Rifle traducir inglés
3,691 traducción paralela
Ama evet, muhtemelen vurulduğu sırada bundan kaçıyordu. 223 kalibrelik bir tüfek.
But, yes, he was probably hit while on the run from this... a.223 rifle round.
Size piyade tüfeği otomatı hakkındaki fikirlerimi anlatmak istiyorum.
I want to tell you about my idea for assault rifle vending machines.
Gittiği yerden bir tüfek alır ve mutlaka önce test eder.
He'll buy a rifle locally and be compelled to test it out first.
Tüfeğin olayı hedefi uzak mesafeden vurmaktır.
The point of a rifle is to hit a target from a long distance.
Savage Arms 110 keskin nişancı tüfeği.
Savage arms 110 sniper rifle.
Nerf tüfeği.
Nerf rifle.
Tetikçiyi bulamadık ; ama silahı bulduk.
We don't have the shooter, but we do have the sniper rifle.
Sabah 2 : 59'da bu beyefendi içeri giriyor. Birkaç tane silah çalıyor. Barrett marka bir keskin nişancı tüfeği de buna dahil.
At 2 : 59 a.m., this gentleman breaks in... steals several weapons, including a Barrett sniper rifle...
Koruma sağlamak için M110 tüfeği getirdik.
To cover the extraction, we got an M110 rifle.
80 tane falan M110 mermisi.
About 80 rounds for the M110 rifle.
M110'umuz yok ama.
No M110 rifle.
M110 için dürbünümüz bile var.
Right. We also have the scope to the M110 rifle we still don't have.
- Cinayet silahı avcı tüfeğiydi.
Murder weapon was a hunting rifle.
Ridgeway'in az bulunan bir av tüfeği ile vurulduğunu duyunca da fotoğrafa baktı.
He also looked at it directly after he heard that Ridgeway was shot with a rare hunting rifle.
Wickes tetiği çekmedi ama birini tutup tüfeği ona vermiş olabilir.
Wickes didn't pull the trigger, but the rifle could have been his and so could the hire.
Karavanda da evinde de, Ridgeway'i vuran tüfeğin izine rastlanmadı.
No sign of the rifle used to shoot Ridgeway in her van or in the apartment.
Tüfekten bahsettiklerinde aklıma geldi ama senin yaptığına inanmak istemedim.
When they told me about the rifle, I thought... but I didn't want to believe it was you.
10 sene sonra çocukları Allahın cezası bir sahile ellerinde tüfekle, kafalarından vurulmayı beklemeye yollarız.
Ten years later, we dump'em on some godforsaken shore with a rifle in their hands, waiting to get their heads blown off.
Tüfeği yere bırak.
Put down the rifle.
- Tüfeği ne yapacaksın, İsmail?
- Why are you taking the rifle, Ismail?
10 yaşındayken, annem bana tüfek kullanmasını öğretmişti.
My mum taught me how to hold a rifle when I was 10.
Eski vali Sarah Palin'in geçen yıl Ulusal Tüfek Birliğine yaptığı konuşmaydı.
That was former governor Sarah Palin speaking to the National Rifle Association last year.
Bak ne diyeceğim, iyi kılıç kullanıyor olabilirim ama böyle bir tüfeğin karşısında hiç şansım yok.
I'll tell you something... I might be good with a sword, but I got Jack squat against a rifle like that.
Dürbünlü tüfek.
The sniper rifle.
Dürbünlü tüfek çalıyorum.
I'm stealing the sniper rifle.
Onca zahmete tüfek için mi katlandın?
You went through all that trouble for a rifle?
Evet, tüfek için fazlasıyla değer.
And, yes, the rifle is more than worth it.
Artık o tüfeğin yanına bile yaklaşamazsın. Seni vurur.
You're never gonna get close to that rifle, not now, not without him shooting you with it.
Soğuk kanlılıkla adam öldürmeyeyim diye başımın etini yemişken dürbünlü tüfek için birini yüzünden mi vuracaksın?
You, who bitched about me killing somebody in cold blood, you're just gonna walk up, shoot somebody in the face for a sniper rifle?
Tüfek için değil.
It's not about the rifle.
Dürbünlü tüfek satmıyorsun, değil mi?
You're not selling that sniper rifle, are you?
Bir silah mermisinden, 50 ya da daha fazla bir süratle hareket edebilirler.
They could be moving 50 or more times faster than a rifle bullet.
Günlerden bir gün, bu tüfek mermilerinden birisi tam olarak Dünya'yı hedef almış olacak. Ve bu noktada, dikkat edin.
One of these days, one of these rifle bullets will be aimed right at the Earth, and at that point, watch out.
Misket tüfeğini getirin.
Bring me the long rifle.
Allah'ın belası, misket tüfeğini getir dedim!
Damn it, I said bring me the long rifle right now!
Sol eline tüfek, sağa da fişekler.
Rifle in your left hand, cartridge in your right.
Sol eline tüfek.
Rifle in your left hand.
Fişeği ince ucu öne gelecek şekilde tüfeğinizin namlusuna sürün.
Load that cartridge into the cartridge port on the side of your rifle, business end first.
Daha sonra havalı tüfekle atış yaptığımız dartboard geldi.
And then We HAD the Dartboard with the Air Rifle.
"Bu bir silah değil, bir tüfek bu tüfeğin bir ismi var, adı da Jenny." dedi.
"this isn't a gun, it's a rifle. And this rifle has a name, and her name is Jenny."
Canlı yayında gösterdiğin tüfeğe bakarak anayasanın ikinci maddesinin destekçisi olduğunu varsayıyorum.
I'm gonna go ahead and assume that you're a supporter of second amendment rights, judging by the rifle you've placed in your live shot.
Cesedi tüfekle beraber çatıda yatıyor.
His body will be on that roof along with his rifle.
Tüfeği almışsın.
You got the rifle, heh.
Aptal tüfeğini mızmız asi dostlarına getirdik.
We delivered your stupid rifle to your whiny-ass rebel buddies.
O tüfeği istiyorum.
Hmm. I want that rifle.
Hassas bir silahtan çıkmış.
This comes from a precision rifle.
Birinci sınıf bir nişan alma eklentisi var. Menzil içinde nişan alacağınız kesin noktayı saptarken uzun mesafeden ateş ettiğinizde etkili olabilecek her şeyi hesaba katıyor. Hava, rüzgâr hızı, basınç...
It's a top-of-the-line sight attachment that projects the precise point of impact into the rifle scope, taking into account all the factors that interfere with a long-distance shot... weather, wind velocity, barometric pressure.
İki adam da 5.56'lık özel yapım silahla vurulmuş efendim.
Both guys hit with body shots from a 556 match-grade precision rifle, ma'am.
Ve o silah bu işi resmen FBI soruşturmasına çeviriyor.
And that rifle officially makes this an FBI investigation.
Katil ona gayet yakın bir mesafeden tüfekle ateş etmiş.
Kid makes a break for it with his hands tied behind his back, killer fires at him with a rifle from a pretty good distance.
Ateş.
Rifle.