Saklan traducir inglés
9,367 traducción paralela
- Saklanıyorum.
- I am hiding out.
Peki... Ya herkesin onu en son arayacağı yerde saklanıyorsa?
So... what if he's lying low at the last place that anyone would think to look for him?
Sence adamımız burada mı saklanıyormuş?
You think our guy squatted here?
Boşanma kayıtları aile mahkemelerinde saklanır.
Well, divorce records are filed down at the family court.
Git ve saklan.
Go hide.
Saklan ve güneş doğuncaya dek çıkma.
Hide, and don't come out until the sun comes up.
Sen iyi saklan, Kowloon.
Stay in good cover, Kowloon.
Saklan, Kowloon.
Take cover, Kowloon.
Hayatta kalmak için gölgelere saklanıp ilerlemeliyiz.
To survive, we must be cunning and stick to the shadows.
Görünüşe göre "beyin takımı" nın akademik etiketi arkasına saklanırken önceden var olan bakış açıları uyuşana kadar gerçekleri çarpıtan bir hack yandaşısın.
You're partisan hacks who twist facts until they cohere into a preexisting viewpoint, all whilst hiding behind the seemingly academic label of "think tank."
Merdivenlerin orada saklanır ve annesi onu dövdüğünde ondan kaçardı.
He would hide on the stairs away from his mother when she hit him.
Kaçıp biryerlere saklanıyordum.
I would just run away and go hide somewhere.
Saklan.
Hide.
Saklan!
Hide!
Saklanıyordum.
- I was on the lam.
Saklanıyordu.
He's hiding out.
ve bunun gibi şeyler. Bende ona anlattım... ortadan kaybolmak ve saklanmak istiyorum dedim. Ben saklanıyorum.
and like that, and I told him I wanted to disappear and hide, and I think, " I'm...
Rusya'da yaptığın gibi sessizce ilerleyebilirsin ya da Alaska'daki gibi trenlerin vagonlarına saklanırsın ama eninde sonunda türüm seni bulacaktır.
And you can tiptoe through the tulips like you did in Russia, or you can stow away on the back of a train like you did in Alaska, but soon enough, my kin will find you.
Cennetin küçük bir parçası gibi eğer iyi saklanırsa yıllarca hatta on yılda fazla lezzetli bir şekilde kalabiliyor.
Are little slices of heaven that are, if properly kept, delicious meals that can last for years, decades even.
Saklanıyoruz dediğimde duymadın mı?
Were you here when I mentioned that we're underground?
Evet ve normal halkın arasında saklanıyorlar.
The exact number we do not know but they are hiding among civilians.
Hastaneden kaçtı ve saklanıyor.
He escaped from the hospital and he's gone into hiding.
Saklanıyor musun?
You hide?
Çünkü ufak, korkak bir sürtük gibi saklanıyorsun benden.
That's because you've been hiding from me like a scared, little bitch.
Nefesini tutup altına saklan.
Get under the covers and hold your breath.
Japonya'dan gelen gümüş Hanyang'a gidene kadar burada saklanıyor.
The silver from Japan is stored here until it's transported to Hanyang.
Kayaların arkasına saklanın.
Hide behind the rocks.
Buraya saklanın!
Careful. Hide in there!
Ormana gidin. Ayrılıp saklanın.
Into the woods, split up, hide.
Her şey sır gibi saklanıyor.
It's all a very closely guarded secret.
Teknelerin altında saklanıp mevkilerini belli etmemek için sesleri kullanıyorlar.
They're hiding under the boats, using the noise to mask their position.
Şişe gerçekten şişe ve onun dostu içinde saklanıyor.
The bottle is indeed a bottle and the familiar hides inside.
Sadece saklanıyordur.
He just hides.
Benimle sadece saklanıyordun.
You were just hiding with me.
Sanırım şu pistte tek başına beklerken, şimdi ortaya çıkıyor... Sen intikam görevinin arkasında saklanırken etrafındaki kişilerin geliştiğini fark ediyorsun.
Which I suppose is just now starting to become apparent, standing there alone on the tarmac, realizing that while you hid behind your mission of revenge, everyone else around you evolved.
- Saklanıyor.
She's hiding.
Ben içeride saklanıyordum.
I was hiding inside.
Direniş cenaze evinde saklanıyorlar.
The Resistance. They're hiding in the funeral home.
Direniş saklanıyor olabilir.
Okay, I'll go check out the other places the Resistance could be hiding.
Saklanıyor.
So where is he? He's stashed.
Saklanıyor musun?
You hiding'out?
- O zaman saklanırız. Yukarıya, annemizin eşyalarının arkasındaki gizli odaya.
Upstairs, behind all that stuff in mom's closet.
- Bayrağın arkasına saklanıyorlar.
Hiding behind the flag.
Ondan kesinlikle saklanıyorsun.
You are totally hiding from her.
Dostum, hem saklanıp hem de filme çekmek çok zor.
Dude, it's hard to hide and film, all right?
Oldukça karmaşık bilgisayımsal bir sistem gözümüzün önünde saklanıyor.
A highly complex computational system hiding in plain sight.
Saklan dedektif.
Get down, Detective!
Meta veriler dosya sisteminde saklanıyor. Tabii oraya nasıl gireceğini biliyorsan.
The metadata is stored deep within the file system, but if you know how to get in there...
"Düşman Mafyalar Savaşı" dedikleri durum vardı güvenli yerlerde saklanırlardı ama sen hiç bilemezdin sokağa çıkarsan kurşuna dizilebilirdin.
You had a situation of what they call "going to the mattresses," where they had to hole up in safe places because you never knew.
Saklanın!
Hide!
Dewey bastırdıkça, Dutch Schultz saklanıyordu.
With Dewey closing in,
saklanıyorum 16
saklanıyor 39
saklanın 104
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
sakladım 23
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor 39
saklanın 104
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
sakladım 23
saklayacak bir şeyim yok 31