Rings traducir inglés
6,665 traducción paralela
Kontrol halkalarımla, senin yeni ekibini önceden olduğumuzdan daha büyük suçlular haline getireceğim.
Perfect, isn't it? With my control rings, I'll make your new team
Telefon yine çaldı.
The phone rings again.
İki elmas bileklik ve dört yüzük.
Two diamond bracelets and four rings.
- Aşağı yukarı tutarı tahmin edebilirsin.
- PHONE RINGS - You get a feel for these things.
Üzgünüm ama zamanımız doldu.
BELL RINGS We're out of time, I'm afraid.
Yahudiler ve doğulular onun etrafında zillerini çalıyorlar.
The Jew and the cockney have run rings round him.
Şu yüzükleri bulsam iyi olacak.
Boy, I better find those rings.
Anladım.
- I hear that. - [cellphone rings, beeps]
Evlilik izni, yüzükler, dolma kalem, konuşmam mı?
Marriage license, rings, signing pen, toast?
Yüzükler lazım.
I-I need the rings.
- Sen yüzükleri tutuyorsun.
You hold the rings.
Kollarımızı kaldıracağız, sen yüzükleri bırakacaksın.
We hold up our arms. You let go of the rings.
Geldi!
- ( doorbell rings ) - she's here!
Kimin telefonu çalarsa,.. ... yerinizi bildiren hain odur.
Whosever phone rings is the rat that exposed your location.
- Yukarı çık ve eşyalarını topla.
- ( Doorbell rings ) - Get upstairs and get your stuff.
Bu boynuzlar 15 kilogram ağırlığında olabilirler ve büyüme halkaları bir ağacın gövdesindeki halkalar gibi hayvanın yaşını belirtir.
These horns can weigh 15 kilograms and have growth rings from which you can determine the age of the animal, rather like rings in the trunk of a tree.
Bizim mi?
- We are? - ( doorbell rings )
Aile üyelerine haber vermek için evine gittim.
His wallet, watch, rings and go to his house..
Dört dakika boyunca, zil çalana kadar.
for four minutes until the bell rings.
Bakalım bir şeyleri çağrıştıracak mı.
See if it rings any bells.
- Aradığında ekranda ne çıkıyor?
What comes up on the screen when he rings?
Bir saniye.
[Cell phone rings] One second.
- Bir saniye bekle.
[Cell phone rings] Wait a second.
Senin arkandan işler çevirdi.
She ran rings round you!
Ne?
- [Doorbell rings]
Klaus'un muhteşem ötesi Ayışığı yüzüğü yapma fikrinden önce topluluğumda hiçbir sıkıntı yoktu.
My community was fine until Klaus had the brilliant idea to make moonlight rings.
Ayışığı yüzüğü.
Moonlight rings.
Yakında bir orduya yetecek kadar yüzüğümüz olacak. Buna sahip olduğumuz zaman kardeşlerinize iade-i ziyaret yapacağız.
Soon, we will have enough rings for an army, and when we do, we will pay your brothers a visit.
Onların nefret ettiği şey güçsüz olmak. Bundan dolayı sürü üyeleri yüzük alabilmek için cadıyla anlaşma yapıyorlar. Ancak henüz cadı senin sürüne gitmedi.
What they hate is their lack of power, hence the willingness of their brethren to deal with that witch in exchange for rings, but she hasn't gotten to your lot yet.
Cassie ve Ayışığı yüzüklerini desteklemeleri için yeni bir sebep vermiş olursun.
You'll just give them another reason to say yes to Cassie and her moonlight rings.
Benim iznim olmadan Ayışığı yüzüğü yapmaya cesaret eden bu cadı nerelerde?
Where is this witch who dares craft moonlight rings without my permission?
Ben çocukken evimizin yanında bu bitkiler yetişirdi ama ne bu çay ne de bitki bilimsel sözlerin neden Ayışığı yüzüğü yaptığının bir açıklamasını sunmuyor.
The plants grew wild near my boyhood home, but neither the tea nor your botanical musings explain the reason why you've taken it upon yourself to forge new moonlight rings.
Yüzükler orta noktada buluşturuyor.
The rings level the playing field.
Kapı çalıyor, kapıyı açıyorum ve karşımda duruyor. Üzerinde onu en sonra gördüğümde giydiği o güzel elbise var.
I have this recurring dream about Rachel where the doorbell rings, and I go to the door, and she's standing there in this pretty dress that I last saw her in.
İnsanlar ağlar ve yüzükler takılır.
people cry and the rings go on the fingers.
Yüzükleri parmağından aldınız.
You took the rings from her hand.
Benim adım Hakim Rebecca Wright... Bir saniye.
My name is judge rebecca wright... [cell phone vibrates, rings]
Soğan halkası, zeytin, pipet.
Onion rings, olives, straws.
Ben kahve getireceğim.
- I will bring coffee. - [Cellphone rings]
Umarim aldiginiz o yüzükler buna degmistir.
I hope those rings you're wearing are worth it.
Benim kontrol halkalarımı yalnızca sirk çıkartabilir, hain.
Only the circus can remove my control rings, traitor.
- Efendim.
- PHONE RINGS
Başlayalım mı?
PHONE RINGS Shall we make a start?
- İçeri geçin leydim.
PHONE RINGS In you come, milady.
Alo?
[Phone rings] Hello?
- Alo?
[Cell phone rings]
Meşhur Alec Holester.
[Cell phone rings] The great Alec Holester.
Mustafa Ali ÖZEL İyi seyirler!
( Bike bell rings )
Yüzük de yok.
There's no rings either.
- Hey.
[cellphone rings] - Hey.
Alo?
[telephone rings] Hello?