Saçın traducir inglés
11,409 traducción paralela
- Ve saçını seviyor.
- And his hair.
Saçının bir teline bile.
Not one hair.
Eğer saçının tek bir teli bile zarar görürse seni bulurum, boğazını keserim ve derini yüzüp battaniye olarak kullanırım.
But if one hair on his head gets harmed, I will hunt you down, I will gut you, and I will use your skin as a lap blanket.
Saçının rengini mi değiştirdin?
Did you change your hair color?
Bu kuaförde çalışan adamlar sen saçını yana doğru yapmalarını istersin, ama onlar geriye doğru yaparlar ya?
See, you know how hand-held dryers blow your hair back, when what you really want is for the hair to be blown down?
Phillip Monday 3000s'de saçını istediğin yöne yatırabilme özelliğini temin ediyor.
That's what the Philippe Monday 3000s provides... a cone of premium, omnidirectional hot air for that all-over dry.
Tabii yaparsın. Saçını savur ve beni istediğini biliyorum dermiş gibi gülümse.
Well, sure you can, you just flip your hair and smile like :
Bugün saçın çok güzel olmuş.
Oh, I love your hair today.
Hayır saçını ben keseceğim.
No, I'm doing the haircut.
Saçını ben keseceğim.
I'm doing the haircut.
Önce onu sikmemi, sonra da, saçını kesmemi istedi.
She needs me questions and I cut her. - Stop.
Saçına yaptığını sevdim.
I love what you've done with your hair.
Ne kadar korktuğunu söyleyip duruyorsun ama... -... saçının teline zarar gelmemiş.
Keep saying how you're scared, yet you don't have a scratch.
Bu arada saçın berbat gözüküyor.
By the way, your hair looks terrible.
Bana sarıldığında saçının kokusunu bile aldım.
When she hugged me, I could smell her hair.
- Ve daha çok saçın vardı.
- You had more hair then.
Saçın, giysilerin.
Your hair, your clothes.
- Saçının bir teline bile zarar verirsen benden bir gram bile altın alamazsın.
- Harm one hair of her head, you will not get one ounce of gold from me.
Demek saçını böyle dik tutuyormuş.
Oh, so that's how he gets his hair to stand on end.
Ne zamandır saçını kestirmedin?
When was the last time you had a fucking haircut, hmm?
- Yeni çılgın saçını göster.
- Show off your new crazy hair.
O ahmağın saçının bir tek teline bile dokunmayın!
Do not touch a hair on his chinny chin-chin!
Ünlüler Merkezi'nde, Tom Cruise'un saç stilistine çalışan bir adam Nazanin'in saçını, Cruise'un beğenisine göre boyadı.
At the celebrity centre, a man who worked for cruise's hair stylist colored nazanin's hair to cruise's liking.
Ben sadece saçını koklamaya nasıl hissettiğini görmeye teninin yüzüme dokunmasına odaklanmıştım.
I just was concentrating on smelling her hair and seeing the way she felt, touching her skin on my face.
Komşuları onları hiç kavga ederken duymadığını söyledi ama birkaç hafta önce, saçını dik dik yaptı diye neredeyse kafasını uçuruyormuş.
One neighbor said she never heard em fighting, but a couple of weeks ago, she complimented Spike on his hair... he almost ripped her head off.
Fakat neden saçınızı yemekten önce toplamıyorsunuz da yerken topluyorsunuz?
Oh ya From now on do not ever hesitate to eat until satisfied
Saçın, deri rengin...
Your hair, your skin...
Peki kadının saçını neden aldılar?
So, why did they take the woman's hair? I don't know.
Saçını mı çektim?
Did I pull your hair?
Saçın şey gibi görünüyor...
Your hair looks like...
Saçını beğendim.
I like your hair.
Saçımın kabarmasını önlemek için, yemek için değil.
It's for relaxing my curls, not eating.
Güzellik okulu, saç ve makyajın nasıl yapıldığını öğrendiği yer?
A beauty school, where you learn how to do hair and makeup?
Saç fırçasını çoktan adli tabipliğe gönderdim.
I've already sent a hairbrush to the M.E.'s lab for testing.
Sonra, kan saçılıp, ritmi bozulduğunda, ölüm araya girer ve günahkarların hayata dair son hareketleri altlarına sıçmak olur.
Then, as the blood spills, the rhythm eases, death rattles..... and for their last living act on earth, the sinners..... they shit their pants.
- Harlan'da bulduğumuz taraktaki saçıyla DNA'sını eşledik.
We matched the DNA to a hair from a brush in Harlan.
- Bu adamın morumsu saçı var.
This guy has purplish hair.
Sabah saçımı yıkadığın için teşekkür ederim duş kankam.
Thanks for washing my hair this morning, shower buddy.
Kara'nın da saçı dağılmış.
Kara's hair's all messed up.
Özel hayatınız bunun gibi bir kürsüden etrafa saçılsaydı,... hoşunuza gider miydi?
Do you know what it would be like to have your personal life spilled across the stage like this?
- Dünyanın sonundaki en tatlı çiftiz.
- Cutest couple on the cul-de-sac.
Kızımın evliliği yolunda gitmiyordu. Damadım Varick Strauss da tehditler saçıp duruyordu.
My daughter's marriage was falling apart, and my son-in-law, Varick Strauss, was making threats.
Duruşmanın nasıl gittiğini soracak mısın yoksa biraz daha saç modelinden mi konuşmak istersin?
Were you gonna ask how the hearing went, or would you like to talk about your hairdo some more?
Bak ne buldum? Kaybolan pembe saç bandın.
Look, I found your missing pink headband.
Saç tarağını verirsen, öğrenmek istediğini söylerim.
I'll tell you what you want to know, you give me that pretty hair comb.
Belli ki NK etrafa ölüm saçıyor.
The N.B.s are obviously a killing machine, right?
Demek istediğin hatırladığın saç, takı ya da...
You mean like remembering hair or jewelry
Saçımın kesildiği yer buralarda bir yerlerdeydi.
I used to get my hair cut around here someplace.
- Saçın iyi.
Your hair is fine.
Saç kökü aldıysa altın madenine eşdeğer.
If he got a follicle, that's like a gold mine.
Bu saç modelinin bana yakışacağını sanmıyorum, büyükanne.
I don't think this hairstyle suits me, grandma.