English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ R ] / Renkli

Renkli traducir inglés

4,194 traducción paralela
Aşırı renkli yapışkan notlar.
Multi-colored sticky notes.
Mandy'i kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsanız onu alan gümüş renkli G - Wagon'nun içersindeki adama sorun.
You want to find out who killed Mandy, ask the person in the silver G-Wagon who picked her up.
Trafik kameralarına bir göz atıp gümüş renkli bir G-Wagon için çevreyi tara.
Yeah, so check traffic cams and surveillance in the area for the silver G-Wagon.
Hafif renkli bir krem.
This is tinted moisturizer.
... ya da " Bu renkli dergiye neden savaş fotoğrafları koyuyorsun?
or, " Why are you putting these war photographs in the colour magazine?
Ayrıcalıklıydım çünkü renkli dergide çalışmıştım ve dergi, The Sunday Times gazetesine doğrudan bağlıydı.
I was very privileged because I worked on the colour magazine, which was directly associated with the Sunday Times newspaper.
Parlak renkli zebra mı?
Day-glo zebra?
- Ama çirkin arabasını unutmazsın- - ufak mor renkli sedan.
But you don't forget a car that ugly - - little puce-colored sedan. Puce?
Anlışılır olduğumuzdan emin olmak için, Jennifer Lopez'in burada... reklamını yaptığı tek araba, buradaki en kız renkli tek araba artık uygun bir takım altın kemer... halkaya sahip.
Just to make sure we're clear, the only car that Jennifer Lopez has done a commercial for here, this one, the girliest color here, now has a set of matching gold... belt rings.
Bay Wolfe'un yeni renkli lenslerinden bile daha anormal.
The whole thing was more unnatural than Mr. Wolfe's new colored contact lenses.
Kırmızı gözlü, kırmızı renkli bir köpek balığıydı.
A red shark with red eyes.
Kare şeklinde gümüş renkli bir çanta mıydı?
A silver case?
Her zaman Tampa'da ( Florida ) yaşamak istemişimdir. Golf sahasındaki büyük, bej renkli evlerden birine sahip olmak...
I always wanted to live in Tampa, get one of those big, beige houses on the golf course,
Şimdi yapmam gereken,... şu makası alıp renkli kostümüm için dekolte bölümü kesmek.
All right? What I really need you to do is to take these scissors and cut a cleavage hole in my crayon costume.
Aynı zamanda daha renkli, daha yapmacık bir durumdu. Fazla ciddiye almamak gerekiyordu. Bence bu daha çok Ronnie'nin işiydi.
But it was more colourful, and produced, and it wasn't supposed to be taken too seriously, and I think it was very much the Ronnie thing.
Beş Renkli Kuş.
Five-Colored Bird.
- Ama babam koyu renkli halıyla değiştirdi.
And me dad changed it to darker carpet.
Gümüş renkli bir Lexus.
A silver Lexus.
Vahşi Afrika maymunu olsa, bizimkinin önünde eğilir ve "buyur gir" dercesine parlak renkli kıçını gösterirdi.
Were she a mandrill, she would have bent over and displayed her brightly colored hindquarters like a big red welcome mat.
Çocukların hayal güçleri oldukça renkli olabiliyor.
Well, children do tend to have very vivid imaginations.
Aynı zamanda bir tarafta da koyu renkli bir şey buldum.
I also found a dark tint on one side.
Renkli bir kişilik.
- He's a colorful personality.
- Minefield'ı düzlemeye. Renkli bir şekilde.
To make the Minefield go "boom!" - - in technicolor.
Bunu bana renkli kuklalar kullanarak anlatma imkanınız var mı?
Is there any way you can describe that to me using colorful puppets of some sort?
- Bu kaçırma ile bağlantılı olarak, aradığımız adamın ismi Jeremy Thompson, gümüş-beyaz renkli 1995 Ford f-350 kamyonet kullanıyor, Wyoming'e kayıtlı...
In connection with this abduction, we are seeking a man named Jeremy Thompson, driving a silver-and-white 1995 Ford f-350 pickup with Wyoming license...
Şu an Rocco, renkli bir şey gördüğü an ağlıyor.
Now Rocco cries whenever he sees bright colors.
Altın renkli bir Corolla mı?
A gold Corolla?
Garajın önüne parketmiş özel plakalı Altın renkli Carolla'da başkasının sanırım.
And I suppose that's someone else's gold Corolla with custom Carmen plates parked in your driveway.
"Neden herkes mavi kuşlarla dolu olan mor renkli saçıma bu şekilde bakıyor?"
