
Kendi yansımana bakıyor olsan da bir anlığına, arkanda bir şeylerin kımıldadığını görürsün. Kımıldayan o.
If ever you look at your reflection... and see something move behind you, just for a second, that's her.
Açıkçası bunun sana olan duygularının bir yansıması olduğunu sanmıyorum.
I honestly don't think it's any reflection on how he feels about you.
Bu birkaç haftayı kendini gözden geçirip kişisel gelişimine ayırmanı umuyordum.
Well, I was hoping that you could use these last few weeks for reflection and personal growth.
Sanki bölge savcısı bir an için aklını başına toplayıp davadan vazgeçecekmiş gibi geldi bana.
I imagine in a moment of calm reflection or soundjudgment... the district attorney simply saw his way to dropping the charges.
Bu hemen hemen herkese olur Yaşlı kadın sokakta yürürken şüpheli ayak sesleri duyar... İş adamı arabasının camında yansıma görür...
It can happen to anyone- - an old woman hears suspicious footsteps as she walks down the street... a businessman sees a reflection in his car window...
Bütün bu kendini sorgulatma olayı sağlığa zararlı.
All that self-reflection is unhealthy.
- Adına tefekkür diyorlar.
- They call it reflection.
Sessiz bir hafta sonu planlıyordum.
I'm planning a weekend of quiet reflection.
Açının oranı yansımanın açısına eşitti Madacorp logosundaki.
The angle of the incidence equals the angle of reflection on the Madacorp logo.
Kimsenin incecik çocuk göğsünü görüp göz zevkini bozmasını istemem.
Don't take your shirt off. I don't want anyone going blind from the reflection off your translucent boy chest.
Seni korkutan aynadaki yansıman Turtle.
It's your reflection in the mirror that scares you, Turtle.
Aynadan yansıyor.
In the reflection in the mirror...
Şey, belki de... dışarıda yürüyen birinin yansıması olabilir.
Well, maybe it's a- - it's a reflection from somebody walking by outside.
Yansıma mı?
A reflection?
ve gelen ışığın açısı da yansıyan ışığın açısına eşittir.
And the angle of incidence is totly equal to the angle of reflection.
yani sadece ve sadece... pekala, yansıma fikrini geçelim o zaman.
And if, and only if- - Ok, you know what, moving on from the whole reflection idea, maybe it's just somebody that we didn't see.
Bunun yansıma olmadığından emin misin?
Are you sure this isn't a reflection?
Evet, bunun yansıma olmadığını kesin bir şekilde söyleyebilirim.
Yeah, i can say that i'm reasonably sure that is not a reflection.
Onu tanıyor muyuz?
Who's that in the reflection?
Ama teknedeyseniz nasıl oldu da görüntüde değilsiniz? Yani, yansımanın başka ne açıklaması olabilir ki?
If you were on the boat, how come you're not in the video, other than the reflection?
Şimdi, duvardan duvara sıçrayan ışığın yansımasıyla Straus acaba doğru yerde yakılmış bir kibritin her köşeye ulaşamayacağı kadar karmaşık bir oda olur muydu diye merak etmiş.
Now, as the reflection of the light bounced from wall to wall, Straus wondered if there was a room so complex that a match lit in the right place couldn't reach every corner.
Ay'ın, solar ışınlarını yansıtmasının ve Kriptonik dış hücrelerin enerji depolama kapasitesi sonucunda.
A combination of the moon's solar reflection and the energy-storage capacity of Kryptonian skin cells.
Bazıları bunun bir tür madde olduğunu, bazıları Einstein'in denklemlerinde olması gereken bir sabit olduğunu, bazıları da kütleçekimi yine yanlış değerlendirmiş olma ihtimalimizin bir yansıması olduğunu düşünüyor.
What this substance it is, some people think is sort of stuff, somepeople think it is a constant should be in Einstein's equations some people think is just a reflection of fact we may got that gravity worry again.
Bir ağacın suya düşen yansıması gibi mi?
Like the reflection of a tree in a pond?
Ailenin dağılması işlenen suçlarda etkili oluyor. Kendi ailelerinin dağılmasına karşı bir tepki olabilir.
Family destruction plays a role in the crimes, it could be a reflection of their own broken home.
Bazı nebulalar reflektör nebulalardır.
Some nebulae are what are called reflection nebulae.
Cadı Başı Nebulası reflektör nebulalara en iyi örnektir. Bu nebula ışığını Rigel yıldızından alır.
The Witch Head Nebula is an example of a reflection nebula... borrowing light from the star Rigel.
Reflektör nebulalar gökyüzünün mavi görünmesi prensibiyle mavi ışık saçar.
Reflection nebulae appear blue for the same reason our sky does.
Aynaya bak.
The reflection.
Ve lütfen bu uzaklaştırmanın şahsınızda ya da bu ülkeye ettiğiniz hizmetlerde kusur olduğu anlamına gelmediğini unutmayın.
Please note that this suspension has no reflection on you or your service to this country
Yansıman senden daha hızlı hareket ederse ne olur?
What happens when your reflection moves faster than you?
Eğer, zaten abartılı şekilde, entellektüel, içe yansıtan, öz bilinç eğilimli bir kişiyseniz, entellektüel çalışmanızın ; bu eğiliminizi - hayatınızı giderek zorlaştıracak biçimde - şişirdiğini, kötüleştirdiğini fark edebilirsiniz.
If you're a person, who is already prone to the kind of exaggerated... intellectual, self-reflection, self-conscienceness... you may find that your, intellectual work is exaggerating, exacerbating that tendency, which... which of course can make life more difficult to live.
Çünkü, elinizde "kendi yansıma paradoksumuz" diye adlandirebileceğiniz bir şeye sahipsinizdir.
what you could call a paradox of self-reflection.
" Öfkelenip kavga edecek olursak, Onun gazabının yansıması oluruz
" If we come to anger and battle it is the reflection of His wrath
" Bağışlayıp affedici olursak, Onun sevgisinin yansıması oluruz
" And if we come to peace and pardon it is the reflection of His love
Edecek birkaç lafım olmalıydı ama düşününce insan ne diyebilir?
Well, I should have a few words to say but on reflection what can one say? .
Ama kendi yansımana bakıyorsun, pekala
But you gaze at your own reflection, all right
Pete'in 1979'daki uyuşturucu bağımlılığı, ikimizin de hissettiği suçluluk duygusunun bir yansıması olabilir.
Pete's addiction in 1979 was perhaps a reflection of, I think, the guilt that both, I'm sure Pete felt, and I,'cause I know I did.
Hayır çünkü, adamın beyaz kıçının yansımasından kör olmuştum.
No,'cause I was blinded by the reflection off his white behind.
... kalbinde kendi sevgisinin yansıyor olması en iyi takdirdir.
Than the reflection of his own love in the hearts - of the loved ones he left behind.
Senin bir yansıman.
He's like your reflection.
Yansıman şurada sona erecek.
Your reflection will last up to here.
Geleceği görmenin kötü tarafı sadece bölük pörçük olarak gelmesi. Tıpkı kırık bir aynadaki yansıma gibi.
The problem with seeing the future is that it only comes in bits and pieces, like a reflection in a broken mirror.
O senin yansıman.
- It's your reflection.
"... bunlar bir kaybın neticesinde yumuşamaya mecbur kalmış insanlardı. "
but people softened by the forced reflection that comes with loss.
Hemen Yansıma Havuzuna git!
Go to the Pool of Reflection now!