English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sakal

Sakal traducir inglés

3,234 traducción paralela
Sakal uzatabilir misin ki?
Can you grow a beard?
- Her neyse, sakalın çok tatlı ve beğendim.
- Anyways, your beard is cute and I like it.
Evet bilmeliydik ya sakalı da var
You should have known by his thin mustache and ambiguously European accent.
Onda sakal vardı, koyu renk sakal. Nicholas'ın sarışın olduğu hâlde 16 yaşında esmer sakalı olması beni şüphelendirdi.
He had a shadow of a beard, a dark beard, that I doubt if Nicholas would have had a shadow of a dark beard at the age of 16 since he had blond hair.
Odin'in sakalı adına...
By Odin's beard...
Acaba sakal bıraksam mı diye düşünmeye başladım.
I am thinking of keeping the beard, though.
- Bu sakal beni ateşliyor, Chris.
- This beard turns me on, Chris.
Herhangi bir sakal ya da türban bir hedeftir.
Any beard or turban is a target.
Değil emin ne sakal durumla oluyor, ama buralarda bazı insanları korkuttuğunu başlıyor.
Not sure what's going on with the beard situation, but it's starting to freak some people out around here.
Oldukça sakal.
Quite a beard.
Brian, sakalın olduğunu söylememiştin.
Brian, you never told me you had a beard.
- Hemen bir sakal uzatıp düşüneyim.
Hmm. Let me quickly grow beard and think about it.
Bara çene sakalıyla geliyor.
He's got a soul patch in a bar.
Yani azıcık potansiyel var orada. Ama dairesi, kıyafetleri, o garip hippi, jugalo sakalı...
But the apartment, the clothes, the beatnik-juggalo facial hair.
Benden dairemi değiştirmemi istiyorsun... Kıyafetlerimi, çene sakalımı.
You want me to change my apartment, my clothes, my cool S-patch.
hey sen de benim gibi sakal bırakmaya başlamışsın.
So even you're growing a beard like me?
top sakal mı?
Goatee?
sade bir sakal neden değil?
Why not just grow a beard?
sade sakal hiç hoş değil.
A beard is so uncool.
ya keçi sakalı ne demek? metro seksüel.
And goatee means... metrosexual.
keçi sakalı metro... ne?
Goateemeans metro-what?
keçi sakalın var zaten.
You already haveagoatee.
- Sakalını sevmedim.
- I don't like his beard.
- Sakalına ne oldu?
- What happened to the beard?
Wow, demek bu liberal sakalın altında yarrak kafalı burjuva bir yavşşak yatıyor.
Wow, so, uh, under the liberal beard lives an uptight bourgeois prick.
Keçi sakalına ne oldu? Gitti.
What happened to the goatee?
Tanrılar her surete alabilir ve sakal da oldukça kaşındırıyor.
Gods can take any shape and beards can be horribly scratchy.
Sakalı vardı.
He had the beard.
Stanley Kubrick " yazısından hemen sonra ismi çerçeveden çıkar çıkmaz durdurunca bulutların Stanley Kubrick gibi bir şekil oluşturduğunu görürsünüz. Sakalı, dağınık saçları ve tüm her şeyiyle tamamen onun yüzü.
as soon as his name passes off the frame, stop and you will see that the clouds have Stanley Kubrick airbrushed into them, his face... with the beard and the wild hair and the whole thing.
- Sakalı da hafif gri gibi.
- That's it. Already graying.
Eğer sakalı varsa artık delikanlılığı aşmıştır, eğer sakalı yoksa daha erkek olamamıştır. Eğer bir delikanlıdan büyükse bana gelmez, eğer daha erkek olamamışsa ben gitmem.
He that hath a beard is more than a youth, and he that hath no beard is less than a man, and he that is more than a youth is not for me, and he that is less than a man, I am not for him.
Asya'nın en uzak köşesinden bir kürdan getiririm, Kubilay'ın sakalından bir kıl koparırım, Pigmelere istediğiniz mesajı iletirim.
I will fetch you a tooth-picker from the furthest inch of Asia, bring you a hair off the great Cham's beard, do you any embassage to the Pigmies rather than hold three words'conference with this harpy.
Bıyığı mı vardı kocaman bir sakalı mı?
Did he have a beard or a huge beard?
Bin metre sakal bırakmıştım.
The thousand-mile beard.
Sakal ne alaka?
What`s with this beard?
Katilin sakalında mantar varmış ve senin de hâlâ yara izin var.
The killer had fungus in his beard, and you still have a scar.
Çıksana şerefsiz sakal.
Grow, you bastard.
Resimle biraz oynayıp sakal ve bıyığı kaldırıyorum.
And here. Photoshopped a little, removed the beard and the moustache.
Şefin posterine sakal bıyık çizen ben değilim.
I'm not the one that defaced the chief constable's poster. Right.
Ama olaya bir de güzel yanından bak artık o keçi sakalını kesebilirsin!
Hey, but on the bright side, at least you can shave off that silly goatee!
Ben yıllardır keçi sakalı bırakıyorum.
I've had this for years!
Gustave kıskanç ve Fransız Ve ben bunu bitirmek istemiyorum Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
Gustave is jealous and french, and I wouldn't want this ending up a pistols-at-dawn kind of thing.
Senin sakalın var...
You have a beard...
Evet, şişman çocukların motorsikletle takıldığı gizli Guinness rekorları kulübü anahtarımı alırken bunu hatırlarım. Arılara sakal döşediğimiz yerde.
Yeah, I'll remember that when I'm being given a key to the secret guinness record holders'clubhouse, where I'll be hanging with those two fat guys on motorcycles and being fitted for a beard of bees.
Kimse keçi sakalımı kesmemle ilgili yorum yapmadı.
No one's even commented that I shaved my goatee.
- Keçi sakalın mı vardı?
- You had a goatee?
Bana baksana. Keçi sakalım bir vardı, bir yok oldu.
Look at me- - goatee, no goatee.
Keçi sakalı bu.
It's a goatee.
Bayan arabasını çarptığında ben sakal traşı için içeride oturuyordum. - Peki sen?
I was sitting here shaving my beard when this madam crashed her car.
- O sakal ne alaka?
- I'm sorry.
"Tel Aviv'deki bir haham gibi sakalı var."
♪ Oh, yeah, I love you, Steve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]