"Why is everyone looking at my purple hair full of bluebirds?"
- Teni koyu renkli görünüyor.
Complexion appears dark. Dark?
( Itoshi sa kogarete nanairo no kazegafuku ) Renkli rüzgarlar çaresizliği taşıdılar bana
( Itoshi sa kogarete nanairo no kazegafuku ) This desperation has been caused by the colorful winds
1861'de ışığa olan yoğun ilgisi, onu renkli fotoğrafı icat etmeye itti.
It was when he began to investigate a completely different round of physics... that everything changed.
Zamanının öyle ilerisindeydi ki, bir sonraki renkli fotoğrafın çekilebilmesi tam 30 yılı aldı.
This was the strange, almost magical connection... between magnetism and electricity.
Renkli bir canavar değil.
Not one monster of color.
- Parlak renkli kıyafetler sana çok yakışıyor.
- Dying your hair red would really suit you.
Bu, yüzyıllardır hayran olunan benekli bir çiçeğin renkli taç yapraklarına hayran olan birkaç süper zengin eksperle başlamıştı.
THEY SPEAK IN DUTCH This had started with a few super-rich connoisseurs, who delighted in the splodges and dribbles of colour on the petals of a flower which had been admired for centuries.
Renkli zafer konuşmanı neden ilgilenen birine yapmıyorsun?
Why don't you go give your... S-stirring little victory speech to someone who cares?
Savaş rakip şebekelerin iktisadi güçlerini tahlil etmelerine olanak sağladı, Ve Batı'da, kapitalizmin katıksız enerjisi hiç olmadığı kadar ortaya çıktı, renkli parlak malzemelerden yapılmış çok fazla varlık üretildi.
It allowed the rival systems to test their own economic power, and in the West, the sheer energy of capitalism was unleashed as never before, producing a gushing abundance of goods, a colourful gloss of material plenty.
Tolstoy henüz 18 yaşındayken "renkli çayır" anlamına gelen Yasnaya Polyana adındaki arazi miras olarak aldı.
Tolstoy was only 18 when he inherited the estate of Yasnaya Polyana, which means "bright meadow".
Marco Polo'nun 24 yıllık Çin ve Uzak Doğu yolculuğundan sonra Venedik'e döndüğünde yağlı kürkler ve kirli ipekler ile yırtmaçlı elbiseler giydiği renkli yakutlar ve zümrütler takındığı söylenir.
It's said that when Marco Polo returned to Venice after 24 years travelling in China and the Far East, dressed in greasy furs and filthy silks, he simply slit open the seams of his clothes, and a cascade of rubies and emeralds poured out.
"Partneri Zwarte Piet yani Kara Peter, köle bir çocuktur." "Genellikle renkli kıyafetler ve siyah bir yüzle betimlenir."
"His partner, Zwarte Piet, or Black Peter, a slave boy, often portrayed in colorful pantaloons and blackface."
Görünüşe göre renkli gözlük takarak sinestezisini durdurmaya çalışmış.
It looks like he tried to stop the synesthesia by wearing tinted glasses.
Katafatasındaki bu açık renkli alanlar ne dostum?
What are these light areas on your skull, buddy, hmm?
Aynı renkli olanın yanına oturmak istemezler. Bu yüzden doğal olarak birbirlerini uzağa itme eğilimini gösterirler.
They don't want to be standing next to each other, so they're going to tend to naturally push away from each other.
Evet, sevimli ve utangaç üstündeki şey hayatın kendisinden büyük, renkli ve halkla iç içe.
Yes, she's cute and embarrassed, in a larger-than-life, colorful, public setting.
Ve ben neden rüyamda parlak renkli ve harika genç 2 adam görüyordum?
And why was I dreaming of two brightly colored and radical young men?
Sanat camiasından insanlar ve sosyetenin renkli simalarını kesinlikle doğal olmayan doğal çevrelerinde görmek ve doğru yapıyor muyuz diye onlara danışmak komikti.
People from the art community and socialites... It's kind of funny to see them "In their element" but they're so not in their element, and check with them if we're doing it right.
Azametli ve cart renkli.
Loud and proud.
Bakın, sizlere "renkli" diyoruz.
You know, we say "colored."
Ama kalkmış bize "renkli" diyebiliyorsunuz.
And y'all got the nerve to call us colored.
Bay Hazlit, uzmanlar çocukların neyi sevip, neyi sevmediğini anlamak için verilere ya da renkli şemalara bakabilirler ama asıl yapmaları gereken şey kendi içlerindeki çocuğa bakmaktır.
But really what they should do is they should... They should look inside at the child inside themselves.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]