Schools traducir inglés
3,939 traducción paralela
Okullarımızda sanatı canlı tutmak için savaşmaya Washington'a gidiyorum.
I'm going to Washington to fight to keep the as alive in our schools.
Çoğu lise Şükran Günü'ne maç futbol maçı koyar.
Most high schools have football games for Thanksgiving.
Bu büyük ihtimalle hoş geldin geleneği gibi bir şeydir. Hani özel okuldaki piçler, yeni gelenlerin götlerini kızartıp, birbirine boklarını yedirirler ya.
This is probably all part of some elaborate initiation ritual, you know like in those posh, private schools where they toast crumpets and eat each other's shit.
Veya Alabama'daki okullarda, ırkçılığı yeniden körüklemesini.
His re-segregation of the Alabama schools.
Seok ve Yeok Buk ilkokulları arasındaki final maçını canlı olarak yayınlayacağız.
This is the final game between Seok and Yeok-buk elementary schools We will be broadcasting live
Halk kütüphaneleri okullar ve bu herifin çizgi film tarzı hayal gücünü düşünürsek sıradakinin kim olduğunu nereden bileceğiz?
Goes right into the library. Between the public libraries, the schools and the loony-tune imagination this guy has, how the hell are we supposed to know who's next?
Yollar, okullar, hastaneler, fabrikalar yapar yoksulluktan, cahillikten kurtuluruz.
We'll build roads, schools, hospitals, factories and be saved from all this poverty and ignorance.
Bir dakika gelir misin?
Schools plan to open at regular times after the holidays. Hey, could I borrow you for a second?
Ama yakında iyi bir okul vardı. Ve orası çok güzeldi.
But it was near good schools, and it was in a nice area.
Sonra, 9 yaşındayken ailem Bunnik'e taşındı okullarımı değiştirdim, oldukça travmatik oldu aslında.
So then my family moved to Bunnik when I was nine, so I had to change schools, which was pretty traumatic, actually.
Bu yol üzerinde farklı okullardan yedi otobüs var, neden özellikle bu otobüs?
Well, there were seven other buses from different schools on their route. Why target this particular bus? Maybe a group of kids got together to pull it off?
Kore okulları hakkında duyduğum hikayelere inanamazsın.
You wouldn't believe all the stories I keep hearing about Korean schools.
Başka bir okla gideceğini duydum.
I heard you're going to transfer schools.
Okullar Kahe'deki elektrik santrali havaalanı.
Schools, the HECO power plant at Kahe Point, the airport.
Öte yandan okullar gibi düşük güvenlikli yerlerin olası bir saldırı karşısında korunması daha zor.
But the softer targets like the schools, they're going to be harder to defend against an attack.
Eğer sanat desteği kesilirse okullarımız yeni sanatçılar üretemezler.
Why, if arts funding was cut, within a short time, our schools would be producing no new actresses.
Karımı hiç aldatmadım.
I sent my kids to great schools.
Mektupları bir açtık ki ve hepimiz farklı okullara gidiyorduk.
And we opened them up... and we all got into different schools.
En iyi okullara girmeye çalışıyorsan yetmiyor.
Not when you're trying to get into the top schools.
Köleliği yasakladı,... okullar, hastaneler kurdu hatta seyyahların ihtiyaçlarını karşılaması için kuyular kazıp ağaçlar dikti.
He outlawed slavery, established schools and hospitals... .. he even had wells dug and trees planted for shade to help travellers.
Constance'ın kraliçesi sensin ve Manhattan'daki en güçlü beş özel okulun gizli cemiyetlerinin hükümdarları olduğunu biliyorum.
You're the queen of constance, and I know there's a secret society made of the monarchs of the five most powerful private schools in Manhattan.
Şu anki adresine göre, transfer olabileceği muhtemel okul listesine, sizin okul da dahil.
From his current address, your school is included on the list of schools he could possible transfer to.
Sen okul değiştirmeyecek misin?
You're not changing schools?
Uyduruk okullardan birinin adını vereceksin diye korktum.
I was afraid you'd say one of those quack schools.
Orlando'da zorbalıktan dolayı iki okuldan atılmış.
Kicked out of two schools in Orlando for bullying.
Evet, evet, oraya gitmem gerek, çünkü okullara ve her şeye bakmaya başlayacaklar.
Yeah, yeah, I got to get down there, because, you know, they're gonna start looking at schools and everything.
Okullara mı takılmaya başladın Eli?
Have you been hanging around schools, Eli?
Devlet okulları kesinlikle uygun bir seçenek.
Public schools are actually a viable option.
