English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ S ] / Sen de öyle düşünmüyor musun

Sen de öyle düşünmüyor musun traducir inglés

106 traducción paralela
Sabah erkenden dürüst bir başlangıç yapmalıyız, sen de öyle düşünmüyor musun?
We should make a fairly early start in the morning, don't you think?
Sen de öyle düşünmüyor musun, Clive?
- Dontyou think so, Clive?
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
- Don't you think?
Kıskanıyor çünkü ben ondan daha zekiyim... ve daha yakışıklı, sen de öyle düşünmüyor musun?
He's jealous of me because I'm cleverer than he is, and ever so much more handsome, don't you think?
Yarına değin, oldukça yoğun bir cila elde etmeliler, sen de öyle düşünmüyor musun, Rosine?
By tomorrow, they ought to have a pretty high gloss on it, don't you think, Rosine?
Bir yolu olmalı, sen de öyle düşünmüyor musun?
There must be some way, don't you think?
- Sen de öyle düşünmüyor musun çavuş?
- Don't you think so, Sergeant?
Sen de öyle düşünmüyor musun Gila?
Don't you think so, Gila?
Sen de öyle düşünmüyor musun, Teğmen?
Don't you think so, Lieutenant?
Sen de öyle düşünmüyor musun, Rosa?
Don't you think so, Rosa?
Sen de öyle düşünmüyor musun Karen?
Don't you think Karen?
- Sanırım Komiser biraz serbest düşünmek istiyor. Sen de öyle düşünmüyor musun?
- I think the lieutenant deserves some room.
Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you think?
Ben olsam karar vermeden önce biraz beklerdim. Sen de öyle düşünmüyor musun?
I'd rather wait, what do you think?
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
- Don't you think so?
Aslında "Bakire Meryem" i yazmalılar sen de öyle düşünmüyor musun, Des?
Well, it's the Virgin Mary they should be writing about. Don't you think so, Des?
Bence biraz "ilkeller", sen de öyle düşünmüyor musun?
One could almost say... Primitive, don't you think? Hmm.
Marilyn bu sefer gerçekten kendini aştı, sen de öyle düşünmüyor musun?
Marilyn's really outdone herself this time, don't you think? - Oh, Warren.
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
- Wouldn't you say so?
Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't-Don't you find this?
Şey, bu çok aydınlatıcı oldu. Sen de öyle düşünmüyor musun. Daha iyi bir eve gitmeyi?
Well, uh, this has been very illuminating, but don't you think you better be heading home now?
"Rom'un Yeri." Bir bar için güzel bir isim, sen de öyle düşünmüyor musun?
"Rom's." Nice name for a bar, don't you think?
İlginç bir tasarım, sen de öyle düşünmüyor musun?
Interesting design, don't you think?
Sanırım estetik ameliyat için biraz genç, sen de öyle düşünmüyor musun?
I think... I think she's a little young for plastic surgery don't you think?
Sen de öyle düşünmüyor musun, Pugsie?
Don't you agree, Pugsie?
Sen de öyle düşünmüyor musun?
too?
Sen de öyle düşünmüyor musun John? Küçük komik adam...
- Would you agree, John?
Nedense güvenilmez bir yanları var. Sen de öyle düşünmüyor musun?
There's something not quite trustworthy about them, don't you think?
En iyi yaptığın işe dönmenin zamanı geldi. Sen de öyle düşünmüyor musun?
It's time you got back to what you do best, don't you think?
Bu kanın saklanması için harika bir yapı, sen de öyle düşünmüyor musun, Greg?
That's a perfect place for blood to hide, don't you think, Greg?
Eğer yaşıyor olsaydı, benimle şu ana kadar temas kurardı, sen de öyle düşünmüyor musun?
If he were alive, he would've contacted me by now, don't you think?
- Sen de öyle düşünmüyor musun Susan?
- Don't you think so Susan?
Angel bana cinsel tacizde bulunduysa, ki kanıtlar da ortada, sonuçlarına da katlanmalı. Sen de öyle düşünmüyor musun?
Dexter, if Angel molested me, as the evidence seems to indicate, then he should face the consequences, don't you think?
Doğru olan bu, sen de öyle düşünmüyor musun?
It's appropriate, don't you think?
Ben hiç bu kadar beceriksizlik görmedim, sen de öyle düşünmüyor musun?
I have never seen such utter incompetence, don't you think?
Onu aramalıyım sen de öyle düşünmüyor musun?
I should call him, don't you think?
Yaşamak için biraz daha vaktimiz var, sen de öyle düşünmüyor musun?
Òhere is time for us to live a little. Don't you think so?
Ona fikrimi değiştirdiğimi söylemem gerek. Sen de öyle düşünmüyor musun?
Gotta tell him I changed my mind, don't you think?
Önce karısı onu terketmeliydi, sen de öyle düşünmüyor musun?
His wife should have left him first, don't you think so?
Sen de öyle düşünmüyor musun, And?
Don't you reckon, And?
Evet, senin dünyana iyice uyum sağladım, sen de öyle düşünmüyor musun?
Oh, yes, I've adjusted rather well to your world, don't you think?
İnsanlar bu sahneyi çok ilginç ve rahatsız edici bulacak. Sen de öyle düşünmüyor musun?
People will be finding this scene intriguing and disturbing don't you think?
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you think? Yes.
Adam ondan biraz yaşlı, sen de öyle düşünmüyor musun?
He's a little old for her, don't you think?
Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you think so?
Giderek sıcak oluyor, sen de öyle düşünmüyor musun?
It's getting hotter, don't you think?
Sen de öyle düsünmüyor musun?
Don't you think?
Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you?
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you think she did it?
Öyle düşünmüyor musun sen de?
Don't you think so?
- Sen de öyle düşünmüyor musun?
Don't you think?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]