Seeking traducir inglés
2,510 traducción paralela
Birçok nedenden dolayı doğum sancısı, inkar, ilgi çekmek istemek.
All sorts of reasons... Pain over infertility, denial, attention-seeking.
Demek bela istiyor?
He is seeking death.
Ayrıldığından beri çılgınlık üstüne çılgınlık yapıyor, hepsi çılgınca şeyler.
Since the breakup, he's been seeking out crazier and crazier things to do because they're crazy.
Sırlarını saçma veya anne nasihati dinleme havanda olmadığın için kepenkleri kapatıp yatağıma gidiyorum.
But since you don't seem to be in the mood for spilling secrets or seeking motherly wisdom, I'm gonna close up shop and go to bed.
Şimdiye dek yapılmış son şaka uygulaması için ana bilgisayar aranıyor.
Seeking mainframe access for execution of last joke ever.
- Ana bilgisayar aranıyor.
Seeking mainframe.
İntikam arayışı değerli zamanını boşa harcamaktır.
Seeking revenge is a waste of your precious time.
Mantıksız ha? ! Bunu tartışalım...
Seeking meaning.
# Kaderimizi... #... arıyoruz
We are seeking deliverance.
Bugün burada Enoch Thompson'a karşı seçimlere hile karıştırılması davasının aktar...
We're here today seeking a transfer of the election-rigging case against Enoch Thompson...
Sayın hâkim, bugün burada Enoch Thompson'a karşı seçimlere hile karıştırılması davasının eyalet mahkemesinden federal mahkemeye aktarılmasını talep etmek için bulunuyorum.
Your Honor, I'm here today seeking a transfer of the election-rigging case against Enoch Thompson from state to federal court.
Bu yüzden son anına kadar intikam peşinde koşuyordu...
That's why until his last moments, he was seeking revenge...
Ben yüksek bir makam arıyorum.
I'm seeking high public office.
İnsanın aklına bela aradığınız geliyor.
One might suspect you of seeking out conflict.
Ama Başbakanın gevşek göç yasaları yüzünden daha çok mülteci Danimarka'ya gelmek istemeyecek mi? - Cevap verecek misiniz Nyborg?
But won't the PM's relaxed immigration laws lead to more refugees seeking asylum in Denmark?
Birisi karına veya kızına edepsizlik yapsa ve sen de polise gitsen.
When someone misbehaves with your wife or sister and you come seeking help from the police.
ama sen o zamanda yalan söylüyordun şimdide yalan söylüyorsun.
I will constantly be seeking the truth in your lies.
Müvekkilim Maya Paxton evlilik haklarının kaybından ötürü boşanmak istemektedir.
My client, Maya Paxton, is seeking a divorce for loss of consortium.
Romantik bir şey peşinde değilim, yaratıcılık peşindeyim.
- BUT YOU MISTAKE MY INTENTIONS. I'M NOT SEEKING A ROMANTIC LIAISON, MERELY A CREATIVE ONE.
Veya sevgi dolu hayvanlarla ilgi arayışıyla.
Or his attention-seeking love of animals.
Ve sizi temin ederim ki intikam isteyeceklerdir.
And, I assure you, they'll be seeking revenge.
Evet, aradığınız zenginlikleri buldunuz mu?
So, did you find the riches you were seeking?
Ne arıyordu ve ne yapıyordu?
What was he seeking and what was he doing?
Kuşkusuz sıkıntılıydı ve tanrısal bir hakikatin peşindeydi.
He was certainly troubled and he was seeking some kind of spiritual truth.
Burada kimse intikam peşinde değil.
No one is seeking revenge here.
Ertesi sene çok daha büyük bir delegasyon Yesrib'den gelir ve Hz.Muhammed'le bir görüşme daha isterler bu görüşme çok gizle tutulur ve iki tarafın birleşmesini sağlar,
It wasn't till the following year that an even bigger delegation came all the way from Yathrib seeking out another meeting with the Prophet Muhammad.
Besin ve su arayışı içindeler. Demek oluyor ki sahalarını olabildiğince genişletmek için güçlü bir güdüye sahipler.
Most likely seeking more water and nutrients, which shows a strong impulse to expand their reach as far as possible.
Anne figürünü bir kenara atmanın nedeni olmalı.
There must be a reason why you keep seeking out mother-figures.
Ayakkabı, bilinçaltını aradığın anıya götürecek.
