Rummy traducir inglés
202 traducción paralela
Seni koca kafalı.
You big rummy.
Sen ve Spud giderken birisi beni eğlendirebilirdi.
Someone to play rummy with me while you and Spud are gone.
Bir kaç el randy çevirmek isteyen yok mu?
Anybody like to play a little Rummy?
Dağıtsana şu kağıtları, bu oyun kağıtsız oynanmaz.
Lay out some cards, why don't you - we get no Rummy played this way.
Tut ki yatakhaneye falan gidip kağıt oynayamıyorsun, zencisin.
Suppose you can't go to the bunkhouse and play Rummy cause you're black.
Biraz remi oynamak istiyorum.
I want to play some rummy.
- Küçük bir cin remiye ne dersin?
- How about a little gin rummy?
- Anlamayacak bir şey yok.
Look, rummy, it adds up swell.
Ne diye bu ayyaşı yanına alıyorsun anlamıyorum.
I don't see why you want that rummy around.
Eddie ayyaş olmadan önce çok iyi bir denizciydi.
Eddie was a good man on a boat before he got to be a rummy.
- Sana bir ders vereceğim pis ayyaş.
- I'll lucky you, you dirty rummy.
Kimseye zararı dokunmamış, ihtiyar bir ayyaş...
Picking on a poor old rummy that never....
Özür dilesen iyi olur, yoksa seninle remi oynamaz.
You'd better apologize, or she won't play gin rummy with you anymore.
- Remiydi, değil mi?
- lt is gin rummy, isn't it?
Sen gel buraya.
Hey, you rummy, there. Come here, come here.
Denizi çok sevdim, Rummy de sevdi.
I love the sea, and so does Rummy.
- Bittim!
- Rummy!
Doklarda hangi ayyaşa istersen sor. Ne zaman isterlerse bir beşlik atarım önlerine.
Ask any rummy on the dock if I'm not good for a fin any time they put the arm on me.
- Hadi biraz remi oynayalım.
Let's play some rummy, huh?
- Remi oynamak ister misin?
- Wanna play some rummy?
Keşke iskambil sevseydin.
I wish you liked rummy.
Pekâlâ, hadi ayyaş, git içkini al.
All right. come on, rummy. go on and get your drink.
Bunlardan en son kullanmanın üzerinden çok zaman geçti, değil mi, ayyaş?
Bet it's a long time since you used one of those, rummy?
Hadisene, ayyaş!
Come on, rummy.
Sana bir fırsat tanıyacağım, ayyaş.
I'm going to give you a break, rummy.
- İçkiler müesseseden!
Hey, rummy!
- Gin Rummy oynar mısınız?
- You play gin rummy?
Gecenin yarısını bir kumarbazla kağıt oynayarak geçirdim.
I spent half the night playing gin rummy with a bookie.
Dünyanın açık farkla en kötü kart oyuncusu. Atla haydi.
He happens to be absolutely, far and away... the worst gin-rummy player in the world.
Neyse, Düşünüyordum da belki yarını düşünerek uyuyamamışsındır ve belki bir kaç el iskambil oynarız İskambil oynamak istemiyorum.
Anyway, I was thinking maybe you would be awake, thinking about tomorrow... and you might want to play a little gin rummy. I do not want to play gin rummy.
Peki ya bu acayip herif neyin nesi?
Well, what do you call this old rummy?
- Acayip mi?
- Rummy?
İskambil mi oynuyorsunuz?
Are you playing gin rummy?
Şimdi cin remi oynarken ilk öğrenmen gereken şey, yere atılan kartlardan gerçekten işine yaramayanı almamaktır.
Now, the first thing to learn in playing gin rummy is never take a card from the exposed pile unless you really need it.
En son o kalmış.
He's just come back from the gin rummy finals.
Ya da oraya, bir tekneden yaşlı bir ayyaş da düşürmüş olabilir.
Or it might've just fallen overboard dropped there by some drunken old rummy.
Beni resmen soyuyorsun piç.
Each. You rummy bastard!
İskambil oynarız...
We play rummy...
Karım yemek hazırlar ve iskambil oynarız.
My wife cooks lunch and we play rummy
Vah zavallı.
Poor rummy.
Pişti.
Rummy.
Attım ve rami.
Discard and rummy.
Kâğıt oynamıyoruz, remi oynuyoruz.
We are not playing cards, we are playing gin rummy.
Sen ve ben en iyi sohbetlerimizi remi oynarken yapıyoruz.
You and I had some of our best talks over a game of gin rummy.
Anne, Pers remisine ne dersin?
Ma, Persian Rummy?
- bunu ben alayım aklın karışık görünüyorsun, benim küçük pudingim kız kardeşim, şişko, domuz görünümlü bir adamla dışarı çıktı burada seni neşelendirebilecek bir şeylerim var
- I'll take that. You seem preoccupied, my little pudding cup. My sister's on a date with a big, fat rummy.
Ne oluyor Rummy?
What's up Rummy?
Yerine geç bakalım Rummy.
Go on down, Rummy.
Sakın bana bir daha ayyaş diyeyim deme!
And don't call me rummy anymore!
Cuma ve cumartesi işten kaytarıp iskambil ya da poker oynamak yerine ki çok mühim şeyler olduğunu düşünüyorum bence mıntıkada dolaşmaya çıkan birileri gidip kilise iyi bir muhitte mi yoksa kötü bir muhitte mi bakmalı rahiple görüşmeli.
Instead of... Friday and Saturday... Instead of goofing'off or playin'gin rummy or poker, which I think is all very important...
Ne tamam kahrolası pis herif?
- What's ok, you fucking rummy?