Roméo traducir inglés
2,660 traducción paralela
Romeo Velastiche bize dükkânını kiralayan bir arkadaş.
Romeo Velastiche is a friend who kindly loaned us his shop.
Polinezyalı romeonla aynı anda Gibbs'te gözaltına alındı.
Your polynesian Romeo was at county lock-up same time as Gibbs.
- Neden, Romeo?
- Why, Romeo?
Kendi kararını kendi verecektir, Romeo.
She's going to decide for herself, Romeo.
Plakası, CT832R.
Plate number : Charlie-Tango 832 Romeo.
Hayır ama bizim Romeo'nun adresi elimizde.
No but we do have an address on our Romeo.
Plakayı kodluyorum ; Tango Romeo Beş Sekiz Victor Lima Delta.
Registration is Tango Romeo Five Eight Victor Lima Delta.
Romeo.
Romeo.
Belki de çocuk için erkendi Romeo.
You know, Romeo, we had him fast.
Juliette ile Romeo'nun aşkı yeniden çiçek açar bebek günden güne büyür.
Juliette and Romeo flourish, and the child grows.
Juliette büyük bir sanatçı olmak Romeo ise plak şirketi yönetmek istemektedir.
Juliette, to become an artist ; Romeo, the head of a music company.
Ailenin tek çocuğu olan Romeo babasını hiç tanımamıştır.
Ah only child, he never knew his father.
Annesi Claudia Romeo'yu tek başına büyütmüştür.
His mother, Claudia, raised him alone.
Romeo ve Juliette, Claudia ile hayat arkadaşı Alex'i çok sever.
Romeo and Juliette are close to Claudia and her companion, Alex.
Juliette ile Romeo geleceğe umutla bakmakta sevgilerine güvenmektedirler.
They have faith in their future, their couple. Young, happy, in love.
Sen yeni aşçımız mısın? Efendim Romeo?
You're the new cook?
Herşey yolunda mı?
You okay, Romeo?
Romeo ile Juliette yan yana yatarlar ancak uyuyamaz, radyo dinlerler
Romeo and Juliette lie down on their sides. They cannot sleep, and listen to the radio.
Romeo Adam'la ilgilenir Claudia da yardım eder.
Romeo tends to Adam. Claudia does what she can.
Romeo'nun yanında kal.
Stay with him.
Evet, Romeo'ya söyledim.
I told Romeo.
Canım, bence Romeo haklı.
I think Romeo's right.
- Romeo, oğlumun babası. - Merhaba.
Romeo, my son's father.
Korkuyorum Romeo... Çok...
I'm scared, Romeo, so scared.
Tanıştırayım. Claudia, Romeo'nun annesi.
This is Claudia, Romeo's mom.
Romeo ve Juliette her gün aynı saatte Adam'ı ziyarete gidiyor uyuyakalana dek yanında kalıp ona destek oluyorlardı.
They visited him every day until he fell asleep for comfort and support.
O günlerde yegane amaçları, Adam'a hep böyle olmayacağını, pek yakında biteceğini anlatabilmekti.
Juliette's and Romeo's sole preoccupation then was to explain to him it wouldn't last. It would be overseen.
Romeo!
Romeo!
Romeo, kalkma vakti.
Romeo, it's time to get up.
Romeo ve Juliette iki yıl daha bu şekilde devam etti.
Juliette and Romeo continued like this for two years.
Hey, her silginin altında birkaç Romeo'muz olacak.
Hey, we will get a couple of Romeos under every duster.
Sameer Khanna, bu oyunun adı'Romeo ve Juliet'.
Sameer Khanna, this play is'Romeo and Juliet'.
'Romeo ve Romeo'değil.
It's not'Romeo and Romeo'.
'Romeo ve Juliet'sadece bir oyun mu?
'Romeo and Juliet'is just a play?
Bir Romeo oyunu ve bir Juliet oyunu.
One Romeo play and the other one Juliet play.
Bu sadece Romeo ve Juliet'in hikayesi değil.
This is notjust Romeo's and Juliet's story.
Neden Romeo ve Juliet için canımızı sıkmayalım?
Why shouldn't we bother about Romeo and Juliet?
Romeo ve Juliet cehenneme gitsin.
"To heck with Romeo and Juliet."
Şimdi milyonda bir bulunabilecek bir Juliet'iniz olduğuna göre Romeo da ona yaraşır olmalı.
Now that you got a one-in-a-million Juliet the Romeo must be worthy of her.
- Efendim, şimdi size Juliet için Romeo gerekiyor ve Romeo karşınızda duruyor.
Whatever! - Ma'am, now that you need Romeo for Juliet and Romeo is standing in front of you.
Romeo ve Juliet...
Romeo and Juliet...
Romeo olmak seksi olur.
Becoming a Romeo would be like cool.
Romeo mu?
Romeo?
Sam Romeo olamaz mı?
Sam can't become Romeo?
Romeo Sam olacak.
Sam will become the Romeo.
Romeo'sun sen.
You are the Romeo.
Yani Romeo...
Meaning Romeo...
Ve sonra Romeo zehiri içer.
And then Romeo drinks the poison.
Romeo'nun canı cehenneme.
To hell with Romeo!
Romeo rolünü almak için bir şansım olduğunu sanmıyorum.
I don't think I have a chance of getting the Romeo's part.
Romeo gibi hisset.
Feel like Romeo.