Her büyük yeni teknoloji toplumda ve siyasi düzende değişikliklere yol açar... Bu yeni makineler sadece pistonları ve lokomotifleri itmekle kalmadı aynı zamanda sendikacılık, şehir planlama, politik reform yeni ekoller ve demokrasiyi de etkiledi.
Every great new technology produces changes in society and politics, and these new engines didn't just push pistons and locomotives, they pushed ahead trade unionism, town planning, political reform, new schools, democracy.
Üç yıl içinde Tolstoy, 21 okul açtı.
Within three years, Tolstoy had opened 21 schools in the local area.
Burada elbaskısıyla ilgili... çok yaygın ve olağan bir şey var... - tüm dünyadaki ilkokul çocuklarının hala yaptığı gibi - elinde olmadan... insanlık tarihinin en başından beri burada duran... insanların tuhaf bir biçimde bağlarını hissedersin.
There is something so common, so ordinary about making a hand print - children in primary schools all over the world still do it - that you can't help but feel oddly connected to these people who were standing here at the very beginning of the human story.
SAO'da olan öğrenciler için şehirdeki okullardan birini özel olarak kapattıkları söylentisi kulağıma geldi.
They said something about using one of the city schools that shut down as a special school for the students from SAO.
Hepimiz Sarmaşık Ligi okullarına gidip lüks arabalara binmedik ya da kusursuz dünyamıza parasal destek olması için zengin babalarımıza bel bağlamadık.
Look, not all of us go to Ivy league schools or drive fancy cars or rely on our richy-rich daddies to bankroll our pretty little lives.
İyi okullara girdim, evet çünkü eşek gibi çalıştım.
And, yeah, I got into good schools because I worked my ass off.
Üzgünüm, Sarmaşık Birliği okullarından olup etkileyici aile geçmişine sahip kızlar arıyoruz.
Sorry, we're looking for girls that come from Ivy league schools and have impressive family backgrounds.
Okullarda ve yerel kulüplerde konuşarak başlamış ve bu şekilde bir anda şöhret olmuş.
He started talking at schools and local clubs, built up this following, became sort of an overnight sensation.
Hitler, 14 Şubat 1926'da Bamberg antik kentinde özel bir konferansta Strasser'in teklifiyle yüzleşmek zorunda kaldı.
Bavaria was a largely Catholic area, and when a leading Bavarian Nazi decreed that schools should stop displaying crucifixes in the classroom, there was public outrage. As a mother of eight, our Fuhrer awarded me with the Mother's Cross in gold.
Herhangi bir üniversiteye.
any of the U schools.
Okul ve işletmeler genellikle piyasa fiyatını belirliyor.
Schools and businesses usually determined market price.
Bu sitelerden birinin, seni desteklemesini sağlarsan oyuncağın kulaktan kulağa yayılır, güven bana.
They talk about parenthood, schools, life at home. Look, you get one of these sites to endorse you, your toy's gonna go viral...
Diğer okullar nasıl hallediyorlar?
How do the other schools work it out?
Bu yükselen yeni bir sistem, çoğunlukla ortaokullarda kullanılan bir sistem.
It's a new system that is arising, so it's mostly adapted by middle schools.
Oh, o okulların alışverişi.
Oh, he's shopping for schools.
Özel sınıfımız... sadece elit okuldan öğrenci kabul eder, bilmiyor musun?
Our private class... only takes the people from elite schools, don't you know that?
Bavyera geniş Katolik bir bölgeydi. Bavyeralı Nazi yönetimi sınıfta haç bulundurmanın yasalara aykırı olduğuna karar verdi.
Bavaria was a largely Catholic area, and when a leading Bavarian Nazi decreed that schools should stop displaying crucifixes in the classroom, there was public outrage.
Birçok İngiliz çocuğu gibi, ben de Hıristiyan okullarına gönderildim ve 13 yaşımdayken İngiliz Kilisesi'ne kabul edildim.
Like most English children, I was sent to Christian schools and I was confirmed into the Church of England at the age of 13.
Okulumuz, hastanemiz veya cemaatimiz yok.
We don't have schools, hospitals or parishes.
Takip et. prestij prestijdir.
Follow me. Whether it's in America or Korea, all schools are pretty much the same. I'm sure it's similar to that prestigious Benjamin High School.
Ve onları süslü okullara göndermek için endişelenmenize gerek yok çünkü okumayla veya sayılarla araları iyi değildir.
And you don't have to worry about sending them to fancy schools because they're not interested in reading or numbers.
Bazı çalıştığım okullardaki çocukların yanısıra barınaklarda da çalıştım.
In some schools, half the kids I work with live in shelters.
O yüzü hala hatırlıyorum.
It's been a long time since she moved schools after Lee Joon Sung was caught.