Rim traducir inglés
975 traducción paralela
"Lee Surim'e cenaze töreni düzenlenecektir."
Lee Seo Rim's funeral
Lee Surim'in cenazesine mi?
To Lee Seo Rim's funeral?
Geri döndüm, Lee Surim.
I'm... back, Lee Seo Rim.
Ben bu saf Lee Surim'den farklıyım.
I am different than the simple Lee Seo Rim.
Lee Surim'in cenazesine mi gidiyordunuz yoksa?
Are you going to Lee Seo Rim's burial site by any chance?
Lee Surim'in cenazesi...
Lee Seo Rim's funeral...
O kızın adı Lee Surim miydi?
Her name is Lee Seo Rim?
Merhum Lee Surim'in cesedi bulunduğu zaman.
When the body of the deceased Lee Seo Rim was found.
Lee Surim. O kadar öğrenmeyi istediğin gerçeği sonunda öğrendin.
Lee Seo Rim, the truth about your death that you were so earnestly searching for has been revealed.
Aslında, Pasifik kenarına, Altın Halka da denebilir ancak genellikle Ateşten Halka denir zira Pasifik çanağının, mineral yatakları barındıran tüm çevresi muazzam volkan sıraları da barındırır.
In fact, you might call the rim of the Pacific the Ring of Gold, but it's more usually called the Ring of Fire because all around the margin of the Pacific basin, associated with the mineral deposits, there are huge chains of volcanoes.
Yani Pasifik Kenarı volkanlarının tamamı temelde aynıdır.
MANNING : So the volcanoes of the Pacific Rim are all basically similar.
Etrafında 11 tane ve her birinin arkasında 1 tane çentik olan kurnayı.
With eleven indents on the rim and one at each end.
- Dün gece tepenin kenarındaydı.
- He was over the rim of the hill last night.
Oradan da trenle, arabayla ya da yaya olarak Afrika kıyılarından, Fas'ın Casablanca şehrine.
Then by train or auto or foot across the rim of Africa to Casablanca in French Morocco.
- Bn. Chandler ne kadar içerde?
- How much is she on the rim for?
Elbisenin göğsünün etrafı kurdelelerle mi çevrili?
Has the top got all little white ribbons all around the rim?
onlar sınırı aştı.
They went over the rim.
Herhangi bir iz görmüyorum, belki şu kenardaki çizik...
I don't see any mark, except maybe this scratch on the inside rim!
- Bize de saldırdılar.
They jumped us on the rim too!
Winters, Arahawa Rim'in yolunu biliyormusun?
Winters, do you know the trail to Arahawa Rim?
İyi, şimdi aklıma geldi... destek kıtası yarın Rim'de olması gerekiyor.
Well, as near as I can figure it, the relief column ought to be at the Rim sometime tomorrow.
Istersen bir taxi cağırim.
And don't forget to call a cab
Kayanın kenarında göründü ve kuzey tarafına gitti.
Cleared the rim rock, and up the north side.
Çünkü yetkili adamlarimizin cesareti yok.
Rim m }
- Pekala, çemberin etrafından ipi bağla... tekerlekle birlikte beni çeksinler.
- All right. Then tie the rope around the rim... have'em hoist me up, wheel and all.
Tek yapacağımız şey bu yolda 100 mil batıya ilerlemeliyiz.
All we gotta do is follow this rim road west a hundred miles.
Vadinin eteğine dön.
You go back to the rim of the gorge.
Tepeden bakınca gördüm.
I saw him from the top of the rim.
Ne kadar çok olursa o kadar iyi olur.
Rim-fires, if you've got'em. All you can spare.
Eğer o takip edilirse, asla sınıra kadar gidemez.
If he's followed, he'll never make it to the top of the rim.
Biz sınırın sonuna vardığımızda birlikten ayrılıyoruz.
When we get over the top o'the rim, we're parting'company.
Güneş tepeleri aşıp, buradan görünce,
When that sun goes down over there, just below the rim of the hills,
Dağın tepesindeki röle istasyonundakilere da ulaşıp aynısını söyle.
Get the relay station up on the rim, tell'em the same thing.
Şu yukarıdaki sırtı görüyor musun?
See that rim up there?
Zirveye ulaştıklarında bizi duyabilirler.
Now, they'll be able to hear us when they hit the rim.
Güney sırtının tepesindeyiz.
We're up here on the southeast rim.
Patikayı takip edip... ne bulabileceğine bakıyor.
He's moving ahead along the rim trail to see what he can find close up.
Bear Kanyonuna dört, tepeye de iki adam gönderiyorlar.
They're moving four men into Bear Canyon, and two to the rim.
Glynn'i arayıp Gutierrez'in ne alemde olduğunu sor.
Call Glynn and see how Gutierrez is doing on the rim trail.
Doğru dağ sırtına ilerliyorsun, değil mi kovboy?
Heading straight for the rim, aren't you, cowboy?
Tadına baktıktan sonra kupanın kenarını sildin.
You wiped the rim of the cup after you tasted it.
Bu arabaların fren sistemi özeldir.
You see, these cars with the rim-braking system —
Hadi sizi içeri sokalım ki buradan tüm ağzı görebilesiniz.
Let's get you inside so you can watch this whole rim up here.
Soldaki ön janta bir bak.
Check the rim on the left front wheel.
- Bir enerji bariyeri var.
There is an energy barrier at the rim of your galaxy.
Ana koridorun çevrelerinde oturma odaları, konferans odası, kafeterya, biyo-güvenlik tarayıcı, vs. var.
Off the main corridor on the outer rim are the living quarters, conference room, cafeteria, bio-safety maintenance, etc.
Uzaydayken, parlak, beyaz, kör edici bir ışık gördük ve dünyanın eridiğini gördük.
When we were in space, we saw a bright, white, blinding light. And then we saw the rim of the Earth melt.
Ve dünyanın eridiğini gördük.
Then we saw the rim of the Earth melt.
Bir sipob sızıntısı olabileceğini sanıyorduk, fakat bütün bu süre zarfında, bir tek kabarcık bile olmadı.
We thought it might be a rim leak, but in all this time, there hasn't been a single bubble.
Çok şaşırdım doğrusu. Senin için Leydi'ye onunla konuşacak bir şeyler bulmasını söyledim.
Charge that it the ladies rim well.
Hey, çocuklar.
These are actual time-lapse pictures of the sun's rim.