Sense traducir inglés
42,330 traducción paralela
Bu konularda altıncı hissim vardır Bay Wentworth.
I have a sixth sense about these things, Mr. Wentworth.
Espriden de anlıyor.
He has a sense of humor.
Hiç anlamı yok.
Has no sense.
Mantıklı gelmiyor.
It doesn't make sense.
Ama biz değişikliği hissettik karanlık ve daha baskıcı bir atmosferin geldiğini...
But we all sense a change, a darker, more oppressive atmosphere.
Sen gerçekten yaptığımız şeyin önemini hiç kavrayamıyorsun.
You honestly derive no sense of purpose... from what we're doing?
Hiç mantıklı gelmiyor.
It doesn't make any sense.
Hiç mantıklı değil.
- Doesn't make sense.
Çünkü hepsi mantıklı olacak.
'Cause it's all gonna make sense.
Bu mantıklı.
That makes sense.
Tehlikeye düşersen Bhaijaan diye seslenirim.
If I sense trouble, I'll holler'Bhaijaan'
Bu çok mantıksız.
That doesn't make sense.
Bazen bunun anlamsız olduğunu düşünüyorum.
Sometimes I think it makes no sense.
Mantıklı mıydı?
That made sense?
Bu tür bir şey için altıncı hissim var.
I got a sixth sense for this kind of thing,
Mantıklı değil.
Makes no sense.
Kontrolum yok Sola dönmek için sağa kır Sol için sağa kır Neden bu çok mantıksız
What I do I get scared turn right to go left turn right to go left that doesn`t make any sense turn right to go left
Sana anlamlı gelebilecek tek yolun bu olduğunu düşünüyordum.
I would think that's the only way you could make sense, though.
Güzellik yarışması bir işe yarasın.
I won a beauty content makes sense.
Hiç mantıklı değil.
It doesn't make sense!
Hiç mantıklı değil.
It doesn't make any sense.
Hiç mantıklı konuşmuyorsun.
Yeah, you're not making any sense. Talk to me.
Hiçbir şey mantıklı gelmiyor.
None of this makes any sense.
- Mantıklı gelen ne ki?
What doesn't make any sense?
Hiçbir şey mantıklı değil.
None of this makes any sense.
Evet, mantıklı değil.
No, it doesn't make any sense.
Bunu söylediğime inanmıyorum ama dediğin şey mantıklı sayılabilir.
I don't believe I'm saying this, but that almost made sense.
Hayır, sağduyumu takdir edecek.
No, he'll be inspired by my common sense.
Mantıklı tabii.
That makes sense.
Ne hatırladığı hakkında hiçbir şey yok. Bu mantıklı.
There's nothing about what she remembers that makes any sense.
- Kötü bir his var. Mizahın.
- You have a wicked sense of humor.
- Harika bir espri anlayışı olduğunu söyleyebilirim Kesinlikle bizi insan yapar Ve bence kesinlikle sizi insan yapar.
- I would say that a great sense of humor definitely makes us human, and certainly makes you human in my opinion.
Fakat şarkı anlamsızdı.
But the song made no sense.
- Bu yüzden bu hiç mantıklı değil!
- That doesn't make any sense!
Bunlardan nasıl bir anlam çıkaracağım?
H-how am I gonna make any sense out of this?
Anlam çıkar.
Make... sense of it.
Kadın çok mantıklı konuşuyor.
She's making a lot of sense.
Köpekbalığı, kan algılayabilir 25 mil uzakta.
Sharks can sense blood from.25 miles away.
Şimdi hepsi mantıklı.
Now it all fucking makes sense.
O da mantıklı.
that makes sense.
Asıl mantıksız olan uçakla bağlantının koptuğu nokta civarında hiç manastır olmaması.
What doesn't make sense... is there are no monasteries anywhere near where contact with the plane was lost.
Bu nasıl olur?
How does this make sense?
Ne nasıl olur?
How does what make sense?
Espri anlayışım demene sevindim.
I'm glad you mentioned my sense of humor.
- Anlıyor musun?
- That make any sense?
Keçi inadımı, kaderim zannettim.
I mistook my stubborn will for a sense of... destiny or something.
Bir kadının hayatı tehlikede, sense kalkmış bana toplantıya katıl, diyorsun.
There's a woman's life in danger. So I'm thinking I may not take the meeting.
Korkunu hissediyorum.
I sense your fear.
Zehri hissediyor musun?
Do you sense the poison?
Onun yaşam gücünü hissediyor musun?
And do you sense her life force?
Sense bir çocuksun.
You're just a kid.