English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ R ] / Retail

Retail traducir inglés

625 traducción paralela
Arkadaşlarını nasıl perakende sattığına bakıyorum.
I'm watching you sell out your friends retail
Perakende satarım.
Sell it retail.
Istakozların perakende ücreti.
The retail price of the lobsters.
Parekende işleri nasıl gidiyor?
How's retail going?
Perakende ücreti bu.
That's retail.
Çünkü onlar değerli, toptan ve perakende mallar.
They're a valuable wholesale or retail commodity.
Yaklaşık 15 katır ve 10 balya pamuk edersin.
You'll retail for about 15 mules and 10 bales of cotton.
Pazarlık yapmadım.
I paid retail.
Benim ailemdeki en büyük günah ise parekende almaktı.
In my family the biggest sin was to buy retail.
Ben telefonda söylediğim gibi ben perakende yapmıyorum.
Like I said on the telephone, I don't do retail.
Bu mağaza fiyatı, ben müşteriyi size getirdim.
That's a retail price, I brought you the client.
Jersey, New York ve Massachusetts'te... Yirmialtı sinema, ondört perakende dükkanı.
Twenty-six theaters, 14 retail stores... in Jersey, New York and Massachusetts.
Hey, Ben Klüplerin Dışındayım Ha?
Hey, I'm out of pharmaceutical retail. Oh?
Sadece güzel olsa iyi, satış fiyatı tamı tamına 350 dolar.
FUCKIN'A-PLUS, IT'S A NICE GUN. IT'S 350, RETAIL.
Sadece küçük bir kıyafet dükkanımın olması ne büyük kayıp.
It's such a waste that I own a lowly little retail outfit.
Perakende satış bile yapamıyorum ve bu yasal.
I can't even sell retail... and that's legal.
Perakende gıda pazarlama konusunda iyi bir gelecek seni bekliyor.
You've got a great future ahead of you in retail food marketing.
Artık büyük satışa odaklanabilirsin.
Now you can focus on the big-ticket retail.
İlk tahminlerimiz yaklaşık yaklaşık yedi dolar ve satış bedeli olarak da 18.95 dolar düşünülüyor.
Well, our initial figure was around, uh... seven..... around seven dollars,..... with a retail cost of about... 18.95.
Bu da mı büyük günah değil?
Retail suicide, isn't that a capital sin?
Satış departmanı ile ilgili birşeyler görüyorum.
I see retail sales.
Ne?
What? Retail sales?
Buddyciğim 10. sınıfta okuldan atıldı satış gibi bir şey yapabileceğini sanmıyorum.
Buddy here, he flunked out of the tenth grade I don't see how he can be in retail sales.
Seni bir inşaat şirketinde satış bölümünün başında görüyorum.
I see you working as a foreman of a construction company in a retail store.
Özel bir markaya ait spatulayı perakende fiyata satın almak istiyorsanız nereye gitmeniz gerekir?
Where do you go if you want to buy name brand spatulas at a fraction of retail cost?
Hem benim bildiğim kadarıyla hepsi Malmesbury'deki perakendeciden geliyor.
Be that as it may, for me, everything comes from the retail dealer in Malmesbury.
Şu nasıl perakende.
Let's talk retail.
"Hâlâ ayakta durmamızın tek sebebi, Josie Packard'ın perakende alması."
"The only reason we're still in business is because Josie Packard buys retail."
Clamp Premiere Regency Ticaret ve Alışveriş Merkezi.
Clamp Premiere Regency Trade Centre and Retail Concourse.
1400 dükkanlık ülke çapında zincirden.
1400 retail outlets across the country. That's how we know.
Çünkü bugün bunu % 50 indirimle satışa sunacağız.
Because we are going to offer this today for about 50 % off retail.
Artık büyük satışa odaklanabilirsin.
Now you can focus on the big ticket retail. Oh, this is very nice.
Ee, peki, dinleyicilerimiz için... 10 yıl kadar önce, Wheeling bölgesi şehir merkezindeki perakende dükkanlarda bir bombalama zinciri olmuştu.
Uh, okay, for our audience - About 10 years ago, there was a string of bombings... of retail outlets in the greater downtown Wheeling area.
Perakende satışta pek tecrübem yok.
I don't have much background in retail work.
Adil fiyat anlayışına sahip bir kadınla iş yapmak büyük zevk.
Always a pleasure to do business... with a woman who understands fair retail value.
Sanki perakendenin Bermuda Şeytan Üçgeni gibidir.
It's like some sort of Bermuda Triangle of retail.
Gümrük vergisiz mallar, perakende satışın en rezilidir.
Duty-free is the biggest sucker deal in retail.
Lütfen benimle tartışma, gerekli düzeltmeleri yap ve şu dövmeyi çıkar.
If you wish to go to the retail compound, make the necessary corrections and remove the decal.
Burada perakende ödemek için enayi olmak lazım.
You'd have to be a schmuck to pay retail here.
- Perakende salaklar içindir.
- Retail is for suckers.
- Bu benim perakende satış işim.
Hey. That's my retail business.
Koruma tutmak malın değerini yükseltir ve perakende fiyatını
Hiring guard's will raise the cost of the goods and raise the retail price
Derinden gücenmiş bir perakende müdürü?
A deeply resentful retail manager?
İş bulma ajansın perakende sektöründe iş aradığını söyledi.
Your employment agency says you're looking for a position in retail sales. A job.
Bu kitapları tek tek mi aldın yoksa Pskiyatri Paketi falan gibi bir şeyden mi çıktı?
Do you buy all these books retail, or do you send away for, like, a "shrink kit" that comes with all these volumes included?
Perakende fiyatı 380 dolar. Ben 200 dolara alıp 8.100'e satıyorum.
It retail for 380, I get'em for 200, sell'em for 800.
- Perakende satış?
- Retail?
Meteorolojiyi satıyorlar.
Retail meteorology.
Evet! Bundan sonra böyle.
Your life is retail.
Anlatmak istediğim, hiç satış bölümünde çalıştın mı?
I mean, have you ever worked in retail?
- Harika, tebrikler. - Bebeğin elinden sekerini almak gibi...
All I've got to do is buy eight more at regular store prices which are often at or below retail store prices.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]