The shoe will walk your subconscious to the specific memory you're seeking.
Birinin kendi rezilliğine karşı verdiği mücadele, kötülüğü yenme arayışı, hayırlı olma isteği ya da savaş verme anlamında da olabilir.
It can be striving against the baseness of oneself. It can be a seeking to overcome evil and being good. It can be striving in the sense of fighting.
Bu gece buraya bu bahar seçimlere katılmayacağımı duyurmaya geldim.
I came here tonight to announce that I will not be seeking reelection this fall...
Eyalet, ömür boyu hapis cezası verilmesini tavsiye ediyor.
The state advises that we will be seeking the maximum sentence of life in prison.
Kuşku yok ki, buraya Nossor Ri'nin yardımını istemeye gelmedin.
Surely you have not come here seeking the aid of Nossor Ri.
Evet, hepimiz hayatımızda bir şeylerin kontrolünü istiyoruz.
Yes, we're all seeking control over something in our lives.
Jack Sinclair kadar tecrübeli biri öyle olsam benden tavsiye istemez.
Someone with Jack Sinclair's experience wouldn't be seeking my counsel if I was.
Ben bağışlanma peşinde değilim.
I am not seeking forgiveness.
Isı algılayıcı bir başka silah ta var.
There is also a weapon that is heat-seeking.
Fakat ısı algılayıcı füzelerin tanımına nasıl ne şekilde şahit olabilirler ki?
But how would you go from witnessing that to a description of heat-seeking missiles?
Ateşli oklardan ısı algılayıcı füzelere kadar, insanlığın ölümcül silah evrimi uzaylı müdahalesinin bir sonucu olabilir mi?
From flaming arrows to heat-seeking missiles, could the evolution of mankind's deadly weaponry really be the result of alien intervention?
Baş düşman güdümlü füzesini ateşleyin!
- FIRE THE ARCH ENEMY-SEEKING MISSILE!
Kocanızın boşanmak istemesinin sebebi neydi?
What was the reason your husband is seeking the divorce?
Genç bir adam olarak gördüğüm bir gizemden ve hayatta kalamamamızdan korkarak bazı cevaplar aramak için bir yolculuğa koyuldum :
As a young man, driven by the misery I saw and by my fear for our survival, I set out on a journey, seeking to answer questions like :
İğnenin kuzeyi bizim dünya'mızın manyetik alanıyla araması yerine, bizim pusulamız manyetik alanın şeklinde ve bu şekil, yakında göreceğimiz gibi, şaşırtıcı teknolojik ve sosyal dallanmalara sahip.
Instead of a needle seeking north in our earth's magnetic field, our compass is the shape of the field itself and that shape, as you will soon see, has amazing technological and social ramifications.
Duane Bailey, belediye meclisi seçimleri için yeniden adayım.
Hey! Duane Bailey, seeking reelection, town council.
Ülkemde âdettir : Erkekler intikam almaya çıktıklarında kadınlar evde kalıp içki içer.
In my country, it is tradition- - when the men are out seeking vengeance, the women- - they stay home, and they drink.
Ve bu insanların neden uzun yıllardır bu ormana çekilip ölümü aradığının açıklayabilir mi?
And might this explain why people seeking death have been drawn to this forest for so many years?
Mansi efsanelerine göre, dokuz dağcının mutasyona uğramış cesedinin bulunduğu'Ölüm Dağı'na bu ad, eski zamanlarda olan bir sel felaketinden kurtulmaya çalışırken, cesetleri bulunan dokuz Mansi adamıyla ilgili bir olaydan sonra verilmiştir.
According to ancient Mansi legend, the Mountain of the Dead, where the nine hikers'mutilated bodies were found, was named after a similar incident in which nine Mansi men were also found dead while seeking salvation from a flood during ancient times.
Yardımıma ihtiyacı olan, benim gibi düşünen insanlar olduğunuzu sandım.
I mean, here I thought you were seeking my help, that we were kindred spirits.
Askhanar bilge bir adamdı. Bir gün insanların onun rahatını bozacaklarını biliyordu.
Askhanar was a wise man... he knew one day men would come seeking to disturb his rest.
# Zafer ya da şöhret derdinde de değildi #
♪ Never seeking glory or fame ♪
Bu sonsuza dek yaşamak için bir ilaçtı.
And the alchemist Tze had been seeking an elixir for immortality... the medicine, for example, to live forever.