Safer traducir inglés
3,689 traducción paralela
Bu nedenle benimle olursan güvende olursun.
So you'll be safer with me.
- Yatağın altında daha güvendeydi.
- He was safer under the bed.
Güvende olmak için kapıları kapattım yani ama problem şu ki, yıllar geçtikçe daha çok kapı kapatıyorsun.
Closed some doors to feel safer. But... The problem is with every passing year, you close more doors.
Balina'ya karşı ne kadar erken şahitlik edersen sen ve tüm şehir o kadar çabuk güvende olur.
The faster testify against Whale, faster you and across the city, be safer.
Çünkü gerçekte kim olduğunu bilmemesi onun için çok daha güvenli olacak.
Because..... it will be much safer for him if he doesn't know who he really is.
Bu kasabayı, hatta bu dünyayı çocuklarınız için daha güvenli hâle getiriyorsun.
You are making this town... even this world... safer for your children.
Şerif'e olanlardan sonra bir arada kalmamız daha güvenli olur.
After what happened to the sheriff, it's just safer we all stick together.
Sen olmadan daha güvendeyiz.
We're safer without you.
Evet, o etraftayken daha güvenli.
Yes, it's safer, when he's around.
- Çünkü burada daha çok güvendeyiz.
- Because we're safer here than there.
Ne kadar şehri daha güvenli hale getirmek istesem de öncelikli sorumluluğum Queen Consolidated'e karşı.
As much as I would love to make this city safer, my first obligation is to Queen Consolidated.
Gidecek güvenli bir yerimiz yok.
There's no safer place for us to go.
Bu mahallenin daha güvenli olacağını umuyordum.
I was hoping this neighborhood would be safer.
Böylesi daha güvenli olabilir.
You know, it may be safer.
Telefonum yeni yürümeye başlamış bebeğin elinde daha güvenli olurdu.
! My phone would have been safer in the hands of a toddler.
Bunun neresi motosiklet sürmekten daha güvenli?
How is that safer than riding a motorcycle?
Motosikletten daha güvenli demiştim sana.
Told you it was safer than a motorcycle.
Evet, motosikletten çok daha güvenliydi.
Yeah, that was a lot safer than a motorcycle.
Neler olduğunu anlayana kadar burada güvende olacaksınız.
You'll all be safer here until we figure out exactly what's going on.
Onlarla git, böylesi daha güvenli.
Go with them. It's safer.
Evet, daha güvenli bir yere taşınacakmışız.
Yeah, she said we're moving to a safer place.
Şimdi yaptığımsa... bu kızlara, her türlü yapmayı göze aldıkları bu işi yapmaları için daha iyi, daha güvenli bir yer sağlamak.
What I do now... it's about giving these girls a better, safer place to do the thing that they're gonna do anyhow.
Barımızda gerçekten sert biri varken daha güvenli de oluruz.
I mean, look, we'd be safer with an actual badass in the bar.
Güvenliğimizi arttırdığımıza emin olabilirsiniz. İyi Niyet hiç bu kadar güvenli olmamıştı.
Let me assure you, with our increased security, good faith has never been safer.
İçeride daha güvendeyiz.
We're safer inside.
Burada olursam güvende olursun.
You're safer if I'm here.
Onu yolun ortasındayken daha güvende olacağına inandır.
Make him believe he's safer in the middle of the street.
İçki işi ona göre çok daha güvenli ve daha çok para kazandıyor ve halk tarafından fazlasıyla kabul görüyor- -
There is plenty of money in liquor, which is a much safer and eminently more socially acceptable...
O psikopatla daha mı güvende olacağım?
Oh, so I'm safer with that psycho?
Fransız Kraliyetinde güvende olacaksın.
You're safer in French Court.
Orada daha güvendesin, değil mi?
Safer there, right?
Ne kadar şehri daha güvenli hale getirmek istesem de öncelikli sorumluluğum Queen Consolidated'e karşı. Seninki de öyle.
As much as I would love to make this city safer, my first obligation is to Queen Consolidated and yours is, too.
- Seni daha güvenli bir yere koymalıyız.
We need to get you to a safer place. No, no more safe places.
Vuruş yerinin dışı daha güvenli görünüyor.
It just seems safer outside of the batter's box.
Bunu imzalarsan Laszlo'yu birkaç saat içerisinde daha güvenli bir yere naklettirebilirim.
You sign this statement, I could get Laszlo moved to safer facilities within the next few hours.
Daha güvenli olan başka seçenekler de var.
There are other options. Safer options.
Ben Nathan Miller. Daha güvenli ama hâlâ ürkütücü olan sokaklarınızı geziyorum.
I'm Nathan Miller walking your safer but still spooky streets.
Düşüncesizce Avrupa'ya gitmektense burada Tae Yi Ryung ile ünlü bir çift olarak yaşaman daha iyi.
Just give it up. Rather than making a reckless move over in Europe... it's much safer decision to live here with Tae Yi Ryung as a star couple.
Evinin buradan daha güvenli olacağına emin misin?
Are you sure... that your home will be safer than here?
Güvenli mi orasını bilemem ama evimin buradan daha iyi bir yer olduğu kesin.
I don't know if it'll be safer, but... It's true that my home is nicer than this place.
Onlardan biri olarak güvende olacağımı düşündüm ve bu kıyafeti ödünç aldım.
Servants are invisible. I thought I'd be safer as one of them, So I borrowed some clothes.
Bizleri korumaları için daha güvenli ve daha iyi teçhizat sağlayarak askeri personelimizi geliştirecek olan siz dördünüz, Birleşik Devletler savunma şirketlerinin sıradaki dalgasını temsil ediyorsunuz.
You four represent the next wave of U.S. defense companies who will improve the lives of our military personnel by keeping them safer and better equipping them to defend us.
Elmalı turta ve hindi için dünyayı daha güvenli bir yer yapmaya.
Uh, making the world safer for turkey and apple pie, that's us.
Fırtına uyarısı yapıldığı için, Marge burada daha güvende olur diye düşünmüş.
There have been some storm warnings, so Marge thought she'd be safer over here.
Burası senin için daha güvenli.
It is safer for you here.
Böyle yerlerde oynarsan cadıya av olursun bak!
There are demons in places like this. You should go somewhere safer.
Eğer ben bilmezsem ikimiz için daha güvenli olacağını söyledi.
He said it was safer for both of us if I didn't know.
O olmadan daha güvendeyiz.
We're safer without him.
Bilmem ki.
You think we'll be safer in the city? I don't know.
Bu muhtemelen her iki taraf içinde güvenli.
Well, that's probably safer
Ve bu hisle sürekli gelmek...
I've never felt safer. And to feel this...