Rt traducir inglés
58,964 traducción paralela
Arkadaşlar birbirine doğruları söyler, sırt çevirmezler.
Friends tell the truth, friends don't turn on each other.
Hizmetçi Marisa geldi, bir Meksika zımbırtısı yapıyor.
Marisa the maid's here making some Mexican shit.
Fırtına bulutları ve gök gürültüsü mü?
You want storm clouds and thunder?
Tropik fırtına var ya?
The tropical storm?
Herkes her şeyden yırtıyor, kimse de siklemiyor mu?
So anyone can get away with anything at this school and no one gives a fuck?
Patırtılar duydum.
I heard the stirrings.
Gürültü patırtı yoktu.
No big noise.
Müdür Yardımcısı Childs herkesin sırt çantalarını kontrol edecek.
Okay, Vice Principal Childs needs to check everyone's backpacks.
Jess, iki fırt çektin.
Jess, you had two hits.
Kartlar, içinde fırtınalar kopan birini anlatıyor.
The cards are showing someone struggling inside.
Bilmiyorum ama sırtımdan aşağıya kadar salya aktı.
I don't know, but I've got drool all the way down my back.
Geçen yıl bölge maçlarında attığın gibi atarsan sırtımız yere gelmez.
All I'm saying is if you throw like you threw in divisionals last year, we'll be fine.
Valiye hiç değilse sırtımız dönük değil.
The governor is the danger ahead of us.
Zihninin işleyişini çok iyi bildiğim o adamı. Bazı açılardan kendiminkinden ayırt edemediğim zihnin sahibi olan o adamı.
The man whose mind I had come to know so well... whose mind I'd in some ways incorporated into my own.
Ve sonra sen gidiyorsun Sırt öptü Elimde.
And then, you're going to kiss the back of my hand.
Kaplamaları yırtık olmasın. Siz de yırtayım falan demeyin sakın.
Make sure these casings are not messed up, and do not mess them up, either.
Göçük veya yırtık olmasın.
No dents, no tears. They're not live.
Sırtımızı dönüp gidelim mi?
Just turn our backs?
Bu arada, fark etmiş olabilirsin ki onca ayırt edici özelliğine rağmen sana Yara, Kuşak, ya da Golyat gibi bir isim vermedim.
By the way, you might notice that in spite of your numerous distinctive features, I never gave you a name like Scar or Stripe or Goliath.
Şimdi sırada Sol-fışkırt!
And now for the E-splat!
Artık idrar testini yırtıp atabiliriz.
And now you can, we can tear up the piss test and you can...
Bugünlerde fazla gülemiyorum çünkü bazı yıkıcı afetlerin beklentisiyle buradaki her şey altıma sıçırtıyor.
I'm not smiling much at all these days because everything about this place has me shitting my pants in expectation of some hurtling environmental catastrophe.
Tipik olmayan yırtıcı davranışı.
So this is a typical predator behaviour.
- Üretra yırtılması.
- A broken urethra. - I know!
Şimdi bildiklerimi düşününce Yarışma Gecesi'nde daha büyük bir katliam olmaması şaşırtıcı.
Knowing what I know now, I'm surprised there wasn't more carnage on Trivia Night.
Bunu birlikte durdurabiliriz ama sen birdenbire pılını pırtını...
And we can make it stop together, but... but for you to all of a sudden...
Bazen aynaya baktığımda, güzelliğim beni şaşırtıyor.
Sometimes when I look in the mirror, my beauty stuns me.
Erkekler at sırtında.
The men on horseback.
İki iş düşündüğünde şaşırtıcı şekilde benzer, asla tekrar kullanmayacağın şeyleri koyacak bir yer.
The two businesses are surprisingly similar when you think about it, a place to put the things you'll never use again.
- Fırtına geçmiş.
- Storm died.
Hepimiz ona sadece bir kum fırtınasıdır küçük bir rüzgârdır dedik ama o yüzünü görmüş.
We all told her that it was just a sandstorm, a little wind, but she had seen its face.
Rio Grande'yi bata çıka geçmiş sırtı, lakabının uygun gördüğü şekilde sırılsıklammış.
He waded across the Rio Grande, his back as wet as the epithet suggests.
Ölümcül radyasyon sınırının 50 katı tarafından kavrulmuş olman hariç şaşırtıcı derecede iyi gidiyorsun.
So, other than being blasted. By 50 times the lethal limit of radiation, You're doing surprisingly well.
Eros'ta olanlar Holden'ı şaşırtırken beniyse bunun uzun zaman önce olmaması şaşırttı.
Holden was shocked by eros. I was shocked it hadn't happened a long time ago.
Ailene sırt çevirmene neden oldu.
He turned you against your family.
- Sırt çantamı alacağım.
- You ready? - My backpack.
Bu çocuk Sekou ile kışkırtıcı videolar hazırlıyor, ona bunları bir web siteye koyması için yardım ediyor ve sonrada 5,000 $ veriyor.
This guy makes inflammatory videos with Sekou, he helps him build a website to put them on, then he gives him $ 5,000.
Evini savunma konusunda söylediğine sempati duyduğumu bilmek seni şaşırtır mı?
Would it surprise you to know that I sympathize with what you just said about defending your home?
Sırtım sana dönükken.
When my back was turned.
Sırtım sana dönükken...
When my back was turned.
Düşman köyüne gizlice girip sırtınızda keçiyle dönmüştünüz.
_ _
( Çuval hışırtı )
( bags rustling )
Bu şaşırtıcı ve olgunca bir davranış...
That's surprisingly and impressively mature,
Ve... Güçlü sırt kaslarınızı kullanın.
And, uh... have the nice, strong back muscles engaged, here.
Sırt kaslarınızı kullanın kürek çeker gibi yapacağız.
So, engaging our back muscles, and we're gonna be paddling.
Sırt kaslarını çalıştır.
Back muscles engaged.
Çarpmanın etkisiyle bağdoku yırtılmış. Kalça implantın fıtıklaşmış.
Um, the force of the impact caused a fascial tear, and your gluteal implant herniated.
günlüğümün kalan sayfalarını yırtıp her şeyi unutmaya can atıyordum.
I couldn't wait to start fresh... to tear the rest of the pages from my journal and forget it all.
Şimdi Nassau'da yananları. Senin ve adamlarını kılıçtan geçirtmek ve gömmek için kışkırtıldım.. .. bu hikayenin iyiliği için.
I am tempted to put the sword to you and your man both, and bury this story for good, but what am I if I spend my days pleading for a return to civility and then do dark things under the cover of night?
Mars Kongresel Cumhuriyeti MKC Sırt hattında beş tango var.
Five tangos on the ridgeline.
Dünyaya sırt çevirdi.
With the cause of his own enemy. He turned his back on